Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gerekçesiyle, asli talep olan İİK m.33/a kapsamında takibin zamanaşımına uğramadığının tespiti ve alacak davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, feri talep olan TTK m.732 kapsamında sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davasının aralarında temel ilişki olanlar arasında bu hüküm uygulanamayacağından reddine, davacının davayı kötüniyetle açtığını ispatlar delil bulunmamakla yasal koşulları oluşmadığından HMK md 329'a göre davacıya disiplin para cezası ve akdi vekalet ücreti yüklenmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle: Davanın konusunun sebepsiz zenginleşme teşkil eden mükerrer ödemenin iadesine ilişkin olduğunu, mükerrer ödenecek olan tutarın da mahkeme ilamında hükmedilen vekalet ücreti olduğunu, davalının dava konusu ----- kaynaklandığını, sigorta hukukunun ise Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlendiğini, bu nedenle ------olduğu şeklindeki iddiaların hiçbir haklı dayanağı bulunmamakta olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/563 Esas KARAR NO : 2022/507 DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 01/10/2021 KARAR TARİHİ : 30/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Keşidecinin müvekkili şirket lehtarının ise ... San. Tic. Ltd. Şti., olduğu, ... Bankası ... Şubesi 19.10.2012 tarih ve ... nolu 49.000,00 ₺ bedelli çekin keşidecsi müvekkili ile dava dışı lehtar şirket arasında akdedilen sözleşmeye istinaden verildiğini, ancak dava dışı lehtar ... San. Tic. Ltd. Şti., sözleşmede kendi üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini ve bu sebeple sözleşme karşılıklı olarak fesih edildiğini, sözleşmenin fesih edilmiş olması sebebiyle bahsi geçen çek yönünden müvekkili şirketin borçlu olmadığı hususu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/... E....

      Madde kapsamında açıldığı, davacıların icra takibinde borçlu bulunmamaları nedeniyle, borçlu tarafından açılabilecek bu davada davacıların aktif husumetinin bulunmadığı, davacıların ancak borçluya karşı genel mahkemede sebepsiz zenginleşme veya menfi tespit davası açabilecekleri gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Maddi vakıaların anlatımı taraflara ait olup, hukuki nitelendirmeyi yapma görevinin hakime ait olduğu, mahkemece davanın İİK'nun 72.maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit ve istirdat davası olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğu kanaatine varılmıştır. İstirdat davası esasen sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanan bir eda davası olup İİK 72/7 maddesinde düzenlendiğinden, davanın icra takibine dayanması dava şartıdır. Bununla birlikte, 6100 Sayılı HMK 106....

        nun 77-82.maddelerinde) göre sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. 22.02.1991 gün, 1990/1 E.- 1991/1 K.sayılı YİBK'nda da vurgulandığı gibi; iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi; dava tarihinden önce yapılan imalatlar nedeniyle sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalıların) bu imalatın yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez....

          Bu durumda mahkemece davacının talebinin İİK'nun 72. maddesinde düzenlenen istirdat davası olmayıp sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılan alacak davası olduğu dikkate alınarak ve bu yönden deliller toplanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken dava dilekçesinin nitelemesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer davalı ... Ltd. Şti.'nin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 990 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca istirdat davası koşullarının oluştuğu durumlarda, dava sebepsiz zenginleşme olarak görülemez, davaya istirdat davası olarak bakılması gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas, 2017/3930 Karar; 2015/1355 Esas, 2015/11705 Karar; 2016/3867 Esas, 2016/15577 Karar) Davacı taraf taleplerinin sebepsiz zenginleşme kapsamında itirazın iptali olduğunu ileri sürmüş ise de HMK 33/1 maddesi gereğince hukuki tasnifi yapmak hakimin görevi olduğundan ve istirdat davasının koşullarının oluşması halinde davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiğinden, mahkemenin davayı istirdat davası olarak nitelendirmesinde hukuka aykırılık mevcut değildir. İstirdat davaları, İİK 72/7. maddesi gereğince ödemenin yapıldığı tarihten itibaren bir sene içinde, açılması gerekip, yasa maddesinde belirtilen süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğu gibi, istirdat davasında yasada belirtildiği gibi umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurulması gerekmektedir....

              Yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca istirdat davası koşullarının oluştuğu durumlarda, dava sebepsiz zenginleşme olarak görülemez, davaya istirdat davası olarak bakılması gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas, 2017/3930 Karar; 2015/1355 Esas, 2015/11705 Karar; 2016/3867 Esas, 2016/15577 Karar) Davacı taraf taleplerinin sebepsiz zenginleşme kapsamında itirazın iptali olduğunu ileri sürmüş ise de HMK 33/1 maddesi gereğince hukuki tasnifi yapmak hakimin görevi olduğundan ve istirdat davasının koşullarının oluşması halinde davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiğinden, mahkemenin davayı istirdat davası olarak nitelendirmesinde hukuka aykırılık mevcut değildir. İstirdat davaları, İİK 72/7. maddesi gereğince ödemenin yapıldığı tarihten itibaren bir sene içinde, açılması gerekip, yasa maddesinde belirtilen süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğu gibi, istirdat davasında yasada belirtildiği gibi umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurulması gerekmektedir....

              Davacı şirket bu takip dosyasının tarafı olmayıp üçüncü kişi konumundadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 9 ve devamı maddelerine göre icra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben ödenmiş sayılacağından dosyanın tarafı olmayan davacı üçüncü kişinin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, davalı alacaklı sebepsiz zenginleşen konumunda olmayıp İİK 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabileceğinden davacının icra takip dosyasına ödediği bedeli davalı ...'den geri isteme hakkı bulunmamaktadır. Nitekim davacı tarafından davalı .... aleyhine haksız haciz nedeniyle açılan manevi tazminat davasının da yapılan haczin İİK 97/A maddesine göre usulüne uygun bulunması nedeniyle reddine karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği de anlaşılmaktadır. Şu durumda, davacının davalı ... yönünden davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

                Mahkemesinin hükmünün yanlış olduğu ileri sürülerek tescil edilen fazla hisse karşılığının ıslah dilekçesi ile birlikte ... 375,00 TL olduğu ileri sürülerek, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili istenilmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, veraset belgesine göre davalının .../64 hissesi bulunmasına rağmen mahkeme kararına göre .../64 olarak tescil edildiği, fazla hisse tescili nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiği, karşılığı ....375,00 TL'nin yasal faizi ile tahsili cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat istemine ilişkindir. Kural olarak, dava konusu uyuşmazlıkların daha önce bir kesin hüküm ile HUMK.'nun 237. mad.- HMK.'nu 303.maddesi) çözümlenmemiş olması gerekir. Anayasa'nın 138. maddesine göre de yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır....

                  UYAP Entegrasyonu