Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu uyuşmazlık; tapulu taşınmaza ilişkin adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, iadesi talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

    Geçersiz sözleşmeye istinaden, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile mükelleftirler. Taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak edimin ifasını talep edemeyip ancak sebepsiz zenginleşme dolayısıyla aldıklarını iade etmekle yükümlü olduklarından, asıl alacağa bağlı, asıl alacağın ferisi niteliğinde olan cezai şart da talep edilemeyecektir. Bu nedenlerle davalının sübuta yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....

    Yapılan bu ödeme icra borçlusu davalı lehine yapılan bir ödeme olup davacı taraf sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre takip borçlusuna karşı eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından zamanaşımı def-i savunmasına itibar edilmemiştir. Takip dosyasında borçlu olmamasına rağmen haciz baskısı altında borcu ödeyen 3. şahısların durumu İİK'nın 72. maddesinde açıkça düzenlenmemiştir. Borcu ödeyen takip borçlusu değil, takiple alakası olmayan davacı firmadır. Bu durumda; davacı 3. şahsın yaptığı ödeme ile takip borçlusu borcundan kurtulmuş ve sebepsiz zenginleşmiştir. Dolayasıyla taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer yandan sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir....

      nın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılan bu davada sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği, bu nedenle bu davalının icra takibindeki 300.000,00 Euro asıl alacak yönünden itirazının haksız olup iptali gerektiği, icra takibindeki işlemiş faiz yönünden senedin zamanaşımına uğradığı, davalı tarafın takipten önce temerrüde düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talep edemeyeceği, bu kısma yönelik itirazın iptali talebinin reddi gerektiği, asıl alacak üzerinden koşulları oluştuğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davacının davalı borçlu ... yönünden ise bu davalının icra takibinin dayanağı olan bonoda kefil olduğu, TTK'nın 732. maddesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre hamilin sadece keşideciye karşı müracaat hakkı olup temel ilişkiye dayalı olarak davalı kefile müracaat hakkı bulunmadığı, bu davalı yönünden itirazın iptali davasının reddi gerektiği gerekçeleriyle, davalı ...'...

        İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın, diğer paydaşlara herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. İyileştirmeden doğan sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, iyileştirmenin satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; üzerinde haciz bulunan dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan kaynaklanan bedelinin ödenmesi hususunun tamamen davacı tarafın kusurundan kaynaklandığını, davacı tarafın öncelikle varsa zararını kusurlu çalışanlardan haksız fiil hükümlerine göre tazmin etmekle yükümlü olduğunu, bu hususun atlanarak şartların oluşmadığı halde müvekkiline karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak davası açılmasının hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile, toplam 1.204.138,66TL'nin 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine karar verilmiştir....

          Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davacılar ile davalı arasında kumaş alım-satım ilişkisi olduğunu, bu sözleşmeye dayalı olarak yapılan ödeme olmasına rağmen davalının edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, davalıdan faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacılar vekilinin vekaletnamesindeki özel feragat yetkisine binaen 02.05.2013 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmesi nedeniyle iş bu davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

            Kargo A.Ş. tarafından yapılan ödeme, kendi sigortacısının muvafakatini almadan yapmış olması sebebiyle davalıdan ödenen bedel istenemeyeceğinden davanın reddin karar verilmiş ise de sigortalı tarafından eldeki davaya konu ödemenin ifa tarihinden çok önce davacının bilgilendirildiği, davacı tarafça yapılan bu ödemenin borçlu olmadığını bildiği veya bilebilecek olduğu bir lütuf ödemesi niteliğinde olduğu, dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunun 77-82. maddelerinde belirtildiği üzere; sebepsiz zenginleşme nedeni ile iade borcunun doğabilmesi için borçlanmadığı edimi kendi isteği ile yerine getiren kimsenin kendisini borçlu sanarak ödeme yaptığını ispat etmesi gerektiği, davacı tarafa sigortalı tarafından yapılan bildirim gözetildiğinde davacı tarafça bu hususun da ispat edilemediği, davacının yasal bir zorunluluğu bulunmadığı halde ödememesi gereken tazminatı davalıya ödemesi sebebi ile sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak ödenenin iadesini talep edemeyeceği...

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Dava zamanaşımına uğramış kambiyo senedine dayalı alacak davasıdır. Süresinde ibraz edilmeyen ve zamanaşımına uğramış olan çekler yönünden keşideci ile hamil arasındaki ilişki 6102 sayılı TTK.’nun 732. maddesi çerçevesinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmelidir. Konuya ilişkin sebepsiz zenginleşme başlıklı kanun maddesi TTK’nun 732’de; 'MADDE 732- (1) Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar....

              Bu durumda davacı; bu geçersiz sözleşme nedeniyle, davalılara verdiği bedeli ancak, sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde geri isteyebilir. Geçersiz sözleşmelere göre verilenlerin iadesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı (geçerli) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi zarar değil, alacaklının (davacının) mal varlığında meydana gelen eksilmedir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Somut olayda; davacı, 11/03/2013 tarihli banka dekontu ile davalı ...'e 30.000.00.- TL yi "arsa ücreti " açıklaması ile ,15/03/2013 tarihli banka dekontu ile de davalı ...'...

                UYAP Entegrasyonu