Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir.Davacı Hazine davasını sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayandırmıştır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden davaya konu taşınmazın Hamtoprak-Arsa-Tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu, davalı belediyenin hiç bir hakka dayalı olmaksızın hazinenin taşınmazını davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Tescil ve Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık haricen satın almaya dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde de sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tazminat isteğine ilişkin olup, yargılama sonunda davacının sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep ettiği tazminat isteğinin kabulüne karar verildiğine ve hüküm davalı tarafça bu yönü ile temyiz edildiğine göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (13.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, bonolarda keşideciye karşı açılacak davaların vadenin geldiği tarihten itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamalarında bono hamilinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye müracaat edebileceğinin kabul edildiği, hamilin zamanaşımına uğramış senede dayalı olarak 3 yıldan sonraki bir yıl içinde borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açabileceği, somut olayda bu sürenin geçtiği, davalının da zamanaşımı def'inde bulunduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacının davalılara borç para verdiği iddiasına dayalı alacak davasıdır....
Dava, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak açılmış olup, 6098 sayılı TBK'nın 82. maddesinde belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığından, davalı vekilinin zamanaşımı iddiası da yerinde değildir. "Bilindiği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davaya konu bonoda müvekkilinin keşideci konumunda olmayıp, aval veren konumunda olduğunu, aval verene karşı zaman aşımına uğramış bono nedeniyle alacak isteminde bulunulamayacağını, icra dosyasında açıkça zamanaşımı itirazında bulunduklarını, mahkemece işbu itirazın değerlendirilmesi gerektiğini, davanın TTK 732 m. dayalı olarak açılan bir sebepsiz zenginleşme davası olmadığını, mahkemenin taleple bağlı kalmayıp sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğunun kabulü halinde ise, süresinde açılmadığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiş, süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesine ek beyan dilekçesi ile de, sehven müvekkilinin aval veren konumunda olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin keşideci olduğunu ileri sürmüş ve önceki tarihli istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiştir....
Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın, diğer paydaşlara herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. İyileştirmeden doğan sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, iyileştirmenin satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanan işbu davada, yerleşmiş içtihatlar ve yasal düzenlemeler gereğince satış yolu ile ortaklığın giderilmesine konu olan taşınmaza ilişkin alacak talebinde bulunabilmek için fakirleşme ve zenginleşme anının birlikte gerçekleşmesi gerekir....
Madde gereğince de çeklerin ibraz süresinin dolmasından itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak da talepte bulunamayacağını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davalı alacaklı çekin keşidecisi olup, çek zamanında ibraz edilmemiş olsa bile çekten dolayı çek hamiline karşı sebepsiz zenginleştiği oranda sorumlu olduğundan, davacı hamil tarafından çek keşidecisine karşı bir yıllık süre içerisinde takip başlatılması mümkündür. Davacı tarafça davalı alacaklı ile arasında ticari ilişki bulunduğu ileri sürülmemiştir....
Dava; adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan geri alınması istemine ilişkindir. Davacı taraf, 19.08.2005 tarihli "satış sözleşmesidir" başlıklı belgeye dayanarak eldeki davayı açmıştır. Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler resmi biçimde yapılmadıkça geçersizdir.(TMK m.706, BK m.213, Tapu Kanunu m.26 ve Noterlik Kanunu m.60). Geçersiz sözleşmeye dayalı olarak elde edilen kazanımlar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebilir. Ancak bu durumda, taraflar arasında geçersiz de olsa bir sözleşme olduğundan dava, sözleşme zamanaşımı süresine tabidir. TBK'nın 146.maddesinde (818 sayılı BK m.125) sözleşmeye dayanan alacakların, başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemli dava sonucunda, davacı payının tamamının terkinine karar verilmesine rağmen 90/28731 payının bedelinin hesaplanmadığından bahisle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan incelemede; Davacının; 986/28731 hisse ile malik olduğu ...... İlçesi, ...... .........
"İçtihat Metni"... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlığın akte dayalı bulunmayıp, Borçlar Kanununda yer alan Sebepsiz Zenginleşme hükümlerine dayalı bulunduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın niteliğine göre temyiz incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....