Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yeni Türk Borçlar Kanunu'nda yapı malikinin sorumluluğu 69. maddede düzenlenmiştir. TBK 69. maddesinde “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” denilmektedir. Görüldüğü üzere kanun hükmü, bina ve yapı eserleri nedeniyle sorumluluğu, bunların yapım bozukluğu veya bakım eksikliğine dayandırmaktadır. Burada yasa koyucu, her geçen gün artan yapılaşma nedeniyle, başkaların zarar görmesini engellemeyi amaçlamıştır. Bu sebeple, bu yapılar nedeniyle zarar tehlikesinin önlenmesi amacıyla yasa koyucu kusursuz sorumluluk ilkesini kabul etmiştir. "TBK'muz bu sorumluluğu "özen" ilkesine dayanan kusursuz sorumluluk halleri arasında saymıştır. Bina ve diğer yapı eseri sahibinin sorumluluğu bir kusursuz sorumluluk olduğundan, zarar gören kişinin, sorumlunun kusurunu kanıtlaması gerekmediği gibi, sorumlu kişi de kusursuzluğunu kanıtlayarak sorumluluktan kurtulamayacaktır. " (Ahmet M....

Dosyaya sunulan .... tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda Davalı sürücü ....’in kusursuz olduğu, Davacı yaya ...’ın %100 oranında kusurlu olduğu, 10/11/2021 tarihli Genişletilmiş Daireler kurulu raporunda Davalı sürücü ....’in kusursuz olduğu, Davacı yaya ....’ın %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Haksız fiilin TBK çerçevesinde yapılan tanımına göre haksız fiilden bahsedebilmek için 5 unsurun bulunması gerekmektedir. Bunlar; fiil, zarar, illiyet bağı, zarar, kusur ve hukuka aykırılıktır. Kusur, hukuk düzenin hoş görmediği, kınadığı davranış biçimi olarak tanımlanabilir. Haksız fiil sorumluluğu esas itibariyle kusur sorumluluğu olduğu için haksız fiilden dolayı sorumlu olabilmek için kusurun bulunması şarttır. Bir kimsenin kusurlu sayılabilmesi için ilk olarak davranışının aynı şartlar içinde bulunan makul, dürüst ve orta zekâlı üçüncü kişinin davranışından sapmış olması gerekmektedir....

    Hukuk Dairesinin Görevleri bölümünün 3. maddesi ise; “Noterlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar” hükmünü içermektedir. Aynı mahiyetteki davaların temyiz inceleme görevi, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'nun .... sayılı ilamları ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesine verilmiştir. Buna göre, uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki; özel yasa niteliğindeki Noterlik Kanunundan kaynaklanmaktadır. Diğer bir anlatımla, Noterlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin bir istem bulunmamaktadır. Bu bağlamda dosyanın Yargıtay'a ilk geliş tarihinde ya da geri çevirme sonrası geldiği tarihte temyiz incelemesi ile dairemizin görevli olmamasına göre; temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir....

      Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası'nın 58. maddesi gereğince "…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur." ( TBK .69. maddesi )....

        A.Ş.’nin kusursuz olduğu, işverenin sorumluluğunun kusur sorumluluğu olduğu, bu durumda dava konusu olayda kusursuz olan davalı şirketin davacının geçirmiş olduğu iş kazası sebebiyle manevi tazminat sorumluluğu bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür....

        Anılan madde uyarınca devletin sorumluluğu için tapu görevlilerinin görevleriyle ilgili bir eylemleri olmalı; bir zarar bulunmalı; zarar doğuran eylem hukuka aykırı olmalı ve zararla eylem arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Kusursuz sorumluluk şeklinde düzenlenen devletin sorumluluğu, ancak zarar ile uygun nedensellik bağının kesildiğinin kanıtlanması durumunda ortadan kalkacaktır....

        Bu sorumluluğa öğretide “Kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “Kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir. Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk halleri olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayrıma tabi tutulurken, TBK tarafından hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. (G.Antalya B.Hukuku Genel Hükümler C.1.2012.İst.sh.533.535.)...

        İşveren veya üçüncü kişiler ile üçüncü kişileri çalıştıranlara rücu olanağı anılan maddede öngörülen sayılı ve sınırlı durumların gerçekleşmesi halinde mümkün olup, 506 sayılı Yasanın 26. maddesine dayalı dava kapsamında, maddedeki sorumluluk hallerinin genişletilmesi veya genel hükümler uyarınca kusursuz sorumluluk yoluna gidilmesine olanak bulunmamaktadır. Bu haliyle davalı ...’in işvereni konumundaki ...... salt istihdam eden sıfatıyla kusursuz sorumluluğu yönüne gidilmesi olanağı bulunmamaktadır. Ayrıca, yukarıda da değinildiği üzere, davalı işverenin 506 sayılı Yasanın 26. maddesine dayalı sorumluluğu, anılan madde içeriğinde sayılı ve sınırlı hallerde mümkün olduğundan, anılan maddeye dayalı davada, teknik arızadan dolayı işleten sıfatıyla sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır....

          Burada Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Yargıtay Hukuk Genel kurulunun 20.04.2011 gün ve 2011/13-37 E., 2011/198 K. sayılı kararında değinildiği gibi; kusur sorumluluğunda, bir zararı başkasına tazmin ettirmek, ancak zarar onun kusurlu bir fiilinden doğmuş ise mümkündür. Sanayileşme ile birlikte doğan tehlikeler, bir kimsenin kusurlu olmasa dahi kendisinin verdiği zarar nedeniyle tazmin sorumluluğunu getirmiştir. Öğretide kusursuz sorumluluk halleri "Olağan sebep sorumluluğu - tehlike sorumluluğu" gibi ikili ayırıma tabi tutulduğu gibi, hakkaniyet sorumluluğu-nezaret ve ihtimam gösterme yükümünden doğan sorumluluk-tehlike sorumluğu şeklinde üçlü ayırım yapanlar da vardır. Bir diğer ayrımda "Objektif sorumluluk" üst başlığı altında kusursuz sorumluluk halleridir. Bunlardan "Tehlike sorumluluğu" terminolojide "Ağırlaştırılmış sebep sorumluluğu" ya da "Ağırlaştırılmış objektif sorumluluk" olarak yer almaktadır....

            Böylece sanayileşme ile birlikte doğan tehlikeler, hukuk alanında da etkisini doğurmuş ve bir kimsenin kusurlu olmasa dahi kendisinin verdiği zarar nedeniyle tazmin sorumluluğunu, kısacası kusursuz sorumluluğu getirmiştir (Prof.Dr.Haluk Tandoğan, Kusura Dayanmayan Sözleşme Dışı Sorumluluk Hukuku,1981 Bası, sh.1-4). Öğretide kusursuz sorumluluk halleri "olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu" olmak üzere ikili ayırıma tabi tutulduğu gibi (Eren Fikret, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, C.1, B.3, 1989; Tandoğan Haluk, Kusura Dayanmayan Sözleşme Dışı Sorumluluk, Ankara, 1981, s:22); "hakkaniyet sorumluluğu-nezaret ve ihtimam gösterme yükümünden doğan sorumluluk-tehlike sorumluğu" şeklinde üçlü ayırıma gidildiği de görülmektedir (Tekinay /Akman /Burcuoğlu/ Altop/ Tekinay Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, B.7, İstanbul 1993, s:498). Öte yandan, "objektif sorumluluk" üst başlığı altında kusursuz sorumluluk halleri olarak da düzenlemeler bulunmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu