WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekilinin diğer taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde, TMK'nin 677/1 maddesi hükmüne göre; terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Ortak mirasbırakan ya da elbirliği şeklinde tüm mirasçılar adına kayıtlı bulunan tapulu taşınmazlardaki miras paylarının, mirasçılar arasında harici olarak yazılı senetle satışı geçerli bulunmakta ise de; söz konusu satış senedine dayanılarak iptal ve tescil davasının açılabilmesi için başta geçerli olarak yapılan mirasçılar arasındaki harici satış senedinin geçerliliğini koruması gerekir. Başka bir anlatımla, mirasçılar arasında yapılan harici satış sözleşmesinden dönülmemiş olması gerekir....

    Dava; miras payının devri sözleşmesine dayalı TMK'nun 677. maddesi uyarınca açılan pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır (TMK.m.677/1). Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Mahkemece, tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; taraflar arasında yapılan davacının dayanağı 12/12/1974 tarihli harici satış senedi, davalı ... tarafından parmak izi basmak suretiyle düzenlenmiş olup, senet altında 2 şahit imzası ile birlikte olması gereken ihtiyar heyeti onayının bulunmadığı anlaşılmaktadır....

      Davacı vekili, miras sözleşmelerinin geçersizliğine, davacıya ait belirsiz miras payı alacağının belirlenmesine, bu bedelin davalılardan ölüm tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir. Mirasçılar miras yoluyla kendilerine intikal eden hakları ister diğer mirasçılara isterse mirasçı olmayan kişilere bedelli ya da bedelsiz olarak devredebilirler. Miras payının devri açılmış miras payının devri şeklinde gerçekleşebileceği gibi açılmamış miras payının devri şeklinde de gerçekleşebilir. Açılmamış miras payını devralan mirasçının sadece kendisine devredilen haklara yönelik bir alacak hakkı söz konusudur. Açılmamış miras payının devri sözleşmesi mirasçılar arasında yapılmış ise adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir. Resmi şekil koşulu aranmaz....

        Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; taşınmazın harici satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 13. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu bağlamda 541 sayılı parseldeki ... payının davacı ...’e satışı 23.07.1990 tarihli harici satış sözleşmesi ile yapılmış olup sözleşmenin düzenlendiği tarihte 541 sayılı parsel tapuya kayıtlı bulunduğundan yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ...’ın payı yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken, bu kişinin harici satışına değer verilerek onun payının davacılara tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı temyizinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 1.3.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Miras payının satışının yapıldığı 4.5.1972 tarihinde dava konusu 486 parsel sayılı taşınmaz tapuda miras bırakan adına kayıtlı bulunan bir yerdir. Davacının mirasçı sıfatı bulunmamaktadır. Miras bırakanın ölümü ile TMK.nun 599.maddesine göre mirasçılar mirası bir bütün olarak kazanırlar. Taksime kadar tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Kural olarak mirasçılardan birinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bir taşınmazı veya miras payını 3. kişiye satışı geçerli sonuç doğurmaz. Miras bırakan Habibe’nin terekesi taksim edilmediğine göre böyle bir satış, başka bir ifadeyle miras bırakandan kalan ve iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir taşınmazdaki miras payının mirasçılardan biri tarafından üçüncü kişiye satışı iştirak çözülmediği sürece geçersiz olduğu gibi, satın alan kişiye de mülkiyetin aktarılmasını talep hakkı tanımaz. Bu nedenlerle tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır....

              Temyize konu davanın açılmasından sonra (2011 yılında) davacı (müteveffa) ...’ın da katılımıyla tapuda yapılan intikal işlemi ile taşınmaz paylı mülkiyete dönüştürülmüş; böylece miras ortaklığı bu taşınmaz yönünden sona ermiştir. Bu işlem tarafların oybirliğiyle miras payının devrine ilişkin 22.03.1991 tarihli sözleşmeden dönme niteliğindedir. Buna göre miras payının devri sözleşmesinin bozulduğunun ve artık hukuki sonuç doğurma özelliğini kaybetmiş olduğunun kabulü gereklidir. Bu nedenle bu sözleşmeye dayanılarak hak istenemez. Hal böyle olunca, Mahkemesince (22.03.1991 tarihli sözleşmeye dayanılarak) 149 parsel sayılı taşınmaza yönelik açılan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; tapu harici taşınmaz satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece de uyuşmazlık bu şekilde değerlendirilip, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmamasına göre, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 13. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 30.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  İlk derece mahkemesi tarafından davanın harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil olarak değerlendirilip yazılı gerekçe ile tapu iptal ve tescil yönünden reddine karar verilmiş ise de, incelenen dosyada davacının 15/08/2005 tarihli satış senedine dayalı olarak iş bu davayı açtığı ve senette açıkça kardeş olan tarafların anneleri Hatice'den intikal eden taşınmazların satışı konusunda anlaştıkları sabittir. Sözleşmenin imzalandığı tarihte davaya konu paylar halen anneleri Hatice adına kayıtlıdır. Dolayısıyla davaya konu sözleşme harici satış sözleşmesi olmayıp miras payının devri sözleşmesidir. Bilindiği üzere; mirasçılar miras yoluyla kendilerine intikal eden hakları ister diğer mirasçılara isterse mirasçı olmayan kişilere bedelli ya da bedelsiz olarak devredebilirler. TMK 677/1. maddesi gereğince, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır....

                  İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın TMK'nın 677 ve devamı maddelerinde düzenlenen miras payının devri sözleşmesinden kaynaklı olup sözleşmenin yazılı yapılmakla geçerli olduğunu, davalılar T23 murisi olan T17 ile miras payının devri sözleşmesi yapıldığını sözleşmenin geçerli olduğunu, satış bedelinin ödendiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, miras payının devri sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. Öncelikle taraf sıfatı (husumet ehliyeti); dava konusu subjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir....

                  UYAP Entegrasyonu