Somut olayda ise davacı vekilinin, davalının davacıya ait büroda bir süre çalıştığı, iş akdinin feshinden sonra davalının davacıya karşı işçilik alacakları nedeniyle dava açtığı, davada davacının işyerinde çalışan personelin ifade vermesinden sonra davalının facebook hesabından davacıya hakaret ederek manevi olarak üzüntü duymasına sebep olduğu iddasıyla uğranılan manevi zararın tazminini talep etmektedir. Bu durumda, manevi tazminata neden olarak ileri sürülen olayların taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleştiği, dolayısıyla taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunmadığı ve taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesi ve iş ilişkisinden bağımsız, tamamen haksız fiil iddiasına dayalı olarak açılmış bir tazminat davası olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 9....
Davacı şirketin bozuk ve ayıplı boya işinden dolayı ihracat süreci tamamlanmış ayıplı olan emtialar ise zayi olmuştur.” Beyanı olduğu görüldü. Dosya kapsamında değiştirilmiş ayıplı/gizli ayıplı Malzeme miktarı hakkında bilgi olmadığı görüldü. teknik değerlendirme kısmında belirtildiği şekilde davaya konu ürünlerin tamamının ayıplı/gizli ayıplı olma durumu olamayacağı kanısı oluşmuştur. Dosya kapsamında ayıplı/gizli ayıplı ürün miktarı hakkında bilgi olmadığı görüldü. Ayıplı ifa olarak kabul edilirse, eserin davalı tarafından teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan bozukluğun görülüp görülemeyeceği, Renk uyumsuzluğu ve kısmen bölgesel yığılma davalı tarafından teslim alındığında görülme imkanı olabilmektedir....
ile arasındaki hizmet sözleşmesinde bakım ve onarım edimini kusuru ile ayıplı ve kötü ifa ettiğinden dolayı müvekkili şirketten herhangi bir bedel talep edemeyeceğini, Müvekkilinin davacı taraftan almış olduğu ayıplı hizmet karşısında Türk Borçlar Kanunu kapsamından ayıplı hizmet karşısında sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı gibi müvekkili şirketin davacı tarafın ayıplı hizmet sağlaması nedeniyle uğramış olduğu zararın tazminini isteme hakkı saklı olduğunu belirterek itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporuna göre, davacı-karşı davalı şirketin, davalı-karşı davacı şirketten ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağının mevcut olduğu, davalı-karşı davacı, her ne kadar davacı-karşı davalının satışa konu ettiği malların ayıplı olduğu, buna ilişkin fatura düzenlendiğini iddia etmişse de yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı, bu nedenle ürünlerin ayıplı olduğunun kabulü halinde dahi davalı-karşı davacının ayıplı ürünleri kabul etmiş sayılacağı, bundan dolayı davacı-karşı davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı ayrıca davalı-karşı davacı tarafça sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle zarara uğranıldığı iddia edilmiş ise de taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşmenin olmadığı gibi yazılı şekilde gerçekleştirilen cari hesap sözleşmesinin de bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari satıma dayanan sipariş akabinde gerçekleşen ilişki olduğu, asgari mal alım satımını içeren bir sözleşmenin veya bayilik...
A.Ş Danatte aleyhine 09/02/2009 gününde verilen dilekçe ile ayıplı gıda ürünü nedeniyle yaşanan gıda zehirlenmesi iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 21/01/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 01/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, "...Dava, ikinci el aracın ayıplı çıktığı iddiasına dayalı ayıp sebebiyle bedelde indirim ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin 18/01/2022 tarih ve 2022/26 Esas 2022/103 Karar sayılı kaldırma ilamında belirtildiği üzere dava konusu 34 XX 285 (Yeni plaka 34 XX 320) plaka sayılı aracın 28/05/2018 tarihinden öncesine ait tramer kayıtları celp edilmiş olup müzekkere cevabından davaya konu araçta 28/05/2018 tarihinden öncesine ait değişen parçaya dair herhangi bir tramer kaydının ve hasar dosyasının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Öyle olunca davacının talepleri maddi ve manevi tazminat olarak bölünüp maddi tazminat talebi için öncelikle Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulması gerektiği gerekçesiyle davanın reddi doğru değildir.” şeklinde olup maddi ve manevi tazminatın beraber talep edilmesi halinde taleplerin bölünemeyeceğini belirtilmektedir. Yine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 27.12.2004 tarih ve 2004/15255E ve 2004/18969 K. sayılı kararında " 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi gereğince davanın değerine göre Tüketici Hakem Heyetine başvurunun zorunlu olduğu uyuşmazlıkların tespitinde, ayıplı hizmet nedeni ile uğranılan manevi zarar bedelinin de dahil edilmesi gerekir....
Sayfasında Hacihaliller-Turgutlu hattına kadar uygulanan şöför kartı elektronik kart tarifesinin uygulamadan kaldırılmasını, haksız eylem ve hizmetin kötü işleyişi nedeniyle, Büyükşehir Belediyesinden 4.000,00 T4 4.000,00 TL'si toplamda 8.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, ödenecek manevi tazminat tutarının caydırıcılık uyandıran oranda belirlenmesini talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/116 ESAS 2022/257 KARAR DAVA KONUSU : Ayıplı hizmet iddiasına dayalı maddi-manevi tazminat KARAR : Düzce 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 23/12/2021 tarih, 2021/265 Esas 2021/382 Karar sayılı hükme yönelik, dairemizin 24/02/2022 tarih, 2022/221 Esas, 2022/259 Karar sayılı kararı ile; HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verildiği, eksikliklerin tamamlanması üzerine dosyanın yeniden Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu Düzce 4....
Davalının manevi tazminat talebine ilişkin karara yönelik istinaf talebi bakımından ise; davacıların düğün gününe ait fotoğraflarının dosya kapsamında temin edilen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere özensiz ve profesyonel nitelikte olmadığı, kişilerin hayatında önemli bir yere sahip olan düğün günlerine ilişkin hatıra niteliğini taşıyacak fotoğraflardaki belirtilen ayıbın davacıların manevi kişilik haklarını ihlal etiğinden davalının sair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir ancak, manevi tazminat miktarına hükmedilirken hakim tazminat bedelinin zenginleşme aracı olmamasına özen göstermeli, tazminat tutarı ayıplı hizmetin kusur oranı ile orantılı olmalıdır....