DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT : Davacı tarafça davalıdan satın aldığı oturma grubunun ayaklarından birinin diğerlerinden kısa olduğu, bu nedenle ------ ayıplı olduğu iddiasıyla oturma grubunun ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi, bunun mümkün olmadığı takdirde bedelin iadesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Dava; ticari nitelikli satım sözleşmesinde satılanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat davasıdır. Satılan------ ayıplı olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından bütün ayakların yüksekliklerinin eşit olduğu, ancak oturma grubunun --- kısmının ortasının arka tarafının aşağıya doğru ------ kadar yamuk olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TBK'nun 229. maddesinde satıcının kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alcının diğer zararlarını karşılamakla yükümlü olduğunun düzenlendiğini, müvekkilinin pancar kesme makinasını ticari amaçla aldığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, ticari faaliyetin yapılamaması sebebiyle mahrum kalınan alacak talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, istinaf isteminde bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davacı tarafın taraf değişikliği talebinin kabul edilebilir yanılgıdan kaynaklandığı gerekçesiyle husumet itirazlarının reddedilmesinin yerinde olmadığını, davacı tarafın iddia ettiği zararın malın ayıplı olması sebebiyle doğrudan ortaya çıkan zarar olmadığını, kaldı ki malın ayıplı olduğunun ispat edilemediğini, arızanın kullanımdan kaynaklı olabileceğini, müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur....
Bu durumda talep sonucunun azaltılan kısmı olan ayıplı malın iadesi ve bedelin geri verilmesi talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken satış bedelinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, cihazın davalıya iadesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; ayıplı malın satıcıya iadesi ile satış bedelinin geri verilmesi talebi bakımından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu talep yönünden davanın kabulü doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından davanın kısmen kabulüne, 13.669,59-TL onarım masrafının davalılardan tahsiline, davacının cihazın kullanılamamasına dayalı tazminat talebinin reddine, ayıplı malın satıcıya iadesi ile satış bedelinin geri verilmesi talebi bakımından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki ayıplı malın iadesi, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı aracın iadesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; araçtaki arızaların kullanıcı hatalarından kaynaklandığı, değişimini gerektirecek şartların oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılabilmesi için davanın taraflarından birinin tüketici olması ve uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanmasından doğması gerekmektedir. Uyuşmazlık ayıplı araç satışından kaynaklanmakta olup, taraflar tacirdir....
Maddi ayıp bir --------- hata bulunmasıdır ---------- Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik ----------------- Ayıba karşı ------ borcu, satılan ----- tarafından zikir ve vaat edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini ------- ------ beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulmasını ifade eder. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir....
Mahkemece davacının satın aldığı malın ayıplı olduğu iddiasını çeki iyiniyetli olarak elde eden davalı ... şirketine karşı ileri süremeyeceği, ayıplı malın satışı ile davalının ilgisinin olmadığı, çekteki ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, alım satım ilişkisi nedeniyle dava dışı şirkete karşı ileri sürülebilecek itiraz ve def’ilerin davalı ... şirketine karşı da ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davalı ... vekili müvekkilinin dava konusu çeki dava dışı ...Ltd.Şti. ile akdettiği faktoring sözleşmesi uyarınca devraldığını ve iyiniyetli hamil durumunda olduğundan davacının dava dışı ...Ltd.Şti.ne karşı ileri sürebileceği nisbi def’ileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini savunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı; davalı bayiden 57.170,99 TL bedelle satın aldığı aracın arka çamurluğunda boya kabarması ve atması olduğunu fark etmesi üzerine mahkeme aracılığı ile yaptırdığı tespit neticesinde aracın satılmadan evvel bir darbe sonucu sol arka çamurluk kısmının tamir edildiği ve boyandığının anlaşıldığını, bu hali ile aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, öncelikle ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mümkün olmadığı takdirde ayıplı mal için ... olduğu 57.170.99 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir....
Dava, faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı faturaya konu malların gizli ayıplı olması nedeniyle borcu olmadığını savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. TTK 23/1-c m. “ Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra takip dosyası incelendiğinde ödeme emrinin davalıya 20/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 26/03/2018 tarihli dilekçesi ile ayıp savunmasında bulunarak borca itiraz ettiği görülmüştür....
. - K A R A R - Davacı vekili, davacının davalıya mal satıp teslim ettiğini, faturaya dayalı icra takibi yaptığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve en az % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş duruşmada davalıya ödeme konusunda ihtar çekmediğini beyan etmiştir. Davalı asil, duruşmada, takibe konu faturalara dayalı malları teslim aldığını, ancak malların çok kötü olmasından dolayı müşteri kaybettiğini, malların ayıplı olduğuna dair tespit yaptırmadığını, davacıya noterden ihtar çekmediğini beyan etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, ticari ilişkiden kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkiline numuneye uygun Avrupa telası göndermeyip Çin malı gönderdiğini, ayıplı mallar için düzenlenen faturalara dayalı takibin haksız olduğunu, yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir....