Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının dayandığı faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin sunulduğu, fatura toplamının 45.834,50 TL olduğu, davalının ise toplam 33.000 TL bedelli ödeme makbuzu sunduğu, ayrıca davalının ayıplı olduğunu bildirdiği malların 1.526,43 TL bedelli olduğu, fatura tutarından ayıplı mal ve ödeme bedelleri mahsup edildiğinde davacının 11.308,05 TL alacaklı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 11.308,05 TL asıl alacak yönünden iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yan davalıya mal satıp teslim ettiğini, ancak bedelinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı yan ise borçlu olmadığını savunmuştur. Bu durumda ispat külfeti davacıda olup, davacı davalıya mal satıp teslim ettiği iddiasını yazılı delille ispatlamak zorundadır....

    Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının TMSF tarafından yapılan ihale sonucunda ihaleye konu taşınmazı satın aldığı, söz konusu ihalenin 5411 sayılı Kanunun 134. maddesi kapsamında ticari ve iktisadi bütünlük kararı doğrultusunda yapılan bir kamu ihalesi olması nedeniyle idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ticari satışa konu olan taşınmazın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak davası olup ihale safhası tamamlanıp sözleşme ifa edildikten sonra açılmış olduğundan, uyuşmazlığın adli yargının görevi dahilinde olduğu gözetilmeden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İhtilaf söz konusu emtianın geç teslim edilip edilmediği, ayıplı olup olmadığı hususundadır. Öncelikle mahkememizce geç teslime ilişkin olarak taraflar arasında geç teslim halinde kararlaştırılmış bir cezai şart yoktur. Davalı bu hususta itirazı kayıt koymadan malları teslim almış olduğundan geç teslim olsa dahi bu aşamada hak iddia edemez. Malların ayıplı olup olmadığı incelenmiş olup, Bilindiği üzere, TTK 23/1-c maddesinde " malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belliyse alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlü olduğu, ayıp açıkça belli değilse o taktirde alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için aynı süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu " düzenlenmiştir....

        Davacı, 20.08.2012 tarihinde satın aldığı laptopun arızalanması, arızanın giderilmemesi nedeniyle ayıplı malın bedelinin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Uyuşmazık, yetkili servisin bedel iadesine ilişkin davada sorumlu olup olmadığı hususundadır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4'üncü maddesine göre ayıplı mal ve hizmetlerden kimin sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Buna göre imalatçı, üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Yine aynı yasanın 13'üncü maddesi gereğince arıza nedeniyle tüketicinin malın yenisiyle değiştirilmesi isteğinden satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludur. Yetkili servisin sorumlu olacağına dair hiçbir düzenleme mevcut degildir....

          DAVA :Alacak DAVA TARİHİ :23/03/2018 KARAR TARİHİ :07/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketten satın aldığı 2.500 adet ... lambanın tesliminden sonra çoğunun gün ışığı renginden beyaza döndüğünü, bir kısmının da sebepsiz yere patlaması üzerine yapılan görüşmeler sonrasında davalı yanın malın ayıplı olduğunu kabul ettiğini ve satın alınan tüm lambaları değiştirdiğini, ancak yeniden teslim alınan ve gün ışığı renginde olması gereken spot ışıklardan 107 âdetinin sarıdan beyaza döndüğünü, 52’sinin ise sebepsiz yere patladığını, diğer lambaların da beyaza dönmeye ve patlamaya devam ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin satım sözleşmesinden dönerek, davalıdan alınan 2.500 adet ayıplı lambanın iadesi ile ödenen bedelden şimdilik 5.000,00 TL’sinin satım tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Esas sayılı dosyası ile davalı borçluya, ilamsız takiplere ilişkin ödeme emri gönderildiğini, ancak davalının ... tarihinde ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının itiraz ederken borcun varlığını ikrar ettiğini ve fatura konusu malda ayıp olduğunu iddia edip, ayıp bedelini takip bedeli alacaktan düştüğünü belirttiğini, söz konusu satış sözleşmesinde taraflar tacir olduklarını, TTK. 23. 1/c fıkrası uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiğini, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, ancak davalı tarafın bu yükümlüğü yerine getirmediğini, bu nedenle geçerli bir ayıp ihbarının olduğundan bahisle, ayıp bedelini alacak miktarından indirmesinin...

              Mahkemece davacının satın aldığı malın ayıplı olduğu iddiasını çeki iyiniyetli olarak elde eden davalı ... şirketine karşı ileri süremeyeceği, ayıplı malın satışı ile davalının ilgisinin olmadığı, çekteki ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, alım satım ilişkisi nedeniyle dava dışı şirkete karşı ileri sürülebilecek itiraz ve def’ilerin davalı ... şirketine karşı da ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davalı ... vekili müvekkilinin dava konusu çeki dava dışı ...Ltd.Şti. ile akdettiği faktoring sözleşmesi uyarınca devraldığını ve iyiniyetli hamil durumunda olduğundan davacının dava dışı ...Ltd.Şti.ne karşı ileri sürebileceği nisbi def’ileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini savunmuştur....

                İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalıya teslim edilen bir kısım ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı ve davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 23/1- c maddesi; "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin ikinci fıkrası uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 223/2. Maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz....

                İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeye istinaden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalıya teslim edilen bir kısım ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı ve davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 23/1-c maddesi; "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin ikinci fıkrası uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 223/2....

                  Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (2). fıkrasında; Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır." denilmektedir. "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 8. maddesi, tüketici sözleşmesine dayalı mal sağlama durumunda, satıcının ve müteselsil üretici ve ithalatçının sorumluluğunu doğran ayıplı ifa hallerini düzenlemektedir. Ayıplı mal sağlama, satış sözleşmesi dışında, örneğin, istisna sözleşmesi ile de gerçekleşebileceğinden, tüm mal sağlamaya yönelik sözleşmeler için genel ve soyut bir ayıplı ifa tanımı vermek yerine, kanun koyucu ayıplı ifa sayılabilecek halleri, TKHK m.8'de sıralama yoluna gitmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu