Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6102 sayılı TTK nun 1435, 1439 ve 1440. maddeleri ve Yargıtay'ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır. Gerek TTK’nın düzenlemeleri ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2.maddesi düzenlemesine göre sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmesinin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlü olup, şayet sigortalı tarafından var olan hastalık kasten bildirilmemiş ise sigortacının sözleşmeden cayma hakkı söz konusudur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Dava; davacının murisi ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin ilamı mevcuttur. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine 14/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Somut olayda; Dain mürtehin hak sahibi davacı bankanın krediye bağlı olarak hayat sigortası kapsamından ödenmeyen kredi borcuna mahsup edilmek üzere hayat sigorta poliçe teminat bedeli için talepte bulunulduğu anlaşılmaktadır....
Somut olayda; Dain mürtehin hak sahibi davacı bankanın krediye bağlı olarak hayat sigortası kapsamından ödenmeyen kredi borcuna mahsup edilmek üzere hayat sigorta poliçe teminat bedeli için talepte bulunulduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki hayat sigortasından kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili; davacıların murisi ...'ın 11.08.2010 tarihinde aniden rahatsızlanması ile kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, ...'ın davalı şirkette 17.03.2009 başlangıç tarihli Bireysel Emellilik Sigortası ile Uzun Süreli Hayat Sigortası yaptırdığını, murisin bu tarihte bilinen bir hastalığının da bulunmadığını, 23.09.2010 tarihinde davacıların davalı şirkete başvurmasına rağmen davalının poliçe kapsamında ödeme yapmaktan kaçındığını ileri sürerek 70.000,00 TL tazminatın vefat tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
ile davalı banka arasında kredi sözleşmeleri imzalandığını, kredi sözleşmleri kapsamında sigorta sözleşmesi de akdedildiğini, sigorta sözleşmesinin yasal şartlara uygun yapılmadığını, müteveffanın bilgilendirilmediğini, sözleşmenin bir suretinin kendisine verilmediğini, davalının hayat sigortası yaparken gereken araştırmayı yapmadığını, vefattan sonra yaptığı araştırmada 26/10/2005 tarihinde kalp hastalığı olduğu ve stend takıldığını ileri sürerek vefat tazminatını ödemekten intina ettiğini beyanla davalı Banka'ya mirasçılarının 19/06/2013 tarihli krediler için kalan bakiye borcun bulunmadığının tespitine, davalı ...nin müveveffanın 16/10/2012 tarihinde 10.000,00 TL ile 19/06/2013 tarihinde 7.000,00 TL tüketici (ihtiyaç) kredilerinin hayat sigortası kapsamında olduğunun tespiti ile bahse konu olan hayat sigortası gereği bakiye borcunun ödenmesine, mütevaffa tarafından 19/06/2013 tarihli kredi için 858,90 TL ve 16/10/2012 tarihli kredi için 4.737,46 TL olmak üzere toplam (fazlaya dair hakları...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/12/2019 NUMARASI : 2018/497 ESAS - 2019/432 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Hayat Sigortası Poliçesinden Kaynaklanan) KARAR : İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında RP-027142 Poliçe ve yine RP-034079 Poliçe Nolu Avivasa Geri Ödemeli Hayat Sigortası düzenlendiğini; söz konusu poliçeler incelendiğinde poliçe miktarlarının RP-027142 nolu 27/09/2016 tarihinde 62,53 USD olduğu RP-034079 nolu 17/01/2017 tarihinde 100 USD olduğunun görüleceğini; davalının sözleşmeyi düzenleyen ilgili elemanın davacıya gelerek 62,53 USD olan sözleşmeyi 100 USD’ye çıkartalım diyerek davacı yeniden...
Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık oluşturur. Bu nedenle, tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir....
hayat sigortası davalarında görevli olarak belinlermiş olan mahkemenin ticaret mahkemesi ya da ticaret mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesi olarak belirlenmiştir....
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava hayat emeklilik sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hayat sigorta poliçelerinin acente aracılığı ile yapılmadığı halde acente prim komisyonu kesildiği belirtilerek acente prim komisyonu kesilmeden yapılan hesaplamaya göre karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketi poliçelerde acente kaşesi bulunduğunu,poliçelerin acente tarafından yapıldığını savunmuştur. Mahkemece davalının bu savunması üzerinde durulmadan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....