Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı davalı ile dava dışı kardeşi birlikte davacıya 07/01/2020 tarihinde sattıklarını, taşınmaz Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/02/2016 tarihli 2011/116 Esas ve 2016/20 Karar sayılı ilamı ile de taşınmazın tapu kaydının iptaline orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, halen davanın kesinleşmediğini, 07/01/2020 tarihine kadar davalı adına kayıtlı olan taşınmaz satış işlemi sonrası davacı adına kaydedildiğini, davacı taraf satış işleminin geçersiz olduğundan bahisle yapılan ödemeyi iade istediğini, resmi senette açıkça görüldüğü üzere taşınmaza ilişkin davanın kaydı açıkça yazmakta ve yine davacı tarafından "beyanların varlığı ve hukuki sonuçları kabul edilerek" taşınmaz satışı gerçekleştiğini, satış işleminin gerçekleştiğini, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İstanbul Anadolu 21....

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanmaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (TMK'nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Ancak, sözleşme geçersiz de olsa taraflar arasında gayrimenkulün satım konusunda akti ilişki bulunması sebebiyle 6098 sayılı TBK'nun 146.maddesine (BK. 125.maddesine ) göre zamanaşımı süresi sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren 10 yıldır. Somut olayda; taraflar arasında imzalanan sözleşme tarihi 17.07.2007 olup, dava tarihi olan 15.12.2013 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmamış, dava süresi içerisinde açılmıştır....

    Sözleşme geçersiz olduğu için geçersiz sözleşmeye dayalı olarak alacak talebinde bulunulamaz. Benzer bir uyuşmazlığa ilişkin "Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/635 E., 2018/3501 K. Sayılı ve 01.10.2018 tarihli ilamında; "Her ne kadar; ilk sözleşme Eyüp 5. Noterliği'nce düzenlenmiş ise de; ek olarak düzenlenen bila tarihli adi yazılı sözleşmede, asıl sözleşmedeki yükümlülüklere ek olarak yüklenici tarafından sözleşmeye aykırılık halinde cezai şart ödenmesi kararlaştırılmıştır. Ek sözleşme kapsamında yapılan bu düzenlemenin tamamlayıcı yan hüküm niteliğinde değil, ek yükümlülük niteliğinde olması nedeniyle, şekil şartına uyulmaksızın yapılan adi yazılı ek sözleşmenin geçerli olduğundan bahsedilemez....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasında ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... 3. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taşınmaz satışından kaynaklanan komisyon alacağının ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında başlatılan ... takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi, taşınmaz satışına dair uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa'dan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

      Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davanın yasal süresinde açıldığı, davalı müflis ile davacı arasında akaryakıt satışından kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, davalı tarafından davacıya, ileride alınacak mal bedeline karşılık olarak çek ve bono verildiği, bu senetlerin takibe konduğu, davalının ticari kayıtlarına göre ödemediği akaryakıt bedelinin 38.347,65 TL olduğu faizinin 32.527,... TL olduğu, takibe esas olan senetlerin her zaman düzenlenebilir olduğu ve tespit edilen gerçek borç miktarlarının esas alınması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 38.347,65 TL asıl alacak ve 32.527,... TL faiz alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

        Bu durumda mahkemece, davacının ayıplı mal satışından kaynaklanan zararlarını da isteyebileceği gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak ... ile ... ve ... aralarındaki alacak davasının kabulüne dair ..... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen 17.07.2014 gün ve 437/404 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili ve davalı ... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde 184 ada 186 parsel sayılı taşınmazın davalı eş adına edinildiği, davalı eşin diğer davalıya alacağı azaltmak kastıyla devrettiğini belirterek taşınmaz nedeniyle 10.000,00 TL alacağın davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28.05.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını artırarak toplam 30.663,50 TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satışından kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Somut olayda; taraflar arasında Kocaeli İli, İzmit İlçesi, Tepecik Mahallesi, 244 ada 19 parsel, 3....

            Taraflar arasında adi yazılı olarak harici taşınmaz satış sözleşmesi yapıldığı, sözleşme uyarınca kararlaştırılan 90 .000,00 TL kapora bedelinin, davacı tarafından davacı satıcıya banka havalesi ile ödendiği, davacının taşınmazın satışından vazgeçtiği, satışın gerçekleşmediği her iki tarafın da kabulündedir. Bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davaya konu taşınmaz satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde düzenlenmediği için geçersizdir. Harici satış sözleşmesi geçersiz olduğundan, karşı davalı- satıcı aldığı kaportayı iade yükümlüdür. Yargıtay'ın yukarıdaki emsal kararında ve benzer konularla ilgili diğer kararlarında da belirtildiği gibi, harici satış sözleşmesi geçersiz olduğundan, satıcı-davalı aldığı kaporayı iade ile yükümlüdür. Somut davada ,mahkemece alacağın, adi yazılı konut satış sözleşmesine dayandığı ve dekontla bu sözleşmeye dayalı ödeme yapıldığı, tapu kaydından, taşınmazın davalı tarafından 3....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/263 ESAS2023/50 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Davalı Vekili tarafından İstinaf yoluyla incelenmesi istenilmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı Vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 27/09/2019 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede davalı T3 satıcı, davacı Erbil Usta'nında alıcı konumunda olduğunu, sözleşme ile Melikgazi İlçesi, Bağpınar Mahallesinde bulunan tapusu hazine adına kayıtlı 3.100 metrekare arsa ile üzerindeki yeni başlamış ve çok azı yapılmış bina inşaatının müvekkiline satıldığını, davalının arsanın tapusunu almak için imar affına başvurduğunu ifade ederek işlemler tamamlandığında arsanın tapusu müvekkilline devredeceğini taahhüt ettiğini, tapunun...

            UYAP Entegrasyonu