Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden değil, tarafların eşit olarak bedelini ödemek suretiyle satın alıp, yasal zorunluluk gereği davalı adına tescil ettirdikleri kooperatif hisseli taşınmazın satışından ve 3. kişiye kiraya verilmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olup, mahiyet itibariyle dava inançlı işlemden kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 22/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Somut olayda; davacı ile davalı taraf arasında otomobil satışından kaynaklı alacak borç ilişkisi bulunduğu, davacının taksitle bonolar düzenleyerek davalıdan araç satın aldığı, ancak bir kısım bonoları ödedikten sonra kalan bonoları ödeyemediğinden davalı tarafından aracın geri alındığı iddiasıyla ödemiş olduğu bedeller ile yaptığı bir takım masrafların tarafına iade edilmesi için davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, davalının icra takibine itiraz etmesi nedeniyle itirazın iptali istemiyle görülen davayı açtığı, uyuşmazlığın bonodan değil, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/12/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      - K A R A R - Davacı vekili dava dışı borçluya ait taşınmaz ve teferruatının satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının dayandığı ticari işletme rehni sözleşmesinin geçersiz olduğunu, alacağın gerçek bir alacak olmadığını, öte yandan satış isteme sürelerinin de geçirildiğini ... sürerek sıra cetvelinin iptaline, sıra cetvelinde davalıya isabet eden payın kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yan akdedilen sözleşmenin ticari işletme rehni niteliğinde olmayıp, teslim şartlı menkul rehni şeklinde olduğunu, dava dışı borçludan alacaklı olduklarını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre, davalının dava dışı borçlu ... Gıda AŞ.nden 742.257,22 YTL alacağı bulunduğu, bedeli paylaşıma konu menkullerin yine dava dışı ......

        Dava, devremülk satışından kaynaklanmaktadır. Mahkemece, devremülk için yapılan satış sözleşmesinin resmi olmadığından geçersiz olduğu ve davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 4077 Sayılı Kanunun 3/c maddesinde tatil amaçlı taşınmaz malların da düzenlenmesine göre taraflar arasında uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir. Görev kamu düzeninden olup yargılamanın her safhasında iler sürülebileceği gibi mahkemece resende gözetilmesi gerekir. Mahkemece taraf delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki geçersiz vekaletname ile taşınmaz satışından kaynaklanan maddi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 03/04/2019 gün ve 2018/3732-2019/2008 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 450,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine 24/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/325 Esas KARAR NO: 2022/205 DAVA: Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 22/06/2018 KARAR TARİHİ: 02/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan alacak (taşınmaz alım-satımı kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, dava dilekçesi ile taraflar arasında ---tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme kapsamında ----bedelle satışı hususunda anlaşıldığını, davacının satış bedelini ödediğini, buna rağmen ---- aykırı davranılarak taşınmazın teslim edilmediğini, bu sebeple taşınmazın tescili ve kira kaybı ile ---- kaynaklı zararlarının giderilmesi bu mümkün olmaması halinde taşınmaz bedeli olan---- rayiç kira bedeli ile sözleşmenin zamanında ifa edilmemesinden kaynaklı şimdilik ---tahsilini talep etmiştir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2018/971 Esas KARAR NO:2021/781 DAVA :Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) DAVA TARİHİ:23/10/2018 KARAR TARİHİ:29/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... Şirketinin şirket ortağı olduğunu, diğer ortakların müvekkilinin kardeşleri olduğunu, müvekkilinin ... A.Ş'de yönetim kurulu üyesi olmasına karşın diğer hakim ortaklar olan ... ve ... tarafından dışlandığı ve fiili olarak şirket çalışmalarına ve şirkete girişinin engellendiğini, gayrimenkulü satın alan 3. kişiler açısından satışın geçersiz olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

                Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı ile davalı şirket arasında iki adet dükkanın satımı konusunda 07.07.2011 tarihinde iki adet “Akkoza Evleri 2B Dükkan Satım Sözleşmesi” yapıldığı, bu sözleşmeler harici adi gayrimenkul satım sözleşmeleri olduğundan, kanuni zorunlu şekil şartlarını haiz olmadığı, adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan taşınmaz satış sözleşmelerine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükümler de geçersiz sayılacağından davacının şekle aykırı sözleşmeden kaynaklı kira kaybı ve cezai şart alacaklarına ilişkin olarak her iki alacak talebinin de yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı ve değer artış payı alacağına ilişkin olduğu, dosya muhtevasına, toplanan deliller ile yargılama tutanakları içeriğine, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğini, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığını, her ne kadar taraflar arasında yapılan yazılı protokolde tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı ya da değer artış payı talebi konusunda açıkça bir feragat beyanları bulunmamakta ise de; tarafların evlilik birliği içerisinde edindikleri dava konusu taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiyesine yönelik düzenleme de yaptıklarını, bu düzenleme içerisinde değer artış payına ilişkin beyanlarının olmamasının yapılan protokolü geçersiz kılmayacağını, davacının açıkça eldeki davanın protokolden kaynaklı alacak değil, değer artış payı ve katılma alacağına ilişkin bulunduğunu söylemesi nedeniyle Mahkemece yapılan...

                    Mahkemece; davanın kabulü ile; taraflar arasında 03.06.1986 tarihinde haricen düzenlenen taşınmaz mal satışına ilişkin sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine, davacıların yaptıkları ödemelerin denkleştirici adalet kuralına göre hesaplanan güncel değeri olan 527.087,40 TL'nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava;harici taşınmaz satışından kaynaklı alacağın denkleştirici adalet ilkesine göre davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu