SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı tarafından davaya konu edilen düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tarihinin 01/12/1987 olup, düzenlenmesinin üzerinden 32 yıl geçtiğini, taşınmazın satış vaadi ile devredileceği vadedilen taşınmaza davacının fiilen zilyet olduğu iddiasının doğru olmadığını, üzerinde hiçbir yapı olmayan bir taşınmaza davacı tarafın zilyet olmasını gerektirecek bir durum olmadığını, davacının taşınmazı nizasız ve fasılasız kullanımının söz konusu olmadığını, davacı tarafın düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ifa etmediğini, davacı tarafın davasının dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle davacının davasının zaman aşımına uğradığının tespiti ile ve sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ifa etmediğinin tespiti ile davasının haksız olduğunun kabul edilerek, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet...
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. 3. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir. Böyle bir sözleşmeyle alacaklı durumuna gelen kimse, sözleşmeden doğan bu şahsi hakkını, devir yasağı söz konusu olmadığı sürece borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü bir kişiye yine taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir ve temlik edebilir. Bu durumda, alacağı temellük eden kimse, temlik edenin yerine geçerek onun haklarını kullanabilir. 4. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, TBK'nın 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. 3. Değerlendirme 1....
Somut olayda; davacı noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını iddia ederek tapu iptal ve tescil ikinci kademede tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Davacı ile bir kısım davalılar arasında yapılan biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen bedelin davacı tarafça nakten ve tamamen ödendiği sözleşmede belirtilmiştir. Böylece, resmi sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin ödenmediğinin; ancak, aynı değerde başka delil ile ispatı gerekeceğinden davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin kabulü gerekir. Taşınmazın tapu kayıt maliki muris ... oğlu ... olup, mirasçılarından dava dışı ... davacı ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapmamıştır. Bu durumda sözleşmenin ifasının imkansız olduğu tartışmasızdır....
Davacının 3/5, davalıların murisi ...’nun 2/5 oranında malik olduğu 183 parseldeki ... hissesinin, mübrez veraset ilamına göre ½ şer hisse itibariyle mirasçısı olan ... ve ... ... tarafından ... 1.Noterliğince düzenlenen 7.7.1998 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesi ile dava dışı ... ...’a satışının vaad edilip,satış bedelinin ödendiği, ... ...’ın sözleşmeden doğan tüm hak ve alacaklarını 20.12.2004 tarihli temlikname ile davacıya temlik ettiği BK. 20 ve 213 maddelerine uygun yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile BK. 162. maddesine uygun şekilde yapılan alacağın temlikinin geçerli olduğu dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi bu hususlar mahkemenin de kabulündedir.Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesinden doğan hak ve alacakları temlik ... davacı bunları davalıya karşı ileri sürebilir....
Noterliğinin 05.09.2011 tarihli, 11401 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu 19 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki davalı hissesinin davacıya satışının vaadedildiğini, ancak tapuda devrin yapılmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan ... kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı, dava konusu taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğunu, sözleşmenin ifa kabiliyeti bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 19 ada 11 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı avlulu kargir iki evdeki 9/16 (50,38 metrekare) hissenin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan Sonlaandırılması sebebiyle Elatmanın Önlenmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın görev yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; geçersiz gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan cazai şart alacağı talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay ( 19. ) Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek ( 19. ) Hukuk Dairesine gönderilmesine 18.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
MAHKEMESİ Dava, noterde düzenleme şeklinde yapılan gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağına yönelik itirazın iptaline ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, ....09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, satış vaadine konu taşınmaz kısmının ifrazının mümkün olmadığı, davacıların imar uygulamasına itirazda bulunmadıkları ve aradan geçen uzun süreden sonra satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın kullanılmasının iyiniyetli görülmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 17.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda yeşil renkle gösterilen gayrimenkul satış vaadine konu alanın imar uygulaması sonucunda bir kısmının yolda, bir kısmının ise davalı adına kayıtlı 1887 ada 10 parsel ile 2013 ada 12 parselde kaldığı anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle satış vaadi sözleşmesine konu yerin belirli olma unsurunu taşıdığı görülmektedir....
Somut olayın, Ticaret Merkezinde bulunan ve kullanım amacı dükkan olan bir işyerinin satış bedelindne kaynaklanan uyuşmazlık olduğu; her iki tarafın da tacir olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğrduğu anlaşlıdığını, bu durumda uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi içerisinde olduğunu, işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davannı reddini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır. .... Tüketici Mahkemesi'nin ... Esas, ... Karar ve 04/02/2019 tarihli kararı ile "...davacının uyuşmazlık konusu satış vaadi ve inşaat ... sözleşmesinde taraf sıfatının bulunmadığı, bu nedenle sözleşmenin ihlalinden kaynaklanan alacağı talep hakkının bulunmaması dolayısıyla davanın aktif husumet nedeni ile reddine..." şeklinde karar verdiği görüldü....