"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, dava harici bağış sözleşmesinden kaynaklı kişisel alacak nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,22.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ikinci kademe tazminat talep etmiştir. II....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 08/02/2022 NUMARASI : 2021/255 Esas-2022/65 Karar DAVACI : VEKİLİ DAVALI : VEKİLLERİ DAVANIN KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil|Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 26/09/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 10/10/2023 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Tapu İptali Ve Tescil|Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın tapu iptali talebi yönünden reddine, alacak talebi yönünden kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili; Davacı ... ile davalı .... Şti....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... 3. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
konusu olan taşınmazla ilgili ayrı bir sözleşme yapılmadığı, o halde, somut olayda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 163. maddesi hükmü gereğince satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan şahsi haklarının tarafından davacıya temlik edilmiş olduğunu gösterir yazılı şekilde düzenlenen “alacağın temliki” sözleşmesi sunulması halinde davanın esasının incelenebileceği, aksi halde ise, davanın pasif husumet yönünden reddi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, bozulmuştur. ../.....
Ltd.Şti. arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borcun teminatı olmak üzere muvazaalı olarak düzenlendiğini iddia etmiştir. Gerçekten, bir sözleşmenin taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak hüküm ve sonuç meydana getirmesi için gerçek niteliği bakımından satış vaadi sözleşmesi olarak kurulmuş olması gerekir. Yoksa, sözleşmenin salt bu görünümü taşıması yeterli değildir. Örneğin; taşınmaz satış sözleşmesinin aslında bağış, karz veya teminat amacıyla yapılması her zaman olanaklıdır. Bunun gibi bir taşınmaz mülkiyetinin ileride geçirilmesi amacıyla taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmış, buna rağmen gerçekte teminat amacı güdülmüşse vaad borçlusu ile vaad alacaklısı arasında yapılan bu işlem muvazaalıdır. Muvazaa, kaynağını Borçlar Kanununun 18. maddesi hükmünden alır....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri gereğince görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Kararı davalı temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Dava, tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/l bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri de alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin salt kişisel tüketim amacından söz edilemeyeceği, bu amacın tüketim ihtiyacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesini birlikte kapsayan karma bir sözleşmedir....
Sözleşmesinden kaynaklanan şimdilik 100.000,00 TL tutarın ÇED raporunun alındığı tarihten itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte müvekkillere ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri tespit edilmiştir....
Mahkemece, menfi tespit davasının reddine, birleşen alacak davası yönünden ise davanın kısmen kabulüyle 60.588,28 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacıların aşağıdaki bendin dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, birleşen dava ise, alacak talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı gelini ile dava dışı oğlunun kendisine bakacakları vaadi üzerine maliki olduğu 1493 parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, ancak sözlerinde durmadıklarını ileri sürerek, iptal ve tescil isteminde bulunmuş, yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi ile de yapılan işlemin bağış olduğunu belirtmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....