Dönme beyanının açık olmasına gerek yoktur. Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş parasının geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir (Yargıtay HGK---Bu halde karşı tarafın dönme-feshin haksız olduğunun tespiti ile sözleşmenin aynen ifasını talep etmesi mümkün değildir (Yargıtay ---. H.D. ---) ---Bölge Adliye Mahkemesi ----- Hukuk Dairesi ---Esas ve --- Karar)....
Hukuk Dairesi'nin ....05.2012 günlü, 2011/6544 esas, 2012/3435 karar sayılı ilamı ile “sözleşmenin feshi halinde davacı arsa sahibinin ancak menfi zararlarını talep edebileceği, müspet zararları istemeyeceği, sözleşmede fesih nedeniyle uğranılan zararlara karşılık dönme cezası kararlaştırılmış ise kararlaştırılan cezanın talep edilebileceği, cezayı aşan zararların istenemeyeceği, hükme dayanak yapılan sözleşmenin .... maddesinin dönme cezası mahiyetinde olmadığı, bilirkişilerce hesaplanan tazminatın, inşaatın dava tarihindeki fiyatlarla tamamlanma bedeli olup müspet zarar kapsamında kaldığından ve fesih halinde istenebileceğine dair sözleşmede açık düzenleme bulunmadığından istemin reddi gerektiği, mahkemece sözleşme hükmünün yanlış yorumlanarak müspet zarara hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle” bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : BAĞIŞTAN RÜCU NEDENİYLE TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere maddi vakıayı bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yaparak olaya en uygun düşen yasa maddesini bulup uygulamak hakime aittir. Somut olayda iddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden davada hile ve ikrah hukuksal nedenlerine dayanıldığı açıktır....
Davalı şirketin, gerek -----yevmiye sayılı ihtarnamesinde ve gerekse cevap dilekçesinde, sözleşmeye konu taşınmazın müvekkil şirkete teslim edildiğini, ancak devir gerçekleşmediğinden sözleşmeden dönme hakkının bulunduğunu beyan etmektedir. Şu halde, sözleşmenin yukarıda açıklanan hükümlerine göre; bağımsız bölümün davalı/alıcıya teslim edilmesinden sonra davalı/alıcı sözleşmeden dönme (cayma) hakkına (yani dönme ve cayma suretiyle sözleşmeyi sonlandırmak) sahip değildir, tarafların sözleşme gereği yükümlülüklerini devam etmektedir....
Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi, konuttaki ipotek şerhinin kaldırılması ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 15.01.2015 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, teslimden itibaren süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından sözleşmeden dönme hakkının kullanılamayacağı, ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir....
Mahkemece, davacının sözleşmeden caymış olması nedeniyle fesih bildirimi haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6502 Sayılı Kanun’un 50/9. maddesinde “Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir. Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez. Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verilir....
Dava konusu bilgisayarın ayıplı olduğu ve davacı tüketicinin 4077 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereği bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullandığı ayıplı bilgisayarın halen davacı yedinde olduğu dosya içeriği ile sabit olup, mahkemeninde kabulü bu yöndedir. Davacı sözleşmeden dönme hakkını kullanarak bedel iadesini istediğine göre kendi yedinde olan bilgisayarı da davalıya iade ile yükümlüdür. Bilgisayarı iade etmedikçe bedelin istirdadınıda isteyemez. Davacı bu kararın infazını icra müdürlüğünden talep ettiğinde bilgisayarıda satıcıya iade etmedikçe kararı bedelin istirdarına ilişkin kısmının infazı mümkün değildir. Hal böyle olunca davacı alacağına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi mümkün değildir. Faizin başlangıcının bilgisayarın iadesi tarihi olması gerektiğinden kararın faiz başlangıcı ile ilgili kısmının bilgisayarın iade tarihi olması gerektiğinden çoğunluğun onama kararına katılmıyorum....
Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” Alıcı seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir....
Dosya kapsamına göre, davacı bankanın davalı kefillerden takip tarihi itibariyle toplam ------- Alacaklı olduğu, bu alacak tutarı üzerinden takip talebinde belirtilen kefalet limitleri dahilinde davalıların sorumlu oldukları, davalıların kefaletinin gayri nakdi alacakları kapsamadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın Kısmen kabulü ile, davalıların kefalet limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile davalıların ---- dosyasında borca itirazlarının kısmen iptali ile takibin ------ Alacak üzerinden devamına, takipten itibaren asıl alacağa %30,24 oranında faiz yürütülmesine, 2-Alacak likit olduğundan alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, 3-Davacının masraf talebinin belgesi olmadığından reddine, 4-İhtiyati haciz masrafı ve vekalet ücreti talebinin icra müdürlüğünde nazara alınmasına, 5-Davacının 6.450,00 TL....
Bedel karşılığı eser sözleşmelerinde dönme beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olduğundan, karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuçlarını doğurur (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 17/03/2010 gün, 2010/98-1538 sayılı kararı). Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş bedelinin geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/02/2010 gün, 2010/19-38 ve 2010/69 sayılı kararı)....