Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 12/10/2007 günlü yazısında, temyiz edilmemek suretiyle kesinleşen Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesinin 8/6/2006 gün ve 2005/254 Esas 2006/120 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenildiği ve bozma nedeni olarak; somut olayda uyuşmazlık konusunun değerine göre tüketici sorunları hakem heyetine başvurulmadan davanın açıldığı, mahkemece davacının 4077 sayılı kanunun 22. maddesine göre dava açabilmesi şartının gerçekleşmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu belirtilerek HUMK'nun 427/6 maddesi uyarınca hükmün kanun yararına bozulması istenilmiştir....

    Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek açık ayıp, gizli ayıp ve eksik ifa ayrımı yapılması, eksik ifa nedeniyle ihbar şartı aranmaksızın davacıların 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceğinin kabul edilmesi, açık ayıplar için teslimden itibaren 30 günlük süre içinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığının araştırılması, gizli ayıpların ise ortaya çıkması sonrası davacıların oyalanmış olmaları karşısında davacıların daireleri ve ortak yerlerdeki payları gözetilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. " şeklindeki ilamlarında da belirtildiği üzere; ayıp ihbarı süresinde olmasa dahi satıcı ihbar süresi geçtikten sonra alıcının bildirdiği ayıpların varlığını kabul etmiş ve bunların giderilmesi taahhüdünde bulunmuş ise, artık bu ayıplardan dolayı tekeffül altında bulunmaktadır....

    Dava, TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve konusu davacıya ait evde bir kısım inşaat işlerinin yapılması işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış alacak ve TBK 58. maddeye dayalı kişilik hakkının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat davasıdır. İş bedeliyle ilgili olarak; sözleşmedeki bedelin TBK'nın 480. maddesinde belirtilen götürü bedel olarak kararlaştırıldığı işlerde, yüklenicinin hakettiği bedelinin saptanması ya da sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın fiziki eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması ve kanıtlanan ödemelere göre mukayese edilerek fazla ödeme varsa istirdatına karar verilmesi gerekirken bu esasa uygun olmaksızın hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır....

      İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı site yönetiminin eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsili istemiyle açılan davada aktif husumet ehliyetini bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşme gereği davalının edimini eksiksiz tamalamadığı ve sözleşmeye göre 2009 yılının 5. ayında verilmesi gereken bağımsız bölümün 11. ayda verilmiş olması nedeniyle 14.500,00 TL tutarında yoksun kalınan kira ve 26.318 TL eksik bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taşınmaz satım sözleşmesi gereği eksik bedeli ve geç teslim nedeniyle kira tazminatı bedeline ilişkin olup, davalı savunmasında davacının babasına 20.000 TL ödeme yaptığını belirtmiş ve delil listesinde yemin deliline dayanmıştır....

        C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının başka bir işçi tarafından açılan davada işveren aleyhine tanıklık yapması nedeniyle işverenin hakaretine maruz kalması, ücretlerinin eksik ödenmesi, sigorta primlerinin yatırılmaması nedeniyle akdinin davacı tarafından haklı olarak feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder....

          Taraflar arasındaki ikinci uyuşmazlık yapılan işlerin eksik ve kusurlu olup olmadığı, eksik ve kusurların üçüncü kişilere tamamlatılması nedeniyle davacının ne miktar zarara uğradığı konusundadır. Davacı işin eksiksiz ve ayıpsız teslim edildiğini iddia ederken, davalı işin eksik ve ayıplı olduğunu, eksik ve ayıplı işlerin üçüncü kişilere tamamlatılması nedeniyle 50.000,00 TL + KDV, bozulan alçı sıva ve boya imalatının yeniden yaptırılması nedeniyle de 25.000,00 TL'nin davacı alacağından tenzil edilmesini istemiştir. Mahkemece işin eksik ve ayıplı olduğu kabul edilmiş, ancak giderilme bedeli belli olmadığından davacı alacağından bir indirim yapılmamıştır. Dosya kapsamından dava dışı asıl sahibi ...' nin müşaviri ...tarafından 07.04.2009 tarihli tutanakla bir kısım eksik ve ayıplı işlerin tespit edildiği, bu tespitten sonra davalının 14.04.2009 tarihli ihtarla sözleşmeyi feshettiği, fesihten sonra 27.04.2009 tarihinde davacı tarafından ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK Dava murise ait hesaptaki paranın vakıfca eksik ödenmesi nedeni ile alacak talebine ilişkin olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 18. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 10.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesi nedeniyle bakiye bedeli ve ilave işler nedeniyle fazla bedelinin tahsili istemine, karşı dava ise işin gereği gibi zamanında ifa edilmemesi sonucu uğranılan kira kaybı istemi ile eksik ve ayıplı ifa sonucu uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine dair dair kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı...

                Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir. Yukarıda açıklanan ayıplı mal satımı nedeniyle oluşan zarar, davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen Borçlar Yasası'nın 49. maddesine göre eşya zararı kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu