Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi K A R A R Dava, TMK’nın 370’inci maddesine dayalı altsoyun denkleştirme alacağından kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 02/07/2021 tarihli ve 2021/211 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi -K A R A R- Dava, Türk Medeni Kanununun 370 ve 371. maddelerinde düzenlenen altsoyun denkleştirme alacağına ilişkin olup, hüküm Aile Mahkemesi tarafından kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/216 Esas KARAR NO : 2022/413 DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 24/03/2022 KARAR TARİHİ : 06/06/2022 YAZIM TARİHİ : 28/06/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yüklenici SS ......

        Noterliği'nce düzenlenen 11.07.1997 tarihli ve 31.10.200 tarihli vasiyetnameleri ile, malvarlığının bir kısmını davacı müvekkiline, bir kısmını ise davalılara vasiyet ettiğini ancak vasiyet alacaklısı konumunda olan davalıların vasiyetnameden kaynaklı şahsi haklarını yasal süre içinde kullanmadıkları ve bu haklarının zamanaşımına uğramış olduğunu, buna karşın davalıların vasiyetnamede kendilerine bırakıldığı belirtilen taşınmazlarda tasarrufa yönelik işlemlerde bulunduklarını, oysa vasiyetnamelerin sağladığı şahsi hakların zamanaşımına uğraması ile birlikte tarafların murise ait tüm malvarlığı (taşınmazlar) üzerinde iştirak halinde mülkiyet hakkına sahip oldukları ancak davalıların bu şekildeki tasarrufi işlemleri ile müvekkili davacıya ait paylar yönünden çekişme doğmasına neden olduklarının belirterek, davalıların, vasiyetnamelerden kaynaklanan şahsi alacak haklarının zamanaşımına uğradığının tespitine, davacının vasiyetname konusu taşınmazlardaki saklı payına ilişkin bağımsız bir tenkis...

          104.682 TL olduğunu beyan ederek harcı ikmal etmiş; 22.12.2015 tarihli duruşmada isteğin öncelikle tapu iptal tescil ve alacak, olmadığı taktirde tenkis olduğunu beyan etmiştir....

            CEVAP Davalılar, hasta olan mirasbırakana ölünceye kadar baktıklarını, davacının ise mirasbırakanla ilgilenmediğini, bağış yoluyla devredilen 105 ada 1 parsel yönünden muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini, ayrıca mirasbırakanın başka taşınmazlarının da bulunduğunu, tenkis yönünden hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince, dava konusu 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 01.04.1974 tarih ve ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri olmadığı, 371 ada 71 parsel sayılı taşınmaz yönünden de muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, tenkis isteği yönünden ise hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. 2....

              -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava konusu 979 parselin ölünceye kadar bakma akdiyle temlik edildiği, davalının bakım borcunu yerine getirdiği, muris muvazaası iddiasının da kanıtlanamadığı, yine dava konusu diğer iki taşınmazın bağışlandığı, bu taşınmazlar bakımından da muris muvazaası, olmaz ise tenkis bakımından murisin ölüm tarihi ve dava tarihi arasında ölüm tarihinde uygulanacak yasa hükmü nedeniyle zamanaşımı süresinin geçtiği gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı ve davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.70.-'er TL bakiye onama harçlarının temyiz eden davacıdan ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, OLMAZSA TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları ....'nın çok yaşlı olduğu ve hiçbir irade yetisi bulunmadığı halde davalıların baskısı ile 49 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakma akti ile davalı yeğenlerine devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescile mümkün olmaz ise tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, temliklerin bakım karşılığı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, miras bırakanın asıl amacının bakım sözleşmesinin gereğini yerine getirmek olduğu, öte yandan ölünceye kadar bakım aktinin ivazlı akitlerden olması nedeniyle tenkisinin de sözkonusu olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....

                  Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle davacının bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının muris muvazaasına yönelik iddiası ispatlanamadığından, tenkis isteği bakımından ise hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddi yönünde istinaf sebepleri dikkate alınarak gerekçe düzeltilerek esas hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. Davanın muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil mümkün olmaz ise tenkis talebine ilişkin olduğu, davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250.000,00 TL üzerinden davalarını ıslah ettikleri, taşınmazın keşfen değeri belirlenmemiş ise de davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davayı ıslah ettikleri göz önünde bulundurularak yargıtay yolu açık olmak üzere karar vermek gerekmiştir....

                  Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HUMK m. 76) Türk Medeni Kanunu'nun 149/2. maddesi "eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse" ve Türk Medeni Kanunu'nun 150/2. maddesi ise "davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse" hükümlerini taşımaktadır. Toplanan delillerden davalının cilt (sedef) hastalığının bulaşıcı nitelikte olmadığı ve tedavi edilebilir olduğu, altsoyun sağlığı için ağır bir tehlike de oluşturmadığı ve yukarıda bahsedilen her iki madde hükmüne uymadığı anlaşılmaktadır. Davacının davasının reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu