"İçtihat Metni" İnceleme konusu karar, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan itirazın iptali isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 22. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekilinin itirazları değerlendirildiğinde; Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile yargılama sırasında toplanan deliller birlikte dikkate alındığında; davanın, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olduğu, davacının, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, UBGT ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının tahsiline ilişkin olarak, alacak davası açtığı, ilk derece mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne - kısmen reddine şeklinde karar verildiği, talebin kabul edilen kısmı açısından, sadece, davalı T3 vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, bu kapsamda, istinaf dilekçesindeki, istinaf itirazları incelendiğinde; Öncelikle, genel hukuk / ispat tekniği açısından, ispat külfeti, işveren üzerinde olan ve yazılı belge / kesin delil ile ispatı gereken, örnek babında, feshin bildirimi - niteliği, ihbar öneli, yıllık izin kullandırılması ve tüm ödeme iddiaları açısından düzenlenen, ibraname / makbuz gibi belgeler ile, ispat külfeti işverende...
Davacı idare, davalılar ile hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ileri sürmüş olup, eldeki davada dava dışı işçilere ödediği bedelin davalılardan tahsilini istemektedir. 5521 sayılı Kanun uyarınca, bir davanın İş Mahkemesinde görülebilmesi için, işçi sayılan kişilerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlığın bulunması gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin Borçlar Kanunu kapsamında hizmet sözleşmesine ilişkin olduğu, böylece taraflar arasında 4857 sayılı yasa bağlamında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı, işçinin işverene bağımlılık unsurunun gerçekleşmediği, dolayısıyla iş akdinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan davacı idare tacir olmadığı gibi, yargılamaya konu olan davada Ticaret Kanununda belirtilen mutlak ticari dava niteliğinde değildir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davalı idarenin ihale makamı olup sorumluluğunun bulunmadığını, davacının tüm taleplerinden diğer davalı alt işverenin sorumlu olduğunu, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin tarafların sorumlulukları üzerinden işçilik alacaklarını belirlemesi gerekirken tüm alacak kalemleri için ''davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi'' şeklinde hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacının davasının tek dayanağının tanık beyanları olup, tanıkların her ikisinin de husumetli olduklarından beyanlarına itibar edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir....
Dava, iş hukukundan kaynaklanan alacak (işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan) talebine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 15.01.2013 tarihli kararı ile Kahramankazan ilçesinin, Sincan ilçesi adli yargı alanına bağlanmış olması sebebiyle bu tarihten itibaren açılacak iş davalarına Ankara Batı Adliyesi iş mahkemelerince bakılmaya başlanmıştır. Bu nedenle mahkemece dosyanın Ankara Batı Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken dosyanın esasına girilerek takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalıdır. Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir....
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kadroya geçirilmeden önceki döneme ilişkin alacak talebinde müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının kadroya geçirilmeden önceki alacaklarından feragat ettiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kurumun asıl işveren olarak alacaktan sorumlu olduğunu, mahkeme tarafından hükme esas alınan sulh sözleşmesinin geçersiz olduğunu, serbest irade olmadan matbu olarak alınan feragatin geçerli olamayacağını belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacının imzaladığı “Sulh Sözleşmesi” başlıklı belgede; işçi T1 ile T.C. Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Ankara Polatlı Duatepe Devlet Hastanesi Başhekimliği arasında aşağıdaki hususlarda mutabakata varılmıştır....
İnceleme konusu karar, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan tespit isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 9.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 09/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. .........
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi İnceleme konusu karar, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 9.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İnceleme konusu karar, işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 9.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. ........
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi İnceleme konusu karar, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, dosyanın ... .... Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 07.....2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....