Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zararın mevcudiyeti sebepsiz zenginleşmeye ilişkin talebin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için hamile ait ve tahsili mümkün bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu kıymetli evrak borçlusu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması yani sebepsiz olması yeterlidir. Bu madde uyarınca alacak talebinde bulunmak için hamil ile keşideci arasında temel ilişkinin varlığına da ihtiyaç yoktur. TTK'nın 732. maddesi uyarınca açılan davalarda ispat yükü sebepsiz zenginleşmediğini veya senet bedelini cirantalardan birine veya hamile ödediğini savunan keşideciye aittir....

------Davacı tarafça sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak keşideci hakkında alacak talebinde bulunması durumunda ispat külfeti keşidecinin olup keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür....

    ------Davacı tarafça sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak keşideci hakkında alacak talebinde bulunması durumunda ispat külfeti keşidecinin olup keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür....

      Dava konusu taşınmaz taraflar arasında iştirak halinde olup, davacı; taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi davası açılması nedeniyle, kendisi tarafından taşınmaz üzerine dikilen ...... bedelini, sebepsiz iktisap hükümlerine göre, davalı kerdeşlerinden talep etmektedir. Sebepsiz zenginleşmede bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhinde çoğalması gerekir. Yani zenginleşme fakirleşmenin karşılığı olmalıdır. Başka bir anlatımla aralarında illiyet bağı bulunmalıdır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Ekonomik yönden zenginleşmenin ve fakirleşmenin, taşınmazın şuyunun satış ücretiyle giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Davacının, dava açtığı tarihte ortaklığın giderilmesi davası sonuçlanmamış, dava konusu taşınmaz satılıp davacının elinden alınmamıştır. Diğer bir anlatımla bu aşamada sebepsiz zenginleşme oluşmamıştır....

        Dava, ortak taşınmaza yapılan faydalı ve zorunlu masrafların Borçlar Kanun'u 61. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili talebine ilişkindir. Paydaşların giderilmesine konu olan taşınmazlara, paydaşlar tarafından faydalı ve zaruri masraf yapılmış ise; bu masraf, diğer paydaşlardan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebilir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle, fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu madde uyarınca satışın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira, dava konusu iştirak halinde malik olunan taşınmazda davacı paydaş tarafından yapıldığı iddia olunan muhtesatın diğer paydaşlara izale-i şuyu davası sonuçlanmadığından herhangi bir katkısı bulunmamaktadır....

        Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Davacının, taşınmaza yaptığını iddia ettiği iyileştirme giderlerini sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca davalıdan isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davalı tarafın mal varlığına geçmiş olması gerekir. Somut olayda; davalının açmış olduğu ön alım davası sonucu taşınmazın her ne kadar davalı adına tesciline karar verilmiş ise de dava tarihi itibariyle taşınmaz davacının kullanımından çıkmamıştır....

        Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağ bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.Davalının, 100 parseldeki taşınmazı satın aldığı sırada davacı tarafından dikildiği kesin olan dava konusu ağaçların bedelini ödemeden satın aldığı dosya kapsamından ve toplanan delillerden anlaşıldığına göre artık BK.'nun 61-66. (TBK.77-82) maddeleri gereğince davalının sebepsiz zenginleştiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun en temel özelliği olan şahsilik prensibi gereğince kime karşı zenginleşme oluştuysa ona karşı talep de bulunulması gerekir.Bu durumda, 100 parsel içinde kalan dava konusu ağaçların 22/02/1991 tarih, 1990/1 E.- 1991/1 K.sayılı YİBK.'...

          Aksine, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun maddeleri olduğu, davanın genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi ve Yargıtay Hukuk ve Ceza Daireleri İş Bölümü Üçüncü Hukuk Dairesi Başlılıklı 1. maddesinde “Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden)” kaynaklı davalarda görevli olduğu belirtildiğinden, konunun sebepsiz zenginleşme hükümlerini ilgilendirdiğinden, dosyanın 13. Hukuk Dairesinin görev dahilinde bulunduğu anlaşılmakta olup, dosyanın HUKUK İNCELEME İŞBÖLÜMÜ KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 09.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Hemen belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Somut olayda; 29.01.2018 tarihli "Anlaşma ve Protokol"de İzmir 19....

            Mahkemece toplanan delillere göre; davacının sözleşmenin devam ettiği 7 yıl boyunca yatırım yaptığı taşınmazdan yarar sağladığı, davacı tarafça yapılan kalıcı teknik yatırımların işletme sözleşmesinin bir gereği olarak sözleşme süresine bakılmaksızın yapılması gerektiği, yasal düzenleme sonucu son bulan sözleşme nedeniyle davacı tarafça yapılan yatırımların davalı açısından sebepsiz zenginleşme teşkil etmeyeceği, bunun yanında belediye başkanlığının cevabi yazısında davalıya ait taşınmaz için 786,00 TL bina vergisi, 78,6 TL kültür varlığı vergisi, 750,00 TL çevre temizlik vergisi ödendiğinin belirtildiği, ayrıca tapu müdürlüğünün cevabi yazısında davacının iki adet taşınmaz için toplam 21.384,00 TL harç yatırdığının, ancak davalıya ait taşınmaz için 15.562,80 TL harç tahsilatı yapıldığının belirtildiği, Harçlar Kanunu'nun 57.ve 58.maddeleri uyarınca lehine işlem yapılan kişinin harç yükümlüsü olduğu, davacının davalının yükümlü olduğu toplam 17.204,40 TL tutarındaki harç ve vergileri...

              UYAP Entegrasyonu