Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının taşınmaz hissesi için davaya konu taşınmaz hissesinin tapu kaydının iptali davası ile davacının elinden çıkmış olduğundan, ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebilir. O halde Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle, davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde taraflara iadesine, 24/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, mükerrer ödemeye nedeniyle sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece, davacı tarafça 03.06.2015 tarihinde yapılan 25.000,00 TL'lik ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin istenemeyeceği, zira zaten bu ödemenin borcun itfası amacıyla yapıldığı ve sebepsiz zenginleşme oluşturmadığı, iadesi istenebilecek ödemenin Düzce İcra Müdürlüğünün 2015/14770 sayılı icra takip dosyasında yapılan ödemeler olduğu, bu iade isteminin de istirdat davası ile ileri sürülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili, davalı tarafından vekil eden aleyhine açılan Düzce 2....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davada, Pamukova Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; talebin kira ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; talebin kira sözleşmesine dayanmayıp taşınmazın 3. kişilere kiraya verilmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olduğu, kira dönemine ait herhangi bir talebi bulunmadığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK)4. Maddesinde sulh hukuk mahkemesinin görevleri sayılmıştır....

      Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda; her ne kadar, taraflar dava konusu taşınmazlardaki hisselerin satış bedelini daha az harç ödenmesi gayesiyle tapu resmi senedinde düşük göstermiş iseler de; davacının davalı ...'e ait hisseyi 45.000 TL'ye, davalı ...'...

        Bu bakımdan; yasanın aradığı anlamda davacının taşınmaz için ödediği bedel yönünden gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3- Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bu kez taraflarca karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. 1-) Asıl davaya yönelik davalı-birleşen davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesinde; Davacının taşınmaz için ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesini ancak bedeli ödediği dava dışı şahıstan talep edebilir. Davacı tarafın davalı arsa sahiplerine taşınmaz için ödediği herhangi bir bedel bulunmadığından, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talebini davalı arsa sahiplerine yöneltemeyecektir....

          Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre, davacının evlilik birliği nedeniyle TMK'nın 2. kitap 1. ve 2. kısımlarından kaynaklanan bir istemde bulunmadığı, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak alacak talebinde bulunduğu, yukarıda alıntılanan emsal Yargıtay kararlarında da dava konusu olayın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak davası olarak nitelendiren asliye hukuk mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi kararlarının yerinde görüldüğü, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77- 82. maddelerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde HMK'nın 2. maddesi gereğince genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi görevlidir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; dava ile ilgili olarak zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, BK 82 maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı istemin, hakkı olduğunun öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl, her halükarda 10 yılın geçmesi ile zaman aşımına uğradığını, davada hukuki yarar yokluğu bulunduğunu, davacının davasının sebepsiz zenginleşme şartlarını da taşımadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa konu karar, İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/09/2020 tarihli 2017/267 Esas, 2020/129 Karar sayılı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik kararıdır....

          Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Arz malikinden başkası bir şey meydana getirmişse iyileştirici nitelikteki faydalı ve zorunlu masrafların sebepsiz zenginleşme kurallarına göre eda niteliğindeki alacak davası ile talebi mümkündür. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. 02/02/1991 tarihli 1990/1 E - 1991/1 K sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararında vurgulandığı üzere; iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanı tespit edilmesi gerekir....

          Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2018/7645 Esas, 2019/263 Kararı) Somut olayda; her ne kadar, taraflar dava konusu taşınmazlardaki hisselerin satış bedelini daha az harç ödenmesi gayesiyle tapu resmi senedinde düşük göstermiş iseler de; davacıların, davalı T5 dava konusu olan 753 ada 39 parseldeki hissesini 1/2 ' şer olarak davacılar T1 ile Hadi BAŞ'ın TOPLAM 350.000,00 TL'ye satın aldığı taraflar arasında yapılan 201/12/2013 tarihli adi şekilde düzenlenen ödeme beyanı tutanağı bulunduğu tespit edilmiştir....

          zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak böyle bir alacak davası açılamayacağı, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin başlangıçtaki koşullarla devam ettiği, ilgili taşınmaz üzerindeki intifa hakkının devam ettiği, terkin edilmediği, davacının dava tarihi itibariyle bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gibi dava şartı bakımından erken açıldığı anlaşılan davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu