Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

na mevcut hali ile devredildiği, taşınmazın vaadedilen niteliklerde olmamasından dolayı ortaya çıkan zararların müvekkili şirket uhdesinde kaldığını, bu nedenle bu zararı talep etme hakkının fiilen zarara uğrayan müvekkiline ait olduğunu, satış vaadi sözleşmesinde, taşınmazın geç teslim edilmesi halinde bir tazminat veya kira bedeli kararlaştırılmadığını, ancak davalıların yasa gereği geç teslimden doğan zarardan sorumlu olduklarını, satış vaadi sözleşmesinin, teslim tarihi olan 04.12.2018 tarihinde tamamlanarak münfesih olduğunu, sözleşmenin devrinden önce doğmuş olan alacak ve borçlardan sorumluluğun devreden tarafta olduğunu, bu nedenle devir tarihi olan 04.12.2018 tarihine kadar doğmuş olan alacakları talep etme hakkının müvekkiline ait olduğunu, kaldı ki ...'...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

    Davalı, birleşen dosya davacısı ... birleşen davada; davalının satış vaadinden doğan edimlerini yerine getirmediğini, taksitleri ödemediğini davalı tarafından Arsa Ofisine yapıldığı iddia edilen 17.718,00 TL ve 44.100,00 TL'lik ödemenin kendisi tarafından yapıldığını, davalı edimlerini yerine getirmediği, bu nedenle zararının olduğunu ileri sürerek şimdilik 25.000,00 TL nin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, asıl davada davalılar ... ve ... ile birleşen davada davacı ... tarafondan temyiz edilmiştir. 1-Dava, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden kaynaklanan alacak, tescil ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı davalıyla yapılan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince sözleşme de belirtilen tutardan fazla ödeme yapıldığı buna rağmen davalı yanca taşınmazın devrinin yapılmadığı davalının taşınmazı davalılardan ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.03.2007 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1175 ada 102 parsel numaralı taşınmazda bulunan 3 numaralı bağımsız bölümü 24.05.2009 tarihinde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, bedelini ödediğini, kullanımında olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, satış vaadi sözleşmesine konu binanın kaçak ve ruhsatsız olduğunu, kat mülkiyeti ya da kat irtifakı bulunmadığından sözleşmenin geçerli olmadığını, davanın reddini savunmuştur....

        İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında adi yazılı şekilde yapılan satış vaadi sözleşmesi kapsamına davacını davalıya ödediği bedelin bakiye kısmının sebepsiz zenginleşme hükümlerine iadesi için ile açılan alacak davasıdır. Sözleşmenin temelini oluşturan hukuki ilişki taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanmaktadır. Kural olarak Türk Borçlar Kanunu sözleşmelerde şekil serbestisi benimsenmiştir. Ancak taşınmaz mülkiyete devir borcu doğuran sözleşmeler konusunda Medeni Kanun ile BK 232.maddesinde taşınmaz satımının geçerli olması için getirilen resmi senede bağlanma şartı satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüştür.----- taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin noterlerce düzenleme şeklinde yapılacağı kuralını koymuştur. Buradaki şekil bir geçerlilik şartı olarak düzenlendiğinden hakim tarafından taraflarca ileri sürülmese dahi her aşamada resen dikkate alınması gereken bir şarttır....

          Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir....

            Elbirliği ortaklarının birbirine yaptıkları satış vaadi sözleşmelerinde ise sözleşmenin ifa olanağı vardır. Somut olayda; dava konusu taşınmaz tapuda tarafların kök miras bırakanı ... adına kayıtlıdır. Dosya içinde bulunan veraset ilamlarının incelenmesinden, tapu maliki ...'nun hem satış vaadi sözleşmelerinin alacaklısı olan davacı ...'nın hem de satış vaadi sözleşmelerinin borçluları olan ... ve ...'nun murisi olduğu anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi, satış vaadi borçluları ile vaat alacaklısı tapu kayıt maliki ...'nun mirasçıları olup davacı ve davalılar taşınmaza elbirliği halinde maliktirler. Taraflar taşınmaza elbirliği halinde malik olduklarından, elbirliği ortaklığı bozulmadan ...'dan satıcı iştirakçi ... ve ...'ya intikal eden payın alıcı iştirakçi olan davacı ...'nın payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Bu durumda mahkemece; satış vaadi sözleşmelerinin borçluları olan ... ve ...'nun, muris ...'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki Sebepsiz Zenginleşmeye nedeniyle alacak istemine ilişkin davada Kocaeli Asliye 2. Hukuk ve Kocaeli 3. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın evli oldukları ve aralarında yaptıkları satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmemesi nedeniyle haksız zenginleşmeye ilişkin olduğu, tarafların halen evli oldukları ve bu haliyle taraflar arasındaki ihtilafın Aile Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

                DAVA Davacı dava dilekçesinde; davalıların dava konusu 353 ada 24, 25 ve 26 parsel ... taşınmazları 30.06.2015 tarih, 4565 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile satmayı vadettiklerini, satış bedelini ödediğini, satış vaadini tapuya şerh ettirdiğini, davalıların taşınmazın intikalini yapmaktan imtina ettiklerini belirterek, dava konusu taşınmazların adına tescilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı ... ve ... ile davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuşlardır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazlarda el birliği mülkiyet ilişkisinin tüm taşınmazlar için devam ettiği pay devrinin bu aşama da mümkün olmadığı ve davalı ... dışındaki diğer davalıların satış vaadi sözleşmesine taraf olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

                  Anılan hükmün 18.05.2004 tarihinde kesinleşmesinden sonra ... ... tarafından 25.05.2005 tarihinde açılan karşı davada ise; Davacı-karşı davalı ...’ın, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan bakiye satış bedelini süresinde ödememesi nedeniyle çekişme konusu büro niteliğindeki bağımsız bölümlerin davacıya verilmemesi gerektiğinin tespiti ile satış bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan 25.000,00 YTL tazminat ve 250.000,00 YTL ecrimisilin tahsili isteğinde bulunulmuştur. Mahkemece, davacı ... tarafından açılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinin kabulü ile; çekişme konusu büro niteliğindeki bağımsız bölümlerin vaad alacaklısı davacı ... adına tesciline, karşı davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile, bilirkişi raporunda geç ödemeden kaynaklandığı saptanan 9.289,02 YTL alacağın asıl davacı ...’tan tahsiline, ecrimisil isteğinin reddine, müdahil davacılar ... ve ... ...’ın istemlerinin reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu