Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; kayıt sahibinin mülkiyeti, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın bertaraf edilmesi kastiyle ve kötüniyetle kazandığı ileri sürüldüğünden, malikin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi olup olmadığının araştırılması zorunludur. Burada, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilip edilmediğinin önemi yoktur. Önemli olan, mülkiyet hakkı sahibinin satış vaadi sözleşmesini bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının saptanmasıdır. Böyle olunca, taraflardan davacının kötüniyet iddiasına karşı delilleri istenip toplanmalı ve davalının durumu Türk Medeni Kanununun 3. maddesi çerçevesinde değerlendirerek bir sonuca ulaşılmalıdır. Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

    Ancak, davacı tarafından satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan tescil davasının, davanın dayanağını teşkil eden ve taraflar arasında yapılan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz vekaletname ile imza edildiği bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesi ile reddedildiği bu nedenle taşınmazın satımına ilişkin sözleşmenin baştan beri geçersiz olup, tarafların geçersiz sözleşme nedeni ile verdiklerini geri isteme haklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı, fazla harç ödememek amacıyla satış bedelinin sözleşmede 1.000 TL olarak gösterildiğini, gerçekte satış bedelinin 23.500... olduğunu iddia etmiş ise de bu yöndeki iddiasını kanıtlayamamıştır....

      Ayazağa Ada:3, Pafta:4, Parsel: 32’ de tapuya kayıtlı Skyland İstanbul Projesi C Blok kapsamında yer alan 164 numaralı bağımsız bölümün satışına ilişkin 15.02.2020 tarihinde, 2020.AT.001758 no’lu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını; sözleşmeden sonra müvekkili tarafından 27.02.2020 tarihinde Vakıf Katılım Bankası Eminönü Şubesinden, davalının Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, TR56 0001 0022 5259 7889 1350 12 IBAN numaralı hesabına 250.000 USD’nin sözleşme doğrultusunda havale yapıldığını, Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerli olmasının, resmi şekilde yapılmış olmasına bağlı olduğu; taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de resmi senet şeklinde düzenlenmesi ve noter huzurunda iki tarafça imzalanması suretiyle geçerlilik kazandığı (Borçlar Kanunu md. 29, Noterlik Kanunu md. 60/3 ve md.89); resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmelerinin geçersiz olup taraflar arasında hiçbir bağlayıcılığı olmadığı, bu nedenle bağlayıcılığı olmayan hukuken geçersiz sözleşmeye...

      Davada dayanılan 29.01.2013 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiştir. Sözleşmedeki edimin yerine getirilmemesi halinde vaat alacaklısı Türk Medeni Kanununun 716. maddesinden yararlanarak ferağa icbar suretiyle taşınmazın hükmen tescili için dava açabilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde amaç ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmazın maliki olmayan kişinin bu taşınmaza ilişkin satış vaadi sözleşmesi düzenlemesi mümkündür....

        Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

          DAVA :Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 10/03/2022 KARAR TARİHİ : 11/03/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 11/03/2022 Mahkememize açılan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı ... ile ... tarihinde Kayseri ... Noterliği'nde taraflar arasında düzenlenme suretiyle satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre davalının; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Pafta, ... Ada, ... Parsel'de kayıtlı bulunan ... Blok, ... Kat, ......

            -YTL. değer gösterilip, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan noter senedine dayalı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali-tescil istemine ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....

              Noterliği'nin 27/17/2017 tarih ve 38792 yevmiye numaralı ihtarnamesinde de alacağı temlik aldığı hususundan hiç bahsedilmediği, davalı yanca husumet itirazında bulunulması üzerine satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklı alacağı temlik aldığına dair adi yazılı şekilde yapılmış sözleşmeyi dosyaya ibraz ettiği görülmekle, davacı tarafın sunmuş olduğu sözleşmenin davalı yanın husumet itirazını bertaraf etmek amacıyla HMK'nın zikredilen hükümlerine karşı hile mahiyetinde olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; davacının uyuşmazlık konusu satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinde taraf sıfatının bulunmadığı, bu nedenle sözleşmenin ihlalinden kaynaklanan alacağı talep hakkının bulunmaması dolayısıyla davanın aktif husumet nedeniyle..." reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

              T1 arasında 10.02.2012 tarihli Satış Vaadi Sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşme gereği Uluhan şirketinin sözleşme konusu gayrimenkullerin mülkiyetini davalının tek yetkilisi olduğu Kata Emlak Yapı Taah....

              Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil uygun görülmemesi durumunda terditli tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22 nci maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu'nun 213 üncü maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı ve Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. 3....

                UYAP Entegrasyonu