Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişinin sorumluluğu da dikkate alınarak davacı kurumun davalıdan sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak miktarının 73.914,84 TL (davalı T3'nun sorumluluğu 6.719,53 TL), ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak miktarının 14.997,91 TL ve yapılan tedavi masraflarından kaynaklı alacak miktarının 7.938,45 TL olduğu anlaşılmakla talep ile bağlı kalınarak sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 1.000,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak olarak 500,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren, kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 500,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....

Mahkemesine tevzii edilmesi üzerine, 18/04/2023 gün ve 2023/276-274 sayılı kararla işin geçici hukuki koruma niteliğinde olması nedeniyle, Delil tespiti olarak Değişik İşlerden tevzii edilmek üzere, tevzii bürosuna gönderildiği, ancak dosyanın esas numarası verilerek Mahkememize gönderildiği anlaşılmakla dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : ... Mahkemesinin kararına rağmen, Mahkememize esas numarası verilerek gönderilen dosyanın GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA niteliği gereği değişik işlerden ilgili Mahkemesine tevzii edilmek üzere, dosyanın Tevzii bürosuna iadesine, Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 26/04/2023 Başkan ... e-imza Üye ... e-imza Üye ... e-imza Katip ... e-imza...

    ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 3.000,00 TL'nin gelirin 15/12/2017 onay tarihinden itibaren, kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 50,00 TL'nin 13/10/2015 ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 1- Davacının davasının KABULÜ ile, Davalının % 60 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan bağlanan gelirlerden kaynaklı isteyebileceği alacağının 178.342,94 TL ve yapılan cenaze masrafından kaynaklı isteyebileceği alacağının 269,40 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; Hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 3.000,00 TL'nin gelirin onay tarihi olan 15/12/2017 tarihinden itibaren, Kurum tarafından cenaze yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 50,00 TL'nin ödeme tarihi olan 13/10/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; "1- Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, A) Davacının davalı T4 ve Aviva Sigorta A.Ş aleyhine açımış olduğu davasının REDDİNE, B) Davalı T3 08/04/2012 tarihinde meydana gelen ve sigortalı Mehmet Çavdar'ın yaralanması ile sonuçlanan trafik-iş kazası sebebiyle % 90 oranında sorumlu olduğu, davacının bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 133.684,59 TL, ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacağının 5.877,65 TL ve yapılan masraflardan kaynaklı isteyebileceği alacağının 40.642,73 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; Hak sahibine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 5,00 TL'nin davalı T3 yönünden gelirin onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalı T5. yönünden dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve davalı T5. yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla, Hak sahibine ödenen geçici...

    Bu sakıncaların giderilmesi amacıyla, henüz uyuşmazlığın sona ermesini beklemeden ve uyuşmazlık sona erinceye kadar kişilerin hukukî menfaatlerini geçici olarak güvence altına alma ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyaç karşımıza geçici hukuki koruma yollarını çıkarmıştır. İhtiyati tedbirde geçici hukuki korumalardan en önemlisidir. İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12. Baskı Sh.714- Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes)....

    Çiftçi Mallarını Koruma Derneği'nin kapatılması üzerine husumetin yöneltilmesi gereken kurum noktasında tereddüt yaşanmış olup, kapatılan ... belediyesine bağlı Koruma Meclisi Başkanlıklarının da belediyenin birleştirildiği belediyede tek bir başkanlığa dönüştürüldüğü .... Büyükşehir Belediyesi hukuk müşavirliği tarafından görüş olarak bildirildiğinden ... belediyesinin birleştirildiği ... ile ... Çiftçi Malları Koruma Meclisi Başkanlığı'na husumet yöneltilmiştir. Yasa değişikliğinden kaynaklı hasımda yanılma nedeniyle hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilen ... yararına 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 327/2 maddesi gözardı edilerek avukatlık ücreti verilmesi hatalı olmuştur....

      Bu sebeple davacının talebi nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp, geçici koruma kimlik belgesindeki bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu yönüyle talebin Nüfus Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Davacılar Suriye vatandaşı olup, ülkede yaşanan savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınmış ve İçişleri Bakanlığı Hatay Valiliği'nce şahsa geçici koruma kimlik belgesi verilmiştir. Davacılar, idare tarafından düzenlenen bu geçici kimlik belgesinde isim ve soyisminin yanlış yazıldığını belirterek bu yanlışlığın düzeltilmesi için eldeki davayı açmıştır. Davacılar Türk vatandaşı değildir, yine Türkiye'de nüfus sisteminde herhangi bir yanlışlığın düzeltilmesi talebinde bulunamaz. Ancak geçici koruma kimlik belgesini veren Hatay Valiliği'ne başvurarak geçici kimlik belgesindeki yanlışlıkların düzeltilmesini talep edebilecektir. Bu talebin kabul edilmemesi halinde idari yargıya başvurması mümkündür....

      Bu sebeple davacının talebi nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp, geçici koruma kimlik belgesindeki bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu yönüyle talebin Nüfus Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Davacılar Suriye vatandaşı olup, ülkede yaşanan savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınmış ve İçişleri Bakanlığı Hatay Valiliği'nce şahsa geçici koruma kimlik belgesi verilmiştir. Davacılar, idare tarafından düzenlenen bu geçici kimlik belgesinde isim ve soyisminin yanlış yazıldığını belirterek bu yanlışlığın düzeltilmesi için eldeki davayı açmıştır. Davacılar Türk vatandaşı değildir, yine Türkiye'de nüfus sisteminde herhangi bir yanlışlığın düzeltilmesi talebinde bulunamaz. Ancak geçici koruma kimlik belgesini veren Hatay Valiliği'ne başvurarak geçici kimlik belgesindeki yanlışlıkların düzeltilmesini talep edebilecektir. Bu talebin kabul edilmemesi halinde idari yargıya başvurması mümkündür....

      Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. 6502 sayılı TKHK'nın “Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici maddenin birinci fıkrası ise “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder.” hükmünü içermektedir. Somut olayda; uyuşmazlık, davalı sigorta şirketi ile davacı arasında yapılan yıllık gelir koruma sigorta sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi ile davacı arasında akdedilmiş sigorta sözleşmesi olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK'nın 2 ve 73. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK'nin 53/1 maddesinde öngörülen hak yoksunluklarının sadece hapis cezaları hakkında uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde 3 ay süreyle kamuya yararlı bir işte çalıştırma tedbirinden ibaret mahkumiyet hükmüne TCK'nin 53/1-2. maddesinin tatbik edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK'un 322. maddesi uyarınca hükümden hak yoksunluklarına ilişkin B-8. fıkrasını çıkarılması diğer kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.02.2014...

          UYAP Entegrasyonu