Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın Ömerli Barajı kısa mesafe koruma alanında kaldığı gerekçesiyle oluşan idarî nitelikteki kısıtlamadan kaynaklı tazminat davası olduğu, dava konusu taşınmaza fiili el atmanın bulunmadığı, idarî işlemden kaynaklı anılan dava bakımından idarî yargının görevli olduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesince verilen yargı yolu nedeniyle davanın usûlden reddine dair kararın sonucu itibarıyla doğru olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
İşte tarafların ihtiyaç duyduğu bu korumayı geçici hukuki koruma tedbirleri sağlamaktadır. Yargılama sonucu verilen kararlar kesin bir hukuki koruma sağlamasına karşın, yargılama öncesi veya yargılama sırasında alınan bu tedbirler geçici bir koruma sağlamaktadır(Arslan Ramazan, Yılmaz Ejder, Ayvaz Taşpınar, Hanağası Emel; Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 2019, s. 571). Geçici hukuki koruma tedbirleri HMK’nın 10. Kısmında; ihtiyati tedbir, delil tespiti ve diğer hukuki koruma tedbirleri olarak düzenlenmiştir. Medeni usul hukuku dışında da geçici hukuki koruma tedbirleri de bulunmaktadır. Bunun en yaygın olanı da ihtiyati hacizdir. HMK’nın 389. Maddesinde ihtiyati tedbirin, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde,” verilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmaktadır....
İhtiyati tedbir, davanın davacı lehine sonuçlanması durumunda dava konusu şeyin güvence altına alınmasını temine yarayan geçici bir hukuki korumadır. Aynı yasanın 396. maddesinde ise "durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir" hükmü düzenlenmiştir. Buna göre; ihtiyati tedbir geçici hukuki koruma sağlamakta olup bu talep değerlendirilirken harcı yatırılarak talep edilen miktarın dikkate alınması gerekir. Davanın kısmi ya da belirsiz alacak davası olarak açılması bu sonucu değiştirmez. Orantılılık esastır. Geçici hukuki koruma, bir tarafın bütün malvarlığı üzerindeki haklarını ve anayasal mülkiyet hakkını tümden kısıtlar şekilde uygulanamaz. Dosyada mevcut bilgi ve belgeler, istinaf talep dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde davacı taraf açtığı dava ile elde edebileceği alacağı güvence altına almak amacı ile ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur....
Talep geçici hukuki koruma kararı verilmesine ilişkindir. Buna göre; Dosya içeriği incelendiğinde; uyuşmazlığın 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunundan kaynaklanmakta olduğu anlaşılmış olup, davaya konu kanunun 201/ son fıkrası uyarınca uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerekmektedir. Genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk mahkemeleri görevlidir. Davanın esasına bakmak, uyuşmazlığı çözmek ve inceleyip değerlendirmek görevli mahkemeye aittir. Bu nedenle geçici hukuki toruma talebi ile ilgili konularda karar verme yetki ve görevi de davanın esasını çözmekle görevli mahkemeye aittir. Görev hususu kamu düzenindendir ve yargılamanın her aşamasında resen ele alınır. Dolayısı ile İş Mahkemesinin karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğundan geçici hukuki koruma talepleri ile ilgili olarak karar verme görev ve yetkisi de asıl uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemeye aittir. Görevsizlik kararı verilecek yerde işin esasının incelenmesine başlanması hatalıdır....
HMK 362/1-c maddesinde de; yargı süreci içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ilk 362/1-f maddeleri uyarınca geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararların temyiz edilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu maddelerin birlikte değerlendirilmesinden HMK’da bölge adliye mahkemesine dosyayı asıl yetkili mahkemeye gönderilebilme yetkisi de tanıyan yetkiyle ilgili kesin karar verme ve uyuşmazlık çıkması halinde kesin olarak çözümleyen karar verme yetkisi tanındığı görülmektedir. Bu nedenle yasada yetki hususunun en geç bölge adliye mahkemesi kararıyla çözümlenmesi sisteminin benimsendiği ayrıca görüldüğünden yetki hususunu inceleyen bölge adliye mahkemesi kararına ve aynı şekilde geçici hukuki koruma kararlarıyla ilgili verilen kararlara karşı 362/1-c ve 362/1-f madde hükümleri de gözetildiğinde temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; İzmir 5....
nın denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma talebinin reddine ilişkin Silivri 2. İnfaz Hâkimliğinin 19/06/2017 tarihli ve 2017/3194 esas, 2017/3148 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 24/07/2017 tarihli ve 2017/1374 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak; Dosya kapsamına göre, Silivri 2. İnfaz Hâkimliğince, hükümlü hakkında Gaziosmanpaşa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/06/2017 tarihli ve 2017/3194 esas, 2017/3148 sayılı kararıyla 2. kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği, bu nedenle 5275 sayılı Kanunun 108/3. maddesi gereğince koşullu salıverilmeden yararlanamayacağından bahisle, hükümlünün denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma talebinin reddine karar verilmiş ise de; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 99. maddesinde “Bir kişi hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar....
Ağır Ceza Mahkemesinin 21.12.2011 gün ve 2003/422 esas, 2011/308 Karar sayılı ilamıyla hükmolunan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasının da infazına başlanması üzerine, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesi gereğince yalnızca 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinden yararlanabileceği, bu nedenle önceden yararlandığı 307 gün düşülerek kalan 58 günlük denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma hakkının bulunduğundan bahisle hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesinden yeniden yararlandırılması isteminin reddine dair Kartal Açık Ceza ve İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 03.10.2013 gün ve 777 sayılı kararına yönelik itirazın İstanbul Anadolu 1. İnfaz Hakimliğince reddine dair 04.10.2013 gün ve 2013/2623 Esas, 2013/2651 sayılı kararına yönelik itirazın da reddine dair mercii İstanbul Anadolu 2....
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporu raporuna dayanılarak davacının, 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 23 ve 24. maddeleri kapsamında, alt işveren nezdindeki geçici işçi pozisyonundan doğrudan davalı Bakanlık bünyesinde sürekli işçi pozisyonuna geçmek istediği, bu doğrultuda yasal düzenlemenin aradığı sulh sözleşmesini imzalayıp davalı Bakanlığa ibraz ettiği, belirtilen sebeple alt işverende geçen çalışmalardan kaynaklı alacaklar yönünden davalı İdarenin sorumluluğunun bulunmadığı, ancak feragat beyanının sadece İdare yönünden geçerli olduğu, davalı Şirketin dava konusu alacaklardan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalı aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu : İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili ve davalı ... Özel Güvenlik ve Koruma Hiz. Ltd. Şti....
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporu raporuna dayanılarak davacının, 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 23 ve 24. maddeleri kapsamında, alt işveren nezdindeki geçici işçi pozisyonundan doğrudan davalı Bakanlık bünyesinde sürekli işçi pozisyonuna geçmek istediği, bu doğrultuda yasal düzenlemenin aradığı sulh sözleşmesini imzalayıp davalı Bakanlığa ibraz ettiği, belirtilen sebeple alt işverende geçen çalışmalardan kaynaklı alacaklar yönünden davalı İdarenin sorumluluğunun bulunmadığı, ancak feragat beyanının sadece İdare yönünden geçerli olduğu, davalı Şirketin dava konusu alacaklardan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalı aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu : İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili ve davalı ... Özel Güvenlik ve Koruma Hiz. Ltd. Şti....
Bu sakıncaların giderilmesi amacıyla, henüz uyuşmazlığın sona ermesini beklemeden ve uyuşmazlık sona erinceye kadar kişilerin hukukî menfaatlerini geçici olarak güvence altına alma ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyaç karşımıza geçici hukuki koruma yollarını çıkarmıştır. İhtiyati tedbirde geçici hukuki korumalardan en önemlisidir. İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12. Baskı Sh.714- Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes)....