İşyeri devri ile birlikte iş sözleşmesinin de devrinden söz edebilmek için, devir tarihi itibariyle işçi veya devreden işveren tarafından fesih bildiriminde bulunulmamış olması, kısaca devir tarihi itibariyle sözleşmenin devam ediyor olması gerekir. Açık bir fesih bildirimini müteakip isçinin ara vermeden yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam etmesi yeni bir iş sözleşmesi olarak nitelendirilmelidir. Bir fesih bildirimi söz konusu değilse ve işçinin kesintisiz veya makul sayılabilecek bir süre sonra çalışmaya devam etmesi halinde işyeri devri kurallarına göre hareket etmek gerekir.Belirtmek gerekir ki, 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesi hükmü uyarınca işyeri devri sırasında iş sözleşmeleri devam eden işçilerin iş sözleşmeleri devralana geçmektedir....
İş sözleşmesinin devri kendine özgü üçlü bir ilişki olup devreden işverenin, devralan işverenin ve de işçinin rızasının uyuşması sonucu ortaya çıkmaktadır. 6111 sayılı Yasanın 166/6. maddesinin “(6) Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, toplu iş sözleşmesi olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenir. Devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindeki hükmü uyarınca "devirden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken kıdem tazminatı dışındaki borçlardan devralan kurum değil devreden kurum sorumludur" denilmektedir Somut olayda, davacı, davalı ......
Yine özelleştirme işlemi sonucu kamuya ait hisselerin devri de işyeri devri olarak değerlendirilemez. Özelleştirmede işyeri aynı tüzel kişilik altında faaliyetini sürdürmekte sadece kamuya ait hisselerin bir kısmı ya da tamamı el değiştirmektedir. Bununla birlikte, tamamı kamuya ait olan bir işyerinin özelleştirme işlemi sonucu başka bir işverene geçmesi işyeri devri niteliğindedir (Yargıtay 9.HD. 8.7.2008 gün ve 2008/25370 E, 2008/ 19682 K.). İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez. İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 27.10.2008 gün 2008/ 29715 E, 2008/28944 K.)....
Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır”. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ise 428. maddesinde işyeri, 429. maddesinde ise iş sözleşmesinin devrinde devreden ve devralan işverenlerin sorumluluğunu aynı şekilde düzenlemiştir. 6111 sayılı Kanun'un 166/6 maddesine göre “Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, toplu iş sözleşmesi olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenir. Devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır”. Dosya içeriğine göre davalı Y... ...sinde çalışmakta iken 6111 sayılı KHK doğrultusunda ... ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/05/2014 NUMARASI : 2011/831-2014/290 Dava konusu uyuşmazlık, işyeri devir sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 06.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan ... tarihli İşyeri Devir Sözleşmesi nedeniyle davaya konu bonoların teminat amaçlı verilip verilmediği, davacının bonolardan kaynaklı borcunun bulunup bulunmadığı, kira ödemesinin devir bedeline dahil olup olmadığına ilişkindir. Davacı tarafça, taraflar arasında ... tarihli İş Yeri Devir Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin 1 ve 2. Maddesinde"....senetler karşılığında devrettim" olarak belirtilen düzenlemenin davaya konu bahsi geçen teminat senetleri olduğunu ve sözleşme uyarınca davalıya teminat için verildiğini ileri sürerek davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitiyle, kira bedellerinin sözleşme bedelinden düşülmesini, senetlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası olup, bonolarda davacı keşideci davalı ise lehtar durumundadır. Bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur....
Sözleşmesi'nin imzalandığı, 22.....2015 tarihindeki devir ile birlikte ... ... Termik Santrali işyerinin ...’a bağlı işyerleri için alınmış işletme toplu ... sözleşmesi yetkisinin kapsamından çıktığı, imza tarihinde bu işyerinin ...’a ait olmadığı ve dolayısıyla da yetki kapsamında olmadığından 16. Dönem Toplu ... Sözleşmesi'nin ... ... Termik Santrali işyeri için uygulanmasının mümkün olmadığı, devralan işveren ... AŞ'nin 16. Dönem Toplu ... Sözleşmesi'nin tarafı olmadığından davacının bu toplu ... sözleşmesine dayanarak davalı işverenden fark ücret alacakları talep etmesinin mümkün olmadığı, davacının 15. Dönem İşletme Toplu ... Sözleşmesi, 1. Dönem Toplu ... Sözleşmesi ve 2. Dönem Toplu ... Sözleşmesi'nden kaynaklanan fark ücret alacaklarının bulunmadığı, fazla çalışma ücretlerinin dönemler itibarıyla uygulanan toplu ... sözleşmesi hükümlerine uygun olduğu, 15. Dönem İşletme Toplu ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı ... Eğitim Kurumları Ltd.Şti. arasında imzalanan “... Telekom Telefon Hizm. Kurumsal Abonelik Sözleşmesi” kapsamında dava dışı şirkete telefon hizmeti verildiğini, faturalardan kaynaklı alacağın tahsili için dava dışı şirket aleyhine icra takibine girişildiğini, takibin kesinleştiğini, haciz aşamasında dava dışı şirketin davalıya devir aşamasında olduğunun öğrenildiğini, devir alan şirket olarak davalının dava dışı şirket borçlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek 1.713,81 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
hukuken ve usulen mümkün olmadığını, davanın kira sözleşmesinden kaynaklı alacak (tazminat) davası olduğuna göre iş bu davayı açabilmek için dayanak gösterilen kira sözleşmesinde isim ve imzası olmadığı halde bu davayı ilgisiz bir şekilde açmasında her iki davalı müvekkil yönünden davacının hukuki yararı olmadığını, davacı vekili dava dilekçesinde söz konusu bu kiralamadan belli bir süre sonra 01.04.2016 tarihinde lokantanın işletme hakkını aralarında düzenledikleri el yazılı sözleşme ile davalı T4'ya devrettiğini iddia etse de anılan 01/08/2015 tarihli el yazısı ile yazılmış Kira Sözleşmesinde "T1'ın devir hakkı 6 yıl içinde vardır" şeklindeki yazılı notta sadece devir hakkı yazılmış olsa da bu yazıdan devir hakkı alt kiralama olarak anlaşılamaz,sadece işletmenin devrini öngörür.denildiğini ancak davacı T1'ın davalı T4'yla bu yaptığı devir değil, yapılan 01.04.2016 tarihli (sahte yapılan) kira sözleşmesine bakılırsa davalı mülk sahibi (Kiraya Veren) sıfatıyla müvekkil T3 imzasını sahte...
İş sözleşmesinin devri kendine özgü üçlü bir ilişki olup devreden işverenin, devralan işverenin ve de işçinin rızasının uyuşması sonucu ortaya çıkmaktadır. 6111 sayılı Yasanın 166/6. maddesinin “(6) Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, toplu iş sözleşmesi olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenir. Devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindeki hükmü uyarınca "devirden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken kıdem tazminatı dışındaki borçlardan devralan kurum değil devreden kurum sorumludur" denilmektedir Somut olayda, davacı, davalı ......