Somut uyuşmazlıkta; davacının, davalı ile işletme devir sözleşmesi yaptığı, davalının sözleşmeden kaynaklı 7 aylık taksiti ödenmediğini ileri sürerek başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talebinde bulunduğu, davalı ise, devir sözleşmesinde belirtilen borçlarını 22/06/2015 tarihinde ödediğini, aynı yere ilişkin başka bir kira sözleşleşmesi yaptığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne, itirazın iptaline, davacının icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir. Karar, davacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir. Dosya kapsamına göre,taraflar arasında 22/06/2015 tarihli "Vugan Restoran Devir Protokolü" ile işletme devir sözleşmesi yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın işyeri devir sözleşmesinden kaynaklanan bedelin davalı tarafından ödenip ödenmediği noktasında toplandığı, davacının Sulova 1....
Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez. İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 27.10.2008 gün 2008/ 29715 E, 2008/28944 K.)....
Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır." -------- sayılı dosyasında yukarıda açıklandığı üzere, devir sözleşmesinden kaynaklı tescil verilmesini talep edilmiş davalı yanca ise yetkili temsilicisi olmayan taklit imzalarla işlem yapan ----- devir sözleşmesinin ve senedin düzenlendiği, yetkisiz imza nedeniyle borcun kabul edilmediği, belirtilmiştir.Mahkememiz davası ile ----- aynıdır, devir sözleşmesi her iki davada yargılama konusudur. Devir sözleşmesi yönünden dava konuları aynıdır. Bu yönden açık şekilde bağlantı mevcuttur. Devir sözleşmesi hükümleri gereği tescilin gerçekleştirilebilmesi, borcun hukuka uygun şekilde doğması ile mevcut olacağı, davalı savunmalarının dava konusu dışında tutulması mümkün olmadığından, devir sözleşmesi yönünden bariz açık bağlantı mevcut olduğu mahkememizce saptanmıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/418 Esas KARAR NO : 2022/562 DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 15/06/2022 KARAR TARİHİ: 22/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ...bank A.Ş tarafından ... asıl kredi borçlusu, davalılar ... ile ... borçlu ...'ın kendi borcu için teminat vermiş olduğu her iki taşınmazı ipotekli olarak tapudan devir alan kişiler olduğunu, borçlu ...'ın tarafından borcun ödenmemesi sebebi ile ipotek alacaklısı ...BANK A.Ş. tarafından borçlu ..., Kefalet ve teminat ipoteği veren borçlu ..., teminat ipoteği verenler ..., ..., ..., ... ve ... hakkında ve borçlunun vermiş olduğu ipotekli taşınmazları devir alan ... ve ... hakkında Antalya Gayrimenkul Satış Müdürlüğü'nün ... E....
Davalı vekili, müvekkilinin davalı şirketten işyerini devraldığını, bu bağlamda işyeri devir sözleşmesi imzalandığını, dava konusu faturanın da bu sözleşme kapsamında düzenlendiğini, müvekkilinin tüm ödemelerini yaptığını, borcunun bulunmadığını, kaldı ki faturanın da kapalı olarak düzenlendiğini belirterek, davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip miktarı kadar alacaklı olduğu, her ne kadar dava konusu fatura kapalı fatura olarak düzenlenmiş ise de, davalının takibe itirazında "...Servisi ...dan 30.000,00 TL para alacağım karşılığında demirbaş malzemelerini resmi noter aracılığıyla muhasebede yapılan anlaşmalı tutanakla bizzat ... ve şirket ortağı olan ...'...
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/04/2016 tarih ve 2015/146-2016/264 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı-karşı davalı vekili; müvekkili ile davalı arasındaki işyeri devir sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme gereğince davalıya 5.000,00 TL kapora verildiğini, ancak sözleşmeye konu işyeri devir işleminin fiilen gerçekleşmediğini, bu nedenle müvekkilinin ödediği 5.000,00 TL'nin iadesini istediğini, davalının bu parayı iade etmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalının takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan...
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu'nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. İşyeri devrinin temel ölçütü, ekonomik birliğin kimliğinin korumasıdır....
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; taraflar arasında işyeri devri sözleşmesi yapıldığı ve buna istinaden dava konusu bonoların verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacı tarafça sözleşme gereği davalının müşteri çevresini de devretmesi gerekirken bu edimin ifa edilmemesi nedeniyle sözleşmedeki menkul malların dışında ayrıca işyeri devir bedeli olarak belirlenen tutarın karşılığı olan bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitinin istendiği, davalı tarafça ise sözleşmede yazılı edimlerin yerine getirildiği ve bonolardan dolayı alacaklı olduğunun savunulduğu, her ne kadar davacı tarafça davalının müşteri portföyünü devretmediği iddia edilmiş ise de, sözleşme içeriğinde bu hususta bir madde bulunmadığı, işyeri demirbaşlarına ve işyeri devrine dair düzenleme yapılmışsa da, davalının ticari ünvanını devir kapsamı dışında tutup bu ünvan altında iş yapma hakkını da saklı tutmuş olduğunun görüldüğü, anılan "işyeri devri sözleşmesi"nin adi yazılı şekilde yapılmış olup...
Bir başka deyişle devredilen işyeri veya işyeri bölümünde çalışmakta olan işçinin, iş sözleşmesinin devralınan işverene geçmesi için işçinin bu yönde bir irade açıklamasına gerek bulunmamaktadır. Ancak kendiliğinden işveren tarafın değişmesi ve iş sözleşmesinden doğan hak ve borçların devralan işverene geçmesi için gerekli olan ön koşul devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmesinin varlığıdır. Eş deyişle devredilen işyeri veya işyeri bölümünde daha önce çalışmış olan ancak devir tarihinde iş sözleşmesi sona ermiş bulunan işçilerin iş sözleşmeleri devralan işverenle devam etmeyecektir....
İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. Değinilen Yasanın 120 nci maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır....