Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş ile yapılmış olan hisse satış sözleşmesinde yer alan kabul, taahhüt ve garantilere ilişkin hükümlerin davacı şirkete karşı ileri sürülmesinin yerinde olmadığı, 24/07/2006 tarihli işletme devir sözleşmesinden önce doğan ve davacı tarafça ödenen bedelin, mahkeme kararı ile belirlenen ve ihtiyati tedbir talebine konu bedelin ödenmesinin düşümü ile oluşan kısımdan işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler nazara alındığında davalının sorumlu olduğu, davacının yaptığı ödemeyi ...'a rücu edilebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 3.016.044,36 TL'nin 27/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

    İşletme Hakkının Devri sözleşmesinden önceki devreden kuruluşun dağıtım bölgesindeki abonelerle yapılan abonelik sözleşmeleri, devir sözleşmesinden sonra da devam ettiği ve devralanı bağladığı gibi, işletme hakkını devralan tarafından işletme süresince yapılan aboneliklerde, sözleşmenin sona ermesinden sonra da işletmeyi işletecek olan firmaları bağlayacak olması nedeniyle hasılat kira sözleşmesinin unsuru olan “hasılat veren bir malın veya hakkın kullanılmasını ve semerelerinin iktitafını terk etme” kavramından daha geniştir. Bu nedenle sözleşmenin sırf belirli süreli olduğundan bahisle kira sözleşmesi olduğu söylenemez. Taraflar arasındaki “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” kendine özgü bir yapısı olan ticari sözleşme olup, bu niteliğine göre, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir....

      Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise; Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davacının ihbar yükümlüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak tarafın, davayı üçüncü kişiye ihbar etmemiş olması, üçüncü kişiye karşı olan rücu hakkının düşmesini gerektirmez. Yalnız, kendisine karşı rücu davası açılan üçüncü kişi (davalı), davacının birinci davayı iyi takip etmediği için (yani kusuru nedeniyle) kaybettiğini ispat ederek, kendisine karşı açılan rücu davasının kısmen veya tamamen reddini sağlayabilir....

        A.Ş. ile davalı ... arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesi 24/07/2006 tarihinde imzalanmıştır. Bu durumda rücu talebine dayanak dava konusu olay 27.08.2002 olup işlem işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanmasından önceki tarihlidir. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki (İş Mahkemesi Sıfatıyla) davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği miktarı davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmadığından, sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü kapsamında rücuya dayanak davayı ...'a ihbar etme yükümlülüğü bulunmamaktadır....

          Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 24.07.2006 tarihli sözleşme ile dört ilden oluşan elektrik dağıtım bölgesinde yer alan ve... uhdesinde bulunan dağıtım sistemi, dağıtım tesisleri ve dağıtım tesislerinin işletilmesi için zorunlu taşınır ve taşınmazların, mülkiyet hakkı saklı kalmak koşuluyla, işletme hakkı ...'a devredilmiş, sözleşmenin 7. maddesi ile dağıtım faaliyetinden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırılması yoluna gidilmiştir....

            ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığını kabul taahhüt ve garanti eder.” hükmünü içerdiği, dava konusu olayda, Hisse Satış Sözleşmesinin Alıcının Taahhütleri başlığı altındaki 9.4 maddesinde açıkça “... İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla...” ibaresi bulunduğundan ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 7.4 ve 7.6 maddelerinde açıkça “Dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu ... 'a aittir. ...Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük ... tarafından ödenir.” Düzenlenmesini içerdiğinden İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalanmasından önceki dağıtım faaliyetlerinden kaynaklanan zararlardan ...'...

              Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde harç ve masraflar için davalıya rücu edilemeyeceği gerekçesiyle davacının harç ve masraflarına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında düzenlenen İHDS’nin 7.4 maddesinde, dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun ...’a ait olduğu, bu faaliyet nedeniyle açılan davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğünün de ...’a ait olduğu belirtilmiştir....

                Davalı tarafın zaman aşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zaman aşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine ( Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi) göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir....

                  DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/03/2021 KARAR TARİHİ : 14/06/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... A. $Ş. ile ... A. Ş. Arasında 24.07.2006 tarihinde ... imzalandığını, davalı şirketin anılan sözleşme ve mevzuata aykırı olarak. mülkiyeti ...ait olan taşınmaz ve tesislerden reklam bedeli ve baz istasyonu, telsiz. TV aktarıcısı vb. kurulumuna ilişkin bedel ve kira bedeli elde ettiğini. elde edilen bu bedellerden şimdilik 1.000 TL'nin sözleşme tarihi baz alınarak tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunmaktadır....

                    Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 28/05/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 28/05/2013 günlü sözleşmeden ve hatta 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinden önce 24.04.2006 tarihinde gerçekleşen dava konusu ödemeden dolayı, 28/05/2013 sözleşmenin 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından dava reddedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin davalının temyiz isteminin reddi ve yazılı gerekçe ile kararın davacı temyizi doğrultusunda düzeltilerek onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız....

                      UYAP Entegrasyonu