Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/444 ESAS DAVA KONUSU : Tapu İptal ve tescil - Alacak (Aile konutunun satışı nedeniyle) KARAR : Menderes 2....

davası açıldığını, mahkemece verilen yetkiye istinaden müvekkili tarafından da tapuda bahçeli kargir ev ve ahır vasfıyla kayıtlı olan bu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti istemiyle dava açıldığını, İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/128 E. 2015/138 K. sayılı ilamı ile taşınmaz üzerindeki evin aile konutu olduğunun tespitine karar verildiğini ve hükmün 07.09.2015 tarihinde kesinleştiğini, muris ile davacı eşinin evlendikleri tarihten itibaren dava konusu taşınmazda oturduklarını, eşinin ölümünden sonra da davacının oturmaya devam ettiğini belirterek, dava konusu 8867 parsel sayılı taşınmazın ifraz edilerek, olmadığı taktirde mevcut haliyle TMK'nın 652. maddesi uyarınca miras hakkına mahsuben müvekkili adına tescilini talep etmiştir....

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 vekili hükmün; davanın muhatabının evin tapu maliki olduğundan husumet yönünden reddi gerektiğini ve davacının aile konutunun korunmasını talep etmesi nedeniyle dava şartının oluşmadığını ileri sürmek suretiyle davacının davasının reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış Aile konutunun tahliyesine ilişkin koca tarafından düzenlenen tahliye taahhütnamesinin iptaline ilişkindir....

    Mahkemenin aile konutu şerhi verdiği taşınmazın tapu kayıt sayısı kararda gösterilmemiştir. Davacının dava dilekçesinde aile konutu olduğunu bildirdiği taşınmazı dilekçesinde adres olarak bildirmiş; tapu kayıt sayısını bildirmemiştir. Tapuya yazılan yazı, yapılan keşif ve bilirkişi raporuna göre; aile konutunun paylı taşınmaz üzerine, davalının hissesi karşılığı eylemli olarak kullandığı zemin üzerine yapılan binanın bir bölümü olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle aile konutunun içinde olduğu binanın (ana yapının) paylı tapuya konu Adana ili Seyhan ilçesi Kanalüstü mahallesi 6786 ada 9 parsel sayılı taşınmazın zemindeki yerinin keşif sonucu ehil bilirkişi eliyle saptanarak, düzenlenecek krokide işaretletilmesi, hükümde bu krokiye atıf yapılması; böylece infaza elverişli karar oluşturulması gerekirken, buna uyulmamış olması nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

      Ancak, dosya içeriğinden... 3 Aile Mahkemesinin 2007/519-628 sayılı kararı ile davalı ... tarafından ... ve ... aleyhine açılan aile konutunun olduğu tespiti davasının 06/12/2007 tarihinde kabul edildiği, kararında derecattan geçerek kesinleştiği görülmüştür.Yine ... tarafından ... ve ... aleyhine açılan mülkiyet hakkının tanınması davasının ... 4 Asliye hukuk mah.nin 2007/31-24 sayılı kararı ile yetki yönünden görevsizlik kararı verildiği, en sonunda taşınmazın bulunduğu yer itibari ile ... 2 Sulh hukuk mah.2010/1184 sayılı esasını aldığı görülmüştür.Davalı taraf aile konutunun miras hakkına mahsuben kendisine özgülenmesi davasının sonucunun beklenmesini savunmuştur. Mahkemece, her iki davanın konusunun farklı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :Aile Mahkemesi Uyuşmazlığın TMK'nun 194.maddesi gereği aile konutunun ipotek edilmesinden kaynaklanmasına ve hükmün Aile Mahkemesi tarafından verilmiş bulunmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 2.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 11.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu'nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “Aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “Açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “Tek başına“ bir ayni hakla sınırlayamaz. Bu sınırlandırma “Ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir....

            Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık” olması gerekir....

              Türk Medeni Kanununun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına“ bir ayni hakla sınırlayamaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir....

                Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık” olması gerekir. Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötü niyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin “açık rızası” şarttır....

                  UYAP Entegrasyonu