WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/2- 2056 Esas, 2015/1201 Karar ve 15.04.2015 günlü kararında da açıklandığı üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile "aile konutu şerhi konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu nedenle, aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir....

Dosyanın incelenmesinde; dava konusu, 737 Ada 4 parselde yer alan taşınmazın tapuda arsa vasfıyla ve davalı eş adına kayıtlı olduğu, inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda, taşınmaz, üzerinde, bodrum kat + zemin + 1 normal kattan oluşan betonarme yapı bulunduğu, yapılan incelemede bodrum katın kiler/depo olarak kullanıldığı, zemin kattaki konutun 3+1, 1.kattaki konutun 2+1 tarzında olduğu belirtilmiş ancak hangi bölümün aile konutu olarak kullanıldığı belirlenmemiştir. Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir....

Cevap dilekçesi: Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; avacı tarafın ipoteğin kaldırılmasına yönelik olarak açtığı davanın müvekkil davalı yönünden usul ve esas açısından reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın üzerinde kat irtifakı yada kat mülkiyeti kurulu olmadığını, bu nedenle üzerinde bulunan müştemilat cinsindeki varsa yapılar üzerinde aile konutu olabilmesinin mümkün olmadığını, taşınmazın mesken vasfının olmadığını, aile konutu, resmen evli olan karı kocanın birlikte yaşadıkları konutu ifade ettiğini, bu durumda taşınmazın vasıf olarak aile konutu olmadığını, somut durumda ipotekli taşınmazın üzerinde birden fazla yapı bulunduğunu, bunların tamamının aile konutu olduğunun kabulü ve taşınmazın tamamı üzerindeki ipoteğin fekki açık bir şekilde yasaya aykırılık teşkil edeceğini, davacı tarafın iyi niyetli olmadığını, üçüncü kişilerin edindikleri hakları ellerinden alma istekleri de TMK nın 2....

Aile Mahkemesi TARİHİ :04.02.2014 NUMARASI :Esas no:2013/280 Karar no:2014/42 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ....... San.AŞ. İle ......... AŞ. tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmaz üzerindeki ipoteklerin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkindir. Davacı, açılan davada taşınmazın aile konutu olduğunu belirterek tapu kütüğüne konutla ilgili olarak, temyiz eden davalılar lehine konulan ipoteklerin kaldırılmasını istemiş, mahkemece 01.10.2013 tarihli oturumda verilen süre içerisinde 90.000 TL üzerinden nispi harç ödenmiştir. Oysa dava konusu taşınmaz üzerinde her birinin miktarı 90.000 TL. olan iki ayrı ipotek tesis edilmiş olup, dava, her iki ipoteğin kaldırılmasına yöneliktir....

    Dava, ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi konulmasına ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; dava konusu, 236 Ada 10 parselde yer alan taşınmazın tapuda arsa vasfıyla ve dava dışı Kadircan Kurt adına kayıtlı olduğu, davacı kadının davalı eşi ve dava dışı Kadircan Kurt’a Elbistan Aile Mahkemesinin 2018/872 E. 2020/264 K....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konululması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından, ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş... tarafından kendisinin haberi ve izni olmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş (TMK m.194), mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınma üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi . DAVA TÜRÜ :İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı 15.000 TL dava değeri göstererek, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, bu nedenle tapu kaydı üzerindeki davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Taşınmazın ipotek akit bedeli olan 375.000 TL. üzerinden hesaplanarak alınması gerekli peşin harç mahkemece tamamlatılmıştır. Davacı tarafından açılan ipoteğin kaldırılması talebi reddedildiğine göre, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı banka yararına ipotek değeri üzerinden nispi tarifeye göre vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti tayini doğru görülmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Olduğunun Tespiti - İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ve üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Talep edilen ipoteğin kaldırılması isteği ayni hakla ilgili olduğundan değer ölçüsüne göre (nispi) harca tabidir. Nispi harçlarda karar ve ilam harcının dörtte biri işlem yapılmadan önce peşin ödenir (Harçlar Kanunu m.28/a). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe yargılamaya devam edilemez (Harçlar Kanunu m.32)....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması ve Tapu Kütüğüne Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı ve davalılardan banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm, davalı bankanın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İpotek tesis tarihinde taşınmaz tapuda "......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, mülkiyeti davalı eşine ait “aile konutu” olarak kullandıkları taşınmaz üzerine, açık rızası alınmadan diğer davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını istemiş, davanın devamı sırasında 10.04.2014 tarihinde ölmüştür. Aile konutuyla ilgili tasarruf işlemine rızası gereken eş, öldüğüne göre, dava konusuz kalmıştır. Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin rızası gereken eşe sağladığı hak, şahsa bağlı olup, bu eşin ölümü halinde mirasçılarına intikali mümkün değildir. Böyle bir durumda, aile konutuyla ilgili işleme rızası gereken eşin ölümüyle davanın esası konusuz kalır ve işlem yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır....

              UYAP Entegrasyonu