Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacağına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Aile konutu ve ev eşyası" başlıklı 240. maddesin de aynen; " Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır. Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir....

    TMK 240. maddesi uyarınca sağ kalan eş; eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup, birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise, bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkının tanınmasını isteyebilir. Davacı eş yararına aile konutu üzerinde intifa hakkının tanınabilmesi için maddede yazılı diğer koşulların yanında sağ kalan eşin katılma alacağının bulunması ve aile konutunun 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra edinilmiş olması gerekmektedir. Zira intifa hakkı ancak katılma alacağı hakkına mahsuben talep edilebilir. Ne var ki; uyuşmazlık konusu taşınmaz 06.05.1980 tarihinde eşler arasında 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu tarihte edinilmiştir. Davacı eşin, bu dönem bakımından katılma alacağından söz etmek mümkün değildir....

      Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiştir. 2-Davacı, taşınmazın tapu kütüğüne "aile konutu şerhi" konulması isteği yanında, bu konut üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet, bunun kabul edilmemesi halinde intifa veya oturma hakkı tanınmasını da talep etmiştir. Bu talep Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanmaktadır. Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde yeralan, tereke malları arasında bulunan eşlerin birlikte yaşadığı konutun veya ev eşyasının sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben özgülenmesi, paylaştırma niteliğinde olup, o mal üzerindeki mirasçıların "elbirliği" şeklindeki ortaklığının izalesi sonucunu hasıl eder. O nedenle Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanan isteklerde görevli mahkeme, paylaşma isteklerindeki görev kurallarına göre belirlenmelidir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştınlmasına karar verilmesini Sulh Mahkemesinden isteyebilir....

        Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davaya konu taşınmazın her ne kadar aile konutu olsa da davacının eşinin vefatı ile taşınmazın aile konutu olma özelliğini yitirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK m. 194/1). “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK m. 240/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK m. 240/3)....

          “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK.m.194/1). “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK.m.240/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK.m.240/3). “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (TMK.m.652/1)....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu ve Eşyalar Üzerinde Sağ Kalan Eşe İntifa Hakkı Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.05.2013 günü temyiz eden ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalılar ... ve arkadaşları ile vekilleri gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

              Dava, Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı “aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi” istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652 maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde, tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir. Mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır”, hükmünü içermektedir....

                Evlilik ölüm ile sona erdiğinden dava tarihi itibariyle aile konutu vasfı kalmadığından taşınmaza aile konutu şerhi konulamaz bu kapsamda davacının aile konutu şerhi talebinin reddine karar verilmiştir." şeklindeki gerekçe ile "1- Davanın Kısmen Kabulü İle; Trabzon ili, Hayrat ilçesi Ağaçlı/düz mahallesinde kain 15/02/2021 havale tarihli Fen Bilirkişisi Yasin Kuru'nun raporunda ve krokisinde alanı 95,46 m² olan (Ka:1) şeklinde ve kırmızı renkle boyalı olarak gösterilen gayrimenkulün davacı ile muris Mehmet Nuri Öztürk'ün Aile Konutu olduğunun Tespitine, 2- Tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilmesi talebinin reddine" karar verilmiştir....

                Evlilik ölüm ile sona erdiğinden dava tarihi itibariyle aile konutu vasfı kalmadığından taşınmaza aile konutu şerhi konulamaz bu kapsamda davacının aile konutu şerhi talebinin reddine karar verilmiştir." şeklindeki gerekçe ile "1- Davanın Kısmen Kabulü İle; Trabzon ili, Hayrat ilçesi Ağaçlı/düz mahallesinde kain 15/02/2021 havale tarihli Fen Bilirkişisi Yasin Kuru'nun raporunda ve krokisinde alanı 95,46 m² olan (Ka:1) şeklinde ve kırmızı renkle boyalı olarak gösterilen gayrimenkulün davacı ile muris Mehmet Nuri Öztürk'ün Aile Konutu olduğunun Tespitine, 2- Tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilmesi talebinin reddine" karar verilmiştir....

                Aile Mahkemesinin 2015/947 Esas sayılı dava dosyasında İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Cevizlik Mahallesi 15 ada 14 parsel sayılı, 42/8'de bulunan dairenin aile konutu olduğunu, davacı eşe intifa hakkı tesis edildiğini, bu mahkeme kararında da 29/03/2018 tarihinde kesinleştiği, müvekkilinin 30 yıldır oturduğu evinin kızının borcu nedeni ile satışa çıkarılması 70 yaşındaki olan müvekkilinde büyük bir üzüntü ve tramva yarattığını, bu nedenle müvekkilinin aile konutu tespiti davası açtığını, Bakırköy 2. Aile mahkemesinin de dava konusu yerin aile konutu olduğundan bahisle müvekkil davacı lehine intiafa hakkı tesis ettiğini, taşınmaz üzerine çocuklarının şahsi borçları nedeni ile gelen hacizler yönünden haciz ya da muhafaza işleminin yapılmaması için 3. kişilerce elatmanın önlenmesi ve evin satışının durdurulmasını, dava konusu evin mülkiyetinin davacı eş üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu