WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Tarafların evlilik birliği devam etmekte iken konulmuş bulunan aile konutu şerhinin, boşanmanın gerçekleşmesiyle birlikte her hangi bir hükmü kalmayacağı ve taşınmazın kendiliğinden aile konutu şerhi olmaktan çıkacağının sabit olduğunu, zira boşanmanın gerçekleşmesinden önceki süreçtede taraflar fiilen ayrı olup, evliliğin sona ermesinden sonra zaten aile konutuna özgülenmesi söz konusu olmamış, dolayısıyla yasa hükümlerine göre evlilik birliğinin sona ermesiyle aile konutu şerhi kendiliğinden sona eren ve hükümsüz kalan taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi davasında, tarafların boşanmış oldukları ve aile konutu şerhinin geçerliliği kalmadığı hususunun gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki evlilik birliği sona ermiş olmakla, geçerliliği kalmayan aile konutu şerhinin dikkate alınmaması ve davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, şerhin varlığının paydaşlığın giderilmesi...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı banka tarafından kredi sözleşmesine dayalı olarak yapılan ilamsız takip sebebiyle borçlu, haciz konulan taşınmazın aile konutu ve İİK'nun 82/12. maddesi kapsamında haline münasip evi olduğundan bahisle haczedilmezlik şikayetinde bulunmuş, mahkemece, aile konutu şerhinin işlendiği tarih itibariyle, haczin, şikayetçi tarafından öğrenildiği kabul edilerek şikayetin yasal 7 günlük süre içerisinde yapılmadığından bahisle istemin reddine karar verildiği görülmüştür. Asıl olan borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olup, aksinin yazılı belge ile ispat edilmesi zorunludur....

    Dosya incelendiğinde; dava konusu 31 ada 777 parsel niteliğinde meskenin davacı kadın ve davalı T4'un aile konutu olarak kullanıldığı, taşınmaz üzerinde 2005 tarihinde 80.000,00 TL bedelli ve 2006 tarihinde 30.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, 28/04/2010 tarihinde davacı kadının talebi üzerine taşınmaza aile konutu şerhi işlendiği, 20/10/2016 tarihinde ise davacı kadının Elazığ Tapu Müdürlüğü'ne başvurarak "aile konutu şerhinin taşınmaz aile konutu niteliğini kaybettiğinden terkinini talep ederim" beyanıyla şerhi kaldırdığı ve aynı gün erkek eşe ait dava dışı şirketin borçlarının temini için davalı Banka lehine 620.000,00 TL bedelli ipoteğin ipotek tesis edildiği, 04/04/2017 tarihinde yeniden aile konutu şerhinin tapu kaydına işlendiği anlaşılmaktadır. Bütün hakların kullanılmasında ve borçların ifasında uyulması gereken dürüstlük kuralı ve hakların genel sınırlarını oluşturan hakkın kötüye kullanılması yasağı, kamu düzeni ihtiyaç ve gerekleri nedeniyle konulmuş kurallardır....

    a davaya konu taşınmazın muvazaalı olarak satıldığı, taşınmazın aslında aile konutu olduğu davacı eş tarafından iddia edilmektedir. İstek, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmaza tapu kaydında aile konutu şerhinin konulması, malik olan eş tarafından muvazaalı olarak gerçekleştirildiği iddia edilen satışın iptali ile eski malik adına tapuya tesciline ilişkindir. Davalının açtığı boşanma davası, Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesi'nin 15.09.2006 tarih, 2005/629 Esas, 2006/517 Karar sayılı kararıyla reddedilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davanın çözümünde öncelikle taraflar arasında evlilik birliği devam etmekle TMK'nun 194. maddesi hükmü tartışılacağından uyuşmazlığın, Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      nın da bu vekaletnameye dayanarak dava konusu bağımsız bölümü eşinin kardeşi ... ...na devrettiği, davacının her ne kadar aile konut şerhinin tapu görevlisi tarafından usulsüz olarak terkin edildiğinden bahisle zararının doğduğu iddia ediliyor ise de vekil olarak hareket eden ...'nın davacının teyzesinin oğlu, satın alan ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi ve İpoteğin Fekki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının ipoteğin kaldırılması davasının reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, mülkiyeti davalı eşine ait olan 1516 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazda bulunan 3 nolu daire için tapu kaydı üzerine aile konutu şerhinin verilmesini istemiştir. İstek Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesine dayalıdır. Yapılan keşifle, tapu kaydında "arsa" vasfında kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde binanın mevcut olduğu ve tarafların 3 nolu dairede halen yaşadıkları, yirmi yıldır bu dairenin aile konutu olarak kullanıldığı belirlenmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmaz üzerine, davacının rızası alınmaksızın davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkin olup, mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde ipotekten önce aile konutu şerhinin bulunmadığı, davalı bankanın kötüniyetli olduğunun ispatlanmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, taşınmaz üzerinde hak sahibi (koca) tarafından, Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesi gereğince davacı eşin açık rızası alınmadan, T....

            İstek aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhinin konulması, malik olan eş tarafından muvazaalı olarak gerçekleştirildiği söylenen satışın iptali ile eski malik adına tapuya tesciline ilişkindir.Davanın çözümünde öncelikle evlilik birliği devam ettiğinden Türk Medeni Kanununun 194. maddesi hükmü tartışılacağından uyuşmazlığın Ankara 3. Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. . SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 3. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ K A R A R Dava, aile konutu iddiası ile ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhinin yazılması isteğine ilişkin olup mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Buradaki aile terimi geniş anlamda olup borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan bakmakla yükümlü olduğu kişileri de kapsar. İcra mahkemesince borçlunun ailesiyle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra haczedilen yerin değeri bundan fazla olduğu takdirde satılmasına karar verilerek, satış bedelinden borçlunun haline münasip meskeni için gerekli olan miktar borçluya bırakıldıktan sonra kalanı hak sahiplerine ödenebilir. Davalı vekili dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulduğu aile konutu şerhinin konulduğu tarihte haczin mevcut olduğunu bu tarihte haczin öğrenildiği davanın süresinde olmadığını ileri sürmüş ise de aile konutu şerhinin kimin tarafından konulduğunun belirli olmadığı için borçlunun eşi tarafından konulan aile konutu şerhi ile borçlunun taşınmaz üzerindeki haczi öğrenmiş sayılması mümkün değildir....

                UYAP Entegrasyonu