Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu ve Ev Eşyalarının Tahsisi ile Taşıta Yapılan :Katkı Sebebiyle Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm; boşanma davasından tefrik edilen; eşlerin birlikte oturduğu konutun ve ev eşyalarının davacı eşe Türk Medeni Kanununun 254.'ncü maddesi gereğince tahsisi isteğine ilişin olup, mahkemece de bu şekilde vasıflandırılmıştır. Evlilik ölümle sona ermediğine göre isteğin Türk Medeni Kanununun 652. maddesiyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın açıklanan niteliğine ve mahkemece yapılan vasıflandırmaya göre inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ Yukarıda gösterilen sebeple dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yargıtay 8....

    Yargıtay görüşüne göre de borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı ) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır. (Yargıtay 34 XX 533.05.2016 tarih 2016/7766- 13560 E-K sayılı kararı ) Hal böyle olunca TMK 194 maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Şikayet, şahsi hak niteliğinde olup, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....

    Sonradan verilen rıza da, aile konutuyla ilgili tasarruf işlemine geçerlilik kazandırır. İpotek tesisine ilişkin işlem öncesinde, konutun kayıtlı olduğu tapu kütüğünde, “aile konutu” olduğunu gösteren bir şerh var ise, bu halde tapu memuru ipotek tesisine, diğer eşin rızasını isteyecektir. Şerh yoksa, işlemi yapan tapu sicil memuru doğaldır ki diğer eşin rızası bulunup bulunmadığına bakmaksızın işlemi gerçekleştirecektir. İpotek 23.02.2007 tarihinde tesis edilmiştir. İşleme, diğer eşin rızasının bulunduğuna ilişkin belge 08.05.2008 tarihlidir. Bu belgedeki imzanın, rızası gereken eşe ait olmadığı yargılama sırasında adli tıp raporu ile tespit edilmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava aile konutu nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası ile taşınmaza aile konutu şerhi konulması davasıdır. Taşınmaza aile konutu şerhi konulması davası dosyadan tefrik edilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacı ile davalı Alinin evli oldukları davaya konu taşınmazın tarafların aile konutu olduğu sabittir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. Maddesi ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun devredilmesi gibi "Tek başına" bir ayni hakla sınırlandıramaz....

      Davacı aile konutu şerhinin kaldırılmasını haklı kılan bir delil getirememiştir. Davalı erkeğin 2011 yılında müşterek konutu terketmesi ve bu tarihten sonra tarafların ayrı yaşıyor olması başlı başına aile konutu şerhinin kaldırılmasını gerektirmez. Gerçekleşen bu durum karşısında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.04.2016 (Prş.)...

        Parsel, 8 Nolu'' bağımsız bölümün haczine karar verildiğini, söz konusu konut üzerinde aile konutu şerhi mevcut olduğundan haczin kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin anılan dosya borçlusu ...'nın eşi olup bahse konu hacizli konutta beraberindeki çocukları ile yaşamını devam ettirdiğini, müvekkili tarafından icra dosyası ile konut üzerine haciz işlendiğinden 11.01.2023 tarihinde haberdar olunduğunu ve aynı gün konut üzerine aile konutu şerhinin işlenmesi için tapudan gerekli randevunun alındığını ve bahse konu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi işlendiğini, aile konutunun haczedilemeyeceğini, aile konutunun aynı zamanda borçlunun haline münasip evi olduğunu belirterek; şikayetin kabulüne, haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili davaya cevap vermemiştir. III....

          Öte yandan, davacı vekili, Bankalar Birliğinin 10.01.2002 tarihli 2002/67957 sayılı genelgesiyle, aile konutu üzerine ipotek tesisi halinde borçlunun eşinin işleme onayının alınması gerektiğinin bildirildiğini ileri sürmüş, davalı Banka ise, bu genelgenin tavsiye niteliğinde olduğunu ifade etmiştir. Demek ki, davalı banka, aile konutu üzerine ipotek tesisinde, konut üzerinde hak sahibi olanın eşinin onayının alınması gerektiğini bilmektedir. Öyleyse, davalı bankanın iyiniyet iddiası dinlenmez. İyiniyet söz konusu olmayınca da kazanım korunmaz. Bu bakımdan, yerel mahkemece, aile konutu üzerine davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına ilişkin kararda yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu sebeplerle davacının karar düzeltme talebi yerindedir, kabulü ile Dairemizin bozma kararının kaldırılması ve yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşünçesiyle değerli çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

            Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin, 04.12.2014 tarih, 2014/20972 Esas, 2014/17644 Karar sayılı ilamı ile; davanın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 nci ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, davanın aile hukukundan kaynaklanan aile konutu iddiasına dayanıldığından Aile Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiştir. B. İkinci Bozma Kararı 1. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ... 5.Aile Mahkemesinin 25.05.2016 tarih ve 2015/764 Esas, 2016/433 Karar sayılı kararı ile, davacılardan M....'nin aile konutu olarak kullanılan evi davalılardan ...'nin temsilcisi bulunduğu şirkete sattığı, taşınmazın daha sonra davalı ...'...

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun Sağ Eşe Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna, oybirliğiyle karar verildi. 28.6.2010 (Pzt.)...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutunun Sağ Eşe Özgülenmesi, Olmadığı Takdirde Katkı Payı Alacağı ... ile ... ve ... aralarındaki aile konutunun sağ eşe özgülenmesi, olmadığı takdirde katkı payı alacağı davasında mahkemenin yetkisizliğine dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, ... parselde bulunan 8 nolu meskenin 2002 yılından önce muris ... adına alınmış olması ve bu alımda davacının katkısının bulunması nedeniyle öncelikle söz konusu taşınmazın davalılar hissesine düşen kısmının davacı adına kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu