Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece kira akdinin feshi ile tahliye davasının reddine, karar verilmiş,itirazın kaldırılması yönünden olumlu ya da olumsuz karar verilmemiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından, icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunulduğuna göre, mahkemece davacının itirazın kaldırılması talebi hususunda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

    Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında karar verilerek şayet borçlunun yetki itirazı yerinde ise alacaklının isteminin reddine; aksi halde yetki itirazı kaldırıldıktan sonra borca itirazın incelenmesine geçilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Öte yandan, inceleme konusu uyuşmazlık, İİK'nun 68/a maddesi gereğince itirazın kaldırılması olduğuna göre, itirazın iptali olarak nitelendirilip hüküm kurulması da yerinde değildir....

      oluştuğu, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, ortak çocuğun yaşı, anne sevgisine muhtaç dönemde oluşu dikkate alındığında velâyetinin annesine verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olduğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 500,00 TL'ye çıkarılmasına, 750,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir afakasının...

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Protokolünden Kaynaklanan Yükümlülüklerin Değiştirilmesi-Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından ortak çocuk ...için ödenen iştirak nafakasının 200 TL’ye indirilmesi ve ortak çocuğun eğitim giderlerinden davacı babanın sorumluluğunun kaldırılması talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan yükümlülüklerin değiştirilmesi-kaldırılması davasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda ortak çocuk ...’in ergin olduğu tarih itibariyle iştirak nafakasının kaldırılması talebinin davacının vazgeçmesi nedeniyle reddine, ortak çocuk ... için iştirak nafakasının 200 TL’ye indirilmesi talebinin reddine, Kadıköy 5....

          Kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nispi harç alınmadan (Harçlar Kanunu m. 30-32) davaya devam edilmesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece, temyiz sınırlaması da dikkate alınarak, davacıya "Yoksulluk nafakanın kaldırılması" yönündeki talebiyle ilgili nispi harcın tamamlattırılması ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken, eksik harçla yargılamaya devam olunarak münhasıran yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi hakkında yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.05.2017(Salı)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemes DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması-Aksi Halde Azaltılması-Anlaşmalı Boşanma Davasındaki Protokol Hükmünün Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi, yoksulluk nafakasının miktarı ile protokol maddesinin kaldırılması talebi hakkında hüküm kurulmaması yönünden, davalı tarafından ise; yoksulluk nafakasının miktarı ve azaltılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, yoksulluk nafakasının kaldırılması,aksi halde azaltılması ve anlaşmalı boşanma davasındaki protokol hükmünün kaldırılması taleplerinde bulunmuştur. Bu isteklerin her biri ayrı ayrı harca tabidir....

              Takibin devamını sağlamak için alacaklı dilerse itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabileceği gibi, takip konusu alacağın dayanağı İİK’nun 68-68/a daki belgelerden değilse, genel mahkemede itirazın iptali davası açabilir. Alacaklı itirazın kaldırılması dilekçesinde “itirazın iptali” tabirlerini kullanmış olsa dahi icra mahkemesince bu dava HUMK’nun 76.maddesi hükmü uyarınca İİK’nun 68.maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilip sonuçlandırılmalıdır. İcra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvuran alacaklı, bu yolu bırakarak mahkemede itirazın iptali davası da açabilir. Somut olayda alacaklı, icra mahkemesinde “itirazın iptali ve icra inkar tazminatı” talep etmiş olup, bu talebi İİK’nun 68.maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilmelidir. Mahkemece takibe dayanak belgelerin İİK’nun 68.maddesi kapsamında sayılan belgelerden olup olmadığı incelenerek itirazın kaldırılması talebinin reddi veya kabulüne karar verilmesi gerekir....

                Takibin devamını sağlamak için alacaklı dilerse itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabileceği gibi, takip konusu alacağın dayanağı İİK’nın 68-68/a daki belgelerden değilse, genel mahkemede itirazın iptali davası açabilir. Alacaklı itirazın kaldırılması dilekçesinde “itirazın iptali” tabirlerini kullanmış olsa dahi, icra mahkemesince bu dava, HUMK’nın 76. maddesi hükmü uyarınca İİK’nın 68. maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilip sonuçlandırılmalıdır. İcra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvuran alacaklı, bu yolu bırakarak mahkemede itirazın iptali davası da açabilir. Somut olayda alacaklı, icra mahkemesinde “itirazın iptali ve icra inkar tazminatı” talep etmiş olup; bu talebi, İİK’nın 68. maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilmelidir....

                  Mahkemece itirazın kaldırılması konusunda usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından itirazın kaldırılması isteminin bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiğinden bahisle itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmiş olması doğru değil ise sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesinin düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Kararın gerekçesinin yukarıdaki şekilde değiştirilmesine ve bu değişik gerekçeyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.'un 438/son maddesi ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın düzeltilerek ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Ancak ipoteğin kaldırılması talebinin reddine gelince; malik olmayan eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin kesin hükümsüz olduğu görüşündeyim. Bu nedenle ipoteğin kaldırılması talebinin de kabulü gerektiğini düşündüğümden değerli çoğunluğun ipoteğin kaldırılması talebinin reddine ilişkin onama görüşüne katılmıyorum....

                      UYAP Entegrasyonu