ün 31/08/2013 tarihinde Sivas Numune Hastanesine karın ağrısı şikayetiyle başvurusu sonrası yanlış tedavi sonucu hizmet kusuru nedeniyle vefat ettiğinden bahisle ... için 1.000,00 TL (miktar artırımı sonrası 153.464,25 TL) maddi, 50.000,00 TL manevi; ... için 500,00 TL (miktar artırımı sonrası 14.231,65 TL) maddi, 20.000,00 TL manevi; ... için 500,00 TL (miktar artırımı sonrası 23.350,90 TL) maddi, 20.000,00 TL manevi, ...için 500,00 TL (miktar artırımı sonrası 16.585,34 TL) maddi ve 20.000,00 TL manevi; ayrıca 500.00 TL (miktar artırımı sonrası 1.000,00 TL ) cenaze gideri olmak üzere toplam 208.632,14 TL maddi ve 110.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihi olan 15/09/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ......
ın desteğinden yoksun kaldıklarından bahisle annesi ... için 30.000,00 TL (miktar artırımı sonucu 81.343,00 TL), babası ... için 30.000,00 TL (miktar artırımı sonucu 60.042,00 TL) maddi; ölüm olayının yol açtığı üzüntü, elem ve acının karşılığındaysa müteveffanın anne ve babasının her biri için 30.000,00'er TL (miktar artırımı sonucu 75.000,00 TL), kardeşi için 10.000,00 TL (miktar artırımı sonucu 30.000,00 TL) manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, müteveffa ...'...
kararında şekil ve esas şartlarına aykırılıklar olup, şekle aykırılıkların; rüçhan hakkı kullandırma şartlarına aykırılık, ayni sermaye artırımı şartlarına aykırılık, esas yönden aykırılıkların ise; sermaye artırımında kullanılan ortak alacaklarının muvazaalı olması, bilgi alma, inceleme, denetleme haklarının ihlali, dürüstlük kuralına aykırılık ve kötüniyetli sermaye artırımı olduğunu ileri sürerek, 26/12/2013 tarihli olağanüstü genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13.03.2012 gün ve 2010/1168-2012/101 sayılı kararı onayan Daire’nin 03.07.2013 gün ve 2012/16525-2013/14182 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %25 hissesine sahip olduğunu, davalı şirketin 15/09/2010 tarihinde olağanüstü ortaklar kurulu toplantısını yaparak sermaye artırımı kararının alındığını, ancak toplantıya yapılan davetin ve alınan sermaye artırımı kararının hukuka aykırı olduğunu, sermaye artırımına gidilmesinin tek amacının müvekkilin şirketteki hisse oranını küçültmek olduğunu, sermaye artırımı kararının şirketin mali durumu gerektirmediği halde alındığını, şirketin iç kaynaklarından sermaye artırımının...
Davalı vekili, hak düşürücü süreden sonra genel kurul kararının iptalinin istenemeyeceğini, üç yıl sonra açılan davanın iyi niyetle bağdaşmadığını, 6762 sayılı Kanun'a göre ana sözleşme değişikliği niteliğindeki sermaye artırımı kararının yeterli nisapla alındığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin 28.12.2009 tarihinde aldığı sermaye artırımı kararında ortaklardan imzasının bulunduğu, diğer ortaklar ... ve ...'nın toplantıda hazır olmadığı, davet prosedürüne uyulmadığı, diğer ortaklara bildirim yapılmaksızın sermaye artırımı kararı alındığı, dolayısıyla yapılan toplantının usulsüz olduğu gerekçesiyle davalı şirketin 28.12.2009 tarihli genel kurul ve sermaye artırımına ilişkin alınan genel kurul kararının yoklukla butlanına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. .../......
Davalı-davacı babadan nafaka artırımı davasına yönelik temyiz itirazı bakımından alınması gerekli nispi temyiz karar harcının; velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazı bakımından ise maktu temyiz karar harcının alınmadığı görülmektedir. Sözü edilen noksan harcın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesinde gösterilen usul uygulanılarak temyiz edenden tahsili ile buna ilişkin makbuzun dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dava dosyasının mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, alınan sermaye artırımı kararında hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Sermaye Piyasası Kurulu'nun 01.02.2013 tarih ve 4/130 sayılı kararı ile davalının sermaye artırımı başvurusunun olumsuz karşılanarak işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı, anılan karar göz önüne alındığında davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin ve davacılar için takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacılar ... vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Asıl davada davacılar davalı şirketin sermaye artırımına ilişkin kararının iptalini talep etmişlerdir....
Somut olayda;Dava açıkça yoksulluk nafakasının artırımı talebinden ibaret olmasına,mahkemece öninceleme duruşmasında da uyuşmazlık bu şekilde tespit edilmesine ve gerekçeli kararın başlığında dava türü"nafakanın artırımı"olarak belirtilmesine rağmen TMK 166/1 md.kapsamındaki boşanma şartlarının gerçekleşmediğine ve ispatlanamadığına,sadece davacının isteği dikkate alınarak kabul kararı verilemeyeceği şeklinde gerekçe bulunmaktadır.Bir başka deyiş ile davacının talebi ile ilgili yukarıda belirtilen HMK 297 nci maddesine uygun herhangi bir gerekçe bulunmamaktadır.Dolayısı ile davada talep edilen miktara ilişkin kesinlik değerlendirilmesinin yapılabilmesi de mümkün olmamıştır. Belirtilen eksiklik HMK 353/1- a-6 md.kapsamında giderilebilecek nitelikte bulunmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesisi uygun görülmüştür....
Mahkemece; davacı-karşı davalı kadının sürekli gelir getiren bir işinin olduğu, müşterek çocuğun ise, ihtiyaçlarının arttığı gerekçesiyle asıl davada yoksulluk nafakasının artırımı talebinin reddine, iştirak nafakasının artırımı talebinin kısmen kabulü ile 300 TL'den 400 TL'ye artırımına; karşı davanın ise kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı-karşı davacı vekilinin tüm, davacı- karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Taraflar arasında görülen boşanma dava dosyasında davalı kadın lehine 400 TL yoksulluk nafakasına 08.05.2012 tarihinde karar verilmiş, bu dava ise 09.05.2014 tarihinde açılmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2020 NUMARASI : 2019/183 ESAS - 2020/483 KARAR DAVA KONUSU : afakasının Artırı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Torbalı 2.Aile Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, dosya incelendi gereği düşünüldü; GEREKÇE : Dava; iştirak nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. Davacı vekili 15.10.2019 dava dilekçesinde özetle; tarafların Torbalı 2....