Dava dilekçesindeki açıklamalar, davalının cevabı ve tüm dosya kapsamından davacı ... ile davalı ... arasındaki adi ortaklığa sadece 5590 adet derinin işlenmesi ve satılması ile sınırlı olarak kurulmuş olup, yarı mamül hale getirilmiş olmakla birlikte ortaklığın sona erdiği de anlaşılmaktadır. Dairemizin hükmüne uyulan 31.01.2018 tarihli bozma ilamında uyuşmazlığın 07.01.2014 tarihli sözleşme ve adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereğine işaret edilmiştir. Davacı adi ortak ... ve kefil olarak senedi imzalayan ...’ın senet nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespitini isteyebilmesi için üstlendikleri yükümlülüklerin tamamını ifa etmeleri zorunlu olmayıp kısmen ifa halinde dahi ifa edilen kısımla ilgili menfi tespit isteminde bulunulabileceği gibi az yukarıda da açıklandığı üzere adi ortaklık sona erdiğinden 6098 sayılı BK’nın 644. ve devamındaki adi ortaklık ve tasfiye hükümlerine göre sözleşme de dikkate alınarak tasfiyenin mahkemece yapılması gerekir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki dava, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen el atmanın önlenmesi ve adi ortaklığın tasfiyesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davada davacı Zeynal Keskin vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını kabul etmediklerini,müvekkil ve davalı, adi ortaklığın ne zaman sona ereceği konusunda anlaşmadıkları ve örtülü olarak ortaklığa devam ettikleri için adi ortaklık sona ermediğini, adi ortaklık sona ermediğinden dolayı, 14.000,00 Euro alacağa ilişkin zamanaşımı ortaklığın sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, 30.06.2020 tarihli tasfiye raporunda adi ortaklığın mal varlığı 67.529,65 TL olarak hesaplandığını, adi ortaklığın mal varlığından, ortaklığa avans olarak verilen 14.000,00 Euronun Türk lirası karşılığı 32.272,80 TL olarak hesaplanarak, ortaklık borcundan çıkarılmış ve geriye kalan 35.256,85 TL sermaye payı hesabı ikiye bölünmüş ve müvekkilin sermaye payı ise 17.628,43 TL olarak hesaplandığını, bu hesaplama mahkemenin 14.000 Euro'nun adi borç olduğu kabulü halinde hatalı olduğunu, bu nedenlerle...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/688 KARAR NO : 2021/106 DAVA : Adi Ortaklığın Tasfiyesi DAVA TARİHİ : 16/08/2016 KARAR TARİHİ : 04/02/2021 G. K.YAZILDIĞI TARİH: 01/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Adi Ortaklığın Tasfiyesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 1.Davacılar vekili özetle; davalı şirket ile aralarında adi ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereğince kömür ithalatından kar ortaklığının amaçlandığını, davalının nakdi sermaye ve deposu ile, davacının ise emek, depo ve tesisleri ile adi ortaklığın sermayesinin oluşacağını, ortaklığın kurulmasından sonra müvekkili şirketin yetkilisinin Rusya'da tutuklandığını, bundan bir süre sonra da davalı şirketin noterden çektiği ihtarname ile sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini bildirdiğini, ortaklığın tasfiyesine gidilmeden müvekkillerinden ...'...
Mahkemece; davacının adi ortaklık sözleşmesi uyarınca edimini yerine getirdiğini ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyada yer alan 14.04.2006 tarihli ve “Ortaklık Sözleşmesi“ başlıklı belgeden; taraflar ile dava dışı G.. G.. arasında TBK. nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, bu sözleşmeye göre davacının % 25, davalının % 50 ve dava dışı G..G..’un % 25 oranında pay sahibi bulunduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı iş bu davada, 14.04.2006 tarihli sözleşme uyarınca kurulan ortaklığın fiilen sona ermesi nedeniyle payına düşen dairelerin adına tescilini (olmadığı takdirde bedelinin tahsilini) talep ettiğine göre, bu talebinin ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığının kabulü gerekir....
Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK'nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Yine, TTK'nın 11/1 maddesi uyarınca ticari işletme, “Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü” işletme olup, 12/1. maddesi uyarınca da, bir ticari işletmeyi “kısmen de olsa” kendi adına işleten kişi tacir kabul edilmiştir. Somut olayda, davacı vekilinin, tarafların bir araya gelerek, hayvancılık yapmak amacıyla, sermaye koymak suretiyle "..." isimli adi ortaklık kurdukları, gelinen süreçte, adi ortaklığın devam etmesinin imkansız hale geldiğini ileri sürerek adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemiyle dava açtığı, anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 16.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 16/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece,taraflar arasında...Restaurant adlı işyerinin 25.12.1995 tarihinden itibaren işletilmesi hususunda % 50’şer hisseler oranında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunu,davacı tarafça açıkca adi ortaklığın feshi ve tasfiyesinin istenmediğinden işyerinde daha önceden çalışan işçilere yapılan bir kısım tazminat ödemelerinin doğrudan diğer adi ortaktan istenmesinin mümkün olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında adi ortaklık sözleşmesi olduğu ihtilafsızdır.Davacı eldeki davada ortaklığa konu işyerinde önceden çalışan işçilere yaptığı ödemelerden davalının hisesi oranında sorumlu olduğu iddiası ile eldeki davayı açmıştır..Davacının bu talebi adi ortaklığın fesih ve tasfiye talebini de içermektedir.Hal böyle olunca adi ortaklık sözleşmesi gereği taraflar arasındaki ilişkinin B.K nun 520 vd maddeleri gereğince tasfiyesi gerekir....