WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; ilk derece mahkemesindeki dava adi ortaklığın feshi,tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı tarafça ,adi ortaklık ilişkisi bulunduğu iddia edilmiş olup,yazılı bir adi ortaklık sözleşmesi ibraz edilmemiştir.Mahkeme kararında da bahsedildiği üzere, adi ortaklık sözleşmesinin yazılı yapılması geçerlilik koşulu olmayıp,ispat yönünden önemlidir. Dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ve ortaklık payı alacağına ilişkin olmakla, davalıların malvarlığı adi ortaklık konusunu teşkil etmemektedir. Buna göre, dava konusu edilmeyen hususlar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından, somut olayda HMK 389. maddedeki uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığına ilişkin tedbir talebi yönünden yasal koşullarının oluşmadığı gözetilerek, mahkemenin ihtiyati tedbirin reddi kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur....

Hal böyle olunca, mahkemece; adi ortaklığın tasfiyesi için öncelikle, ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren ortaklığın tüm muhasebesi ile ilgili defterler ve bu defterlerin dayanağı olan belge ve faturaların ibrazının sağlanması, yönetici ortak olduğu anlaşılan davalıdan yapılan tüm iş ve harcamalar ile gerekli görülecek olan diğer hususlarda hesap listesinin istenilmesi, hesap listesinin verilmemesi halinde yönetici ortağın hesap vermekten kaçınmış sayılacağının kabul edilmesi, hesap listesi verilmesi halinde, defter kayıtları ve diğer belgelerle uyumlu olup olmadığının belirlenmesi, aksi durumda emsal işletmenin kazanç durumunun da araştırılması, ayrıca ortaklığın üçüncü kişilere ve kurumlara olan borcu ayrıntılı şekilde araştırılıp, özellikle resmi kurumlara olan borcunun ilgili kurumlardan sorulması, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, Dairemizin 23.12.2014 tarihli ve 2014/5479 E. - 2014/17082 K. sayılı ilamında açıklanan ve maddeler halinde belirtilen...

    Ne var ki, henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden olan alacağının haczi mümkün değildir (Hukuk Genel Kurulu’nun 03.04.2013 gün ve E: 2012/12-863, K: 2013/432 sayılı ilamı). Nihayet, ortaklık geliri henüz taksim edilmeden, onun üzerinde bütün ortakların iştirak halinde mülkiyet hakları vardır (Hukuk Genel Kurulu’nun 10.04.1991 gün, E:1991/13-76, K:1991/199 sayılı ve 10.12.2014 tarih, 2013/12-1233 esas, 2014/1014 karar sayılı ilamları). Açıklanan bu hükümlere aykırı olarak adi ortaklığın malları üzerine haciz konulması halinde bu husus, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabilir. O halde mahkemece, şikayetçilerin istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava , ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup, hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklığın tespiti, fesih ve tasfiyesi davasının bozma ilamı üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davasının adi ortaklığın varlığının tespitine yönelik talebinin kabulüne, diğer taleplerinin reddine, yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.20....

          Asıl dava adi ortalığın fesih ve tasfiyesi, ortaklık alacağına ilişkindir.Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ve ortaklık pay alacağı davası reddedilmiştir. Bu davanın tamamı reddedilmekle, temelde adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebinin reddedildiğinin kabulü gerekir.Asıl davada kısmen kabul edilmiş yada reddedilmiş karar bulunmadığı açıktır.Zira asıl davada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine dair davanın reddine karar verilmekle, değeri para ile ölçülebilir bir hüküm verilmediği açıktır.Emsal kararların tamamında ise adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verildiği, bu nedenle taraflar yönünden emsal kararlarda nispi vekalet ücreti verildiği gözetilmelidir. Bu nedenle asıl davada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine dair davanın reddi nedeniyle davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı açıktır.Asıl davada davalıların asıl ve ek karara karşı vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddi gerekir....

            tazminat vs. ödenmediğini, sözleşme uyarınca müvekkiline verilmesi gereken kar payının müvekili tarafından talep edilmesine rağmen ödenmediğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız yere feshedilip, işçi alacakları ödenmediği gibi kar payı talebinin de reddedildiğini, davalı şirketin adi ortaklığın ortaklarının diğer sorumlulukları da yerine getirmediğini, bu nedenlerle dava konusu adi ortaklık sözleşmesinin feshine ve adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki dava, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Adi ortaklığın sona ermesinin en önemli sonuçlarından biri ortaklığın tasfiye aşamasına girmesidir. Zira; sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle birlikte, adi ortaklık hemen ortadan kalkmaz; sadece sona erme sebeplerinin varlığı ortaklık bünyesinde bir takım değişikler meydana getirerek, ortaklığın tasfiye aşamasına girmesine neden olur. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiyenin tamamlanması ile ortadan kalkar. Bu bağlamda tasfiye; ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülür, borçlar ödenir, sermaye değerleri ortaklara iade edilir ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılır. Ortaklar tasfiyeyi istememiş olsalar bile, ortaklık sona ermekle kendiliğinden tasfiye aşamasına girer....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/688 KARAR NO : 2021/106 DAVA : Adi Ortaklığın Tasfiyesi DAVA TARİHİ : 16/08/2016 KARAR TARİHİ : 04/02/2021 G. K.YAZILDIĞI TARİH: 01/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Adi Ortaklığın Tasfiyesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 1.Davacılar vekili özetle; davalı şirket ile aralarında adi ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereğince kömür ithalatından kar ortaklığının amaçlandığını, davalının nakdi sermaye ve deposu ile, davacının ise emek, depo ve tesisleri ile adi ortaklığın sermayesinin oluşacağını, ortaklığın kurulmasından sonra müvekkili şirketin yetkilisinin Rusya'da tutuklandığını, bundan bir süre sonra da davalı şirketin noterden çektiği ihtarname ile sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini bildirdiğini, ortaklığın tasfiyesine gidilmeden müvekkillerinden ...'...

                  UYAP Entegrasyonu