Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalı şirket ve ...arasında, dava dışı üçüncü şahsa ait arsa üzerinde inşaat yapımına ilişkin bir adi ortaklık kurulduğu,bu nedenle aralarında sözleşme düzenlendiği; sözleşmede, tüm harcamalara, gider ve gelirlere, kâra ortakların hisseleri oranında taraflar arasında paylaşılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu inşaatın tamamlanmış olduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda, ortaklığın amacına ulaştığının kabulü ile fesih ve tasfiyesi cihetine gidilmelidir. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğranılan zararın veya kar payının talep edilmesi; aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır....

    Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında 07/11/2013 tarihli adi ortaklık sözleşmesi yapıldığı, sözleşmeye göre idareci ortağın davalı olduğu, resmi işlemlerin de davalı idareci ortak üzerinden yürütüldüğü, davacının idareci ortağın hesap vermemesi ve kâr payı dağıtmaması nedeniyle adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini talep ettiği anlaşılmaktadır....

    Mahkemece;davacının TMK'nun 6.maddesi kapsamında öncelikle adi ortaklık sözleşmesi gereğince kararlaştırılan sermayeden hissesine düşen 10.000 TL'yi ortaklık sermayesi olarak davalıya ödediği iddiasını ispatlaması gerektiği, bu konuda davacının yazılı belge sunmadığı, davalının ise teklif edilen yemini usulüne uygun eda ettiği ve davacının bu nedenlerle davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak istemlidir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

      Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen el atmanın önlenmesi ve adi ortaklığın tasfiyesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın davalılardan ... ve ... yönünden reddine, adi ortaklığın tasfiyesi istemiyle açılan davanın kabulü ile adi ortaklığın 17/07/2014 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda fesih ve tasfiyesine dair verilen 20/01/2015 tarihli hüküm, tarafların temyizi üzerine; Dairece verilen 12/04/2017 tarihli ve 2016/15779 E. 2017/5091 K. sayılı kararla; adi ortaklığın tasfiyesine yönelik işlemlerin usul ve kanuna uygun yapılmadığı, tasfiyenin mahkemece bizzat yapılması gerektiği, bilirkişi raporuna atıfla hüküm tesis edilemeyeceği, öte yandan asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece; 09/06/2021 tarihli tasfiye raporu hükme esas alınarak, asıl davanın kabulü ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, davacılardan ... Tic. Ltd. Şti. ile ... Nakliye Tic. Ltd....

          Mahkemece; davacının, davalıya inşaat yapımına ilişkin olarak katkı yaptığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairemizin 18/06/2013 tarihli ve 2013/6119 E. 2013/10462 K. sayılı ilamıyla; davada, taraflar ile dava dışı ortak ... arasında kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istenildiği, bu nedenle öncelikle dava dışı ortak ...'in davaya dahil edilmesinin sağlanması, sonrasında ise 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1 inci maddesi atfıyla Türk Borçlar Kanunu'nun 642 nci maddesi ve devamı hükümlerine göre adi ortaklığın tasfiye işleminin gerçekleştirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bozma ilamı uyarınca davaya dahil edilen davalı ... ; davalı ... ile taşınmazı birlikte satın aldığını, taşınmazın alımı sırasında davalı ...'...

            Noterliğinin 3451 yevmiye numaralı 10 Mart 2021 tarihli ihtarnamesi ile davalılara müvekkilin ortaklıktan ayrılma iradesini bildirmek suretiyle 1 ay içerisinde tasfiye işlemlerine başlamalarını aksi halde tarafımızdan yasal yollar başvurulacağı ihtar edilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 639. maddesinde belirtilen haklı sebep müvekkilim ve davalının ortakları olduğu şirket açısından gerçekleşmiş bulunmaktadır. Bu nedenlerle taraflar arasında kurulu bulunan adi ortaklığın mahkemece haklı sebebe dayalı olarak feshi ve ortaklık mallarının tasfiyesi için mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğduğunu belirterek Davacı ile davalılar arasında mevcut olan adi ortaklığın haklı nedenlerle feshine, feshedilen adi ortaklığın mahkemenizce tasfiye edilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında kurulan pansiyon otel işletmesine yönelik adi ortaklığın tasfiyesi talebinden ibarettir. Her ne kadar taraflar gerçek kişi tacir ve karar ATM since verilmişse de adi ortaklığın tasfiyesi talep edilmektedir. İstanbul Bam iş bölümü kararının "Kararı veren mahkemenin ve tarafların sıfatına bakılmaksızın adi ortaklıktan kaynaklanan davalara " karşı istinaf istemlerini inceleme görevi İstanbul BAM 3 Hukuk Dairesine aittir. Bu itibarla; dosyanın görevli İstanbul BAM 3 Hukuk Dairesine gönderilmesine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2.Dosyanın görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesine gönderilmesine, Dair, HMK’nın 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 07/04/2021 günü, kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi....

                Dava, adi ortaklığın hükmen tasviyesi ile daha önce düzenlenmiş olan sözleşme hükümlerinin uygulanması istemine ilişkindir. Bilindiği üzere hangi davaların ticari dava olduğu 6102 sayılı TTK'nın 4. Maddesinde sayılmış olup, adi ortaklığın tasfiyesi 4. Madde gereğince ticari dava niteliğini taşımamaktadır, kaldı ki adi ortaklığın tasfiyesi 6098 sayılı TBK'nın 620. Maddesinde düzenlenmiştir. Somut davada, davacı dosyaya sunduğu adi yazılı sözleşme gereğince alacak talebinde bulunğuna göre mahkemenin bu sözleşme ve sözleşmeye ek olarak gösterilen ve gösterilecek olan delilleri degerlendirip olumlu yada olumsuz bir karar vermek durumdadır. Dolasıyla nitelendirmenin TBK'nın 620. Maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince çözüme kavuşturulması gerektiği anlaşıldığından Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı olarak belirlenmesine karar verilmiştir....

                Dava, adi ortaklığın hükmen tasviyesi ile daha önce düzenlenmiş olan sözleşme hükümlerinin uygulanması istemine ilişkindir. Bilindiği üzere hangi davaların ticari dava olduğu 6102 sayılı TTK'nın 4. Maddesinde sayılmış olup, adi ortaklığın tasfiyesi 4. Madde gereğince ticari dava niteliğini taşımamaktadır, kaldı ki adi ortaklığın tasfiyesi 6098 sayılı TBK'nın 620. Maddesinde düzenlenmiştir. Somut davada, davacı dosyaya sunduğu adi yazılı sözleşme gereğince alacak talebinde bulunğuna göre mahkemenin bu sözleşme ve sözleşmeye ek olarak gösterilen ve gösterilecek olan delilleri degerlendirip olumlu yada olumsuz bir karar vermek durumdadır. Dolasıyla nitelendirmenin TBK'nın 620. Maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın Konya ... Asliye Hukuk Mahkemesince çözüme kavuşturulması gerektiği anlaşıldığından Konya ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı olarak belirlenmesine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu