Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı ile 31.7.1996 tarihli yazılı sözleşmeyle yarı yarıya ortak olmak üzere zeytinyağı fabrikası kurduklarını, sözleşme tarihinden itibaren fabrikanın davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

    CEVAP: Dava dilekçesi ve eklerinin davalı yana usulüne uygun tebliğ edildiği ancak davalı tarafın yasal süresi içinde davaya cevap verilmemiştir. KANITLAR: Sicil dosyası, bilirkişi raporu, KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, 31/05/2014 ile 31/05/2015 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan adi şirket sözleşmesi düzenlendiğini, bu şirketin feshinin ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği, önceden fesih ve tasfiye edilip edilmediği hususunun tespitine ilişkindir. Mahkememizce yargılama yapılmış, Bursa 2....

      Belli günde davalı vekili avukat ......geldi, davacı adına gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile yaptıkları adi ortaklığın davalı tarafından feshi nedeniyle, cezai şart,kar payı ve demirbaşlardan payına düşen bedel toplamı 25.300 TL nin tahsilini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

        nin diğer davalı ... ile adi ortaklık ilişkisi içinde olduğunun tesbit edildiğini adi ortaklığa 89/1.haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, davalı ...'ın İcra Hukuk Mahkemesince itirazının haklı bulunduğu adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi hususunda icra hakimliğinden yetki alındığını ileri sürerek, adi şirketin tasfiye edilerek, tasfiye neticesinde borçlu şirket payından takip konusu alacağın karşılanmasını istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmitir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; takip borçlusu ...'...

          DAVACILAR TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilgi alma ve inceleme haklarının açıkça ihlal edildiğini, ihtarnameye rağmen istenilen belgelerin gönderilmediğini, bağlılık ve özen yükümlülüklerine aykırı davranıldığını, 10 yıla ait kar payı alacağının bulunduğunu, TTK'nin 394. maddesi gereğince kar payı taleplerinin kar payına ilişkin Genel Kurul kararının bulunmadığını ve kârın bulunmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, ancak çifte muhasebe hesabı iddialarının değerlendirilmediğini, eksik inceleme yapıldığını, kar payı olmasa bile TTK'nin 531. Maddesine göre çıkma payı verilerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi gerektiğini, fesih şartlarının bulunduğunu, ortaklığın çekilmez hal aldığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            den alt yüklenici olarak alındığını ve büyük kısmının tamamlandığını ancak ekonomik sıkıntılar nedeni ile kalan kısmın başka bir firma ile oluşturulacak adi ortaklık ile yürütülmesine karar verildiğini, bunun için davalı şirket ile 17/08/2012 tarihinde adi ortaklık kurulduğunu ve 23/08/2012 tarihinde faaliyetine başladığını, bu adi ortaklığın üst yüklenici firmanın muvafakati ile kurulduğunu ve kısa süre sonra üst yüklenici ile davalı şirket arasında sözleşme imzalandığını, ancak sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesine gerek duyulmadığını, adi ortaklığın tünel inşaatını tamamlamasına rağmen davalının kar paylarını vermediğini belirterek adi ortaklığın tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kardan 10.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. CEVAP: Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde davalının ikametgahının Kdz....

              DAVA : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 14/12/2020 KARAR TARİHİ : 22/12/2020 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2020 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı şirket ile davalı şirket arasında Adi Ortaklık Kurulması görüşmeleri sonucu üç adet adi ortaklığın kurulduğunu, tarafların esasında üç ayrı ihaleye yönelik üç ayrı adi ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını, taraflar arasında kurulan üç ayrı adi ortaklık sözleşmelerinde yazılı amaçlar gerçekleştiğinden ve süreleri sona erdiğinden kendiliklerinden TBK 639/1 VE 639/5 e göre sona erdiğini,taraflar arasındaki her üç ortaklık son bulmuş olmasına rağmen yönetici olarak davalılar tarafından herhangi bir hesap verme, kar/zarar payı hesaplama, dağıtım ve/veya hesaplama yapılmadığını, ortaklığın tasfiyesi için tasfiye memuru belirlenmesi için görevlendirmenin yapılması amacıyla...

                Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir. Fesih ve tasfiye edilmeyen adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi başlamaz. Dava konusu olayda, taraflar arasındaki adi ortaklık fesih ve tasfiye edilmediğinden zamanaşımı süresi henüz başlamamıştır ve bu nedenle olayda zamanaşımı süresinin dolduğundan da söz edilemez. TBK.nun 147/4 maddesi gereğince; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır. (BK. m. 126/4) Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....

                  Bundan ayrı olarak, yargıtay kararlarında belirtilen sıra ve yöntem doğrultusunda, tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297 inci maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. Adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de mahkemece yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir....

                    Mahkemece; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, malvarlığı bulunmadığından tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına , 10.000.00.- TL nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

                      UYAP Entegrasyonu