Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HD ... karar sayılı ilamı ile, taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu ve işletmenin bir süre taraflarca işletildiği değerlendirildiğinde çekin iadesinin istenilmesinin adi ortaklığın feshi anlamına geldiği ve buna ilişkin hükümler gözetilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Mahkememizce adi ortaklığın tasfiyesi yönünden taraflarca yapılan masraflara ve ortaklığın karına ilişkin evrakın sunulması için ihtaratlı kesin süre verilmiştir. TBK'nun 642 ve devamı maddeleri uyarınca tasfiyenin yapılabilmesi için tasfiye memuru belirlenmesi hususunda taraflara imkan ve süre verilmiş, taraflarca belirlenmemesi nedeni ile Mahkememizce resen görevlendirme yapılmıştır....

    Buna göre hâkim, tarafların sunduğu vakıaları, talep ve cevap sonuçlarını incelemeli fakat dava ya da şikâyetin vasıflandırılmasında onların beyanlarına bakmayıp, açık bir nitelendirme yoksa bu belirlemeyi kendisi yapmalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, iddianın ileri sürülüş biçimi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, eldeki davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemiyle açıldığı, taraflar arasında kurulan ortaklık ilişkisinin devamının artık mümkün olmadığı dikkate alınıp, adi ortaklığın haklı nedenle feshi ile birlikte tasfiyesine karar verilmesi, tasfiye payı alacağı olarak belirlenen ve hüküm altına alınan 14.205,65 TL üzerinden davacılar lehine 4.080 TL maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davacılar lehine 25.849,04 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir....

      Hüküm taraf vekillerince süresinde temyizi üzerine Dairemizin 10.06.2014 tarihli ve 2014/6215 Esas- 2014/9235 Karar sayılı ilamı ile "......Tarafların (asıl ve birleşen davadaki) tüm taleplerinin, adi ortaklığın tasfiyesi işleminde değerlendirilip, tartışılması ve çözüme kavuşturulması gerekmektedir....

        Şti.’nin muhtelif giderleri için müvekkil ... toplam 10.000,00 TL tutarında elden ödemelerde bulunduğunu, müvekkilinin sadece adi ortaklığa paydaş olmasından dolayı ödemiş olduğu tutarların toplamı 124.360,00 TL iken bunun karşılığında yıllar süren ortaklıktan herhangi bir kar payı almadığını, adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, TTK’nın 4. maddesine göre ticari işletme işleten adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin uyuşmazlıkların, ticari dava olarak görüleceğini belirterek, öncelikle davalı şirketin kurulup işletilmesi amacıyla kurulan adi ortaklığın tespitine, adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının iadesine, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı müvekkilin uğradığı zararın veya kar payının iadesine, ardından feshi ve tasfiyesi ile fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin ortaklık payının ve bugüne kadar ödediği tutarların faiziyle iadesine, müvekkilinin adi ortaklıktan elde etmesi gereken...

          Davalı ... vekili ise cevabında; Davacının davasında ... tarihinde kurulup ... tarihinde tasfiye edilmiş olan adi ortaklığın tasfiyesini talep ettiğini, vergi dairesince bildirilen yazıda sadece adi ortaklığın kuruluşunun belirtildiğini, oysa adi ortaklığın sicil bilgilerini ihtiva eden ... tarihli belge incelendiğinde tasfiye edildiğinin belli olduğunu, davacı tarafın iddia edildiği gibi devam eden bir ortaklık bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, borçlu ... alacakları tarafından İcra Müdürlüğünce verilen yetkiye istinaden açılan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile tasfiye payından alacaklarının tahsiline ilişkin olup, taraflar arasındaki ihtilaflı husus ..."nun borcundan adi ortaklığın sorumlu olup olmadığı, ortaklığın mevcut olup olmadığına ilişkindir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talebi ile açılmıştır....

            GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket 26.12.2018 tarihli adi ortaklık sözleşmesi imzalayarak restaurant işletmeye başladıklarını, bu güne kadar adi ortaklık yönetiminden sorumlu davalının müvekkiline hiç cevap vermediğini, adi ortaklığın elde ettiği son derece yüksek miktardaki kazançtan müvekkilinin nam ve hesabına düşen kar hissesini de ödemediğini, müvekkilinin bu amaçla gönderdiği ihtarnameden cevap alamadığını ileri sürerek, HMK'nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davasına esas olmak üzere 20.000,00 TL kar payının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi birlikte tahsiline, haklı sebeple adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine, tedbiren adi ortaklık yönetimi için bir kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              geri aldığını; bu nedenle de kusurlu olduğunu iddia ederek; adi ortaklık namına bugüne kadar yapılan masraflardan davalının payına düşen kısmın tespiti ile kendisine ödenmesine karar verilmesini, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle cezai şart olarak 500.000 USD'nin tahsiline karar verilmesini; dolayısıyla, ortaklığın feshi ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                İcra Müdürlüğünün 2014/11574 Esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı şirket ile diğer davalı Bülent Lök arasında Konya İl Özel İdaresi tarafından ihaleye çıkarılan Çumra Okçu Yağmurlama Tesisi işini ortak yapmak için aralarında adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını, davalılar arasındaki iş nedeniyle kurulan BK'nın 522 ve 523.maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan kar payının ve tasfiye edilmesi halinde tasfiye payı üzerine haciz konulması talep edildiğini ve haciz müzekkeresinin ortaklara tebliğ edilerek kar payı ve tasfiye edilmesi halinde tasfiye payının haczedildiğini, İİK'nın 121. maddesi gereğince davalı borçlunun diğer davalı Bülent Lök arasında yapmış olduğu ortaklığın feshi ve tasfiyesi için İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yetki verildiğini, davalı T1 Şti. tarafından Konya 2....

                Davalı ... vekili cevap dilekçesi ile özetle; davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava konusu adi ortaklığın tasfiye sürecinde olmadığını, yapım işinin devam ettiğini, aynı zamanda TBK'nın 639/f.3 maddesinde adi ortaklığın kendiliğinden sona erme sebebi olarak gösterdiği ortağın tasfiyedeki payının cebri icra yoluyla paraya çevrilme şartının dava konusu olay için gerçekleşmediğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; tasfiye işleminde davacının veya 3. kişilerin aleyhine veya zararına bir durumun kasten oluşturulmadığı ve yapılan tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olduğu, adi ortaklığın tasfiyesi yargılama sırasında tamamen gerçekleştirilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalılar ... ve ... arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, davalı ....'...

                  UYAP Entegrasyonu