Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında kurulan pansiyon otel işletmesine yönelik adi ortaklığın tasfiyesi talebinden ibarettir. Her ne kadar taraflar gerçek kişi tacir ve karar ATM since verilmişse de adi ortaklığın tasfiyesi talep edilmektedir. İstanbul Bam iş bölümü kararının "Kararı veren mahkemenin ve tarafların sıfatına bakılmaksızın adi ortaklıktan kaynaklanan davalara " karşı istinaf istemlerini inceleme görevi İstanbul BAM 3 Hukuk Dairesine aittir. Bu itibarla; dosyanın görevli İstanbul BAM 3 Hukuk Dairesine gönderilmesine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2.Dosyanın görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesine gönderilmesine, Dair, HMK’nın 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 07/04/2021 günü, kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi....

    Somut olayda; davacı ... ile davalılardan ... arasında aktar dükkanının işletilmesi amacıyla adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu sabit olup, eldeki asıl davanın kar payının tahsili istemiyle açıldığı; her ne kadar, kar payının diğer ortaktan tahsili isteminde bulunabilmek için ortaklığın tasfiyesi gerekmese de; davaya konu adi ortaklığın iştigal konusu olan aktar dükkanının 27/11/2018 tarihi itibariyle kapatılmış olması nedeniyle ortaklık amacının gerçekleşmesinin imkansız hale geldiği, işbu tarih itibariyle ortaklığın fiilen sona erdiği, ortaklığın sona ermesinin zorunlu ve kaçınılmaz bir hukuki sonucu olarak da kendiliğinden tasfiye aşamasına girdiği anlaşılmaktadır....

      mağazaya girişini engellediğini, işletmenin tüm malvarlığın el koyduğunu, demirbaşları ve malları zaptettiğini, ortaklığın fiili olarak sona erdiğini, diploma kirası ve mesul müdür olması sebebiyle halen adi ortaklıktan 10.500 TL alacağı bulunduğunu ileri sürerek, adi ortaklığın feshi ile tasfiyesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 2.000 TL alacağın yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....

        A.Ş.den olan alacaklarından dolayı bu şirketin adi ortaklıktaki kar ve tasfiye payına haciz konulduğunu ileri sürerek BK. 535/3 maddesi hükmünce davalılar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, ... A.Ş. ye düşecek tasfiye payının icra takip dosyalarına ödenmesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalılardan ... A.Ş. davacıların alacaklarının birbirinden bağımsız olduğunu, birlikte bu davayı açmalarının yasal olarak mümkün olmadığını adi ortaklığın şimdiye kadar yaptığı yatırımların üretime dönük yatırım olduğunu, bundan sonra kara geçeceğini, projenin çok büyük bir proje olduğunu, verilecek tasfiye kararının kendisi için telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağını, davacıların kötüniyetli davrandıklarını, icra takip dosyalarındaki borcu ödeyecek kadar malvarlığının bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiş; diğer davalı Astaldi S.P.A davayı kabul etmiştir....

          Mahkemece; "davacının toplamda 150,895 TL ödeme yaptığı, ancak sözleşme gereğince üç adet dairenin kendisine teslim edilmediği görülmekle; ... davacı tarafın .... tasfiyesi ile birlikte müvekkiline teslim edilmesi talebi yerine, ödediği meblağın kendisine tazminine karar verilmiştir. Gerekçesiyle" davanın kabulü ile, 150.895 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. ... Davada, taraflar arasında kurulan adi ortaklık (yapı ortaklığı) ilişkisinde, davalı (yönetici) ortağın sözleşmedeki yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiasıyla; ortaklığın tasfiyesi ve alacak talep edilmiştir. Taraflar ve diğer 3.kişiler arasında, yapı ortaklığı kurulduğu ve davanın bu nedenle bir miktar para ödediği hususunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, adi ortaklığın feshedilip feshedilmediği ve ortaklığın tasfiyesine ilişkin bulunmaktadır....

            da söz edilen tutarların adi ortaklığın yasal defter kayıtlarında hangi surette yer aldığı (adi ortaklığın borcunun davacı şahsi parasından mı yoksa adi ortaklığın borcunun adi ortaklık kazancından ödendiği hususu), bu borçların bilançoda ne şekilde yer aldığı, nasıl tasfiye edildiği belirtilmeden sadece borçların ödenmek suretiyle kapatıldığından söz edilmiş olup, değerlendirmeye alınıp alınmadığı anlaşılamadığı, davacıya süre verilerek talebinin belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı odluğunun belirtilmesi gererktiği, mahkemece bahse konu eksiklikler tamamlamadan, davanın esası ile ilgili deliller toplanmadan karar verildiği, belirtilerek; kararın kaldırılmasına karar verilmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, adi ortaklığın feshi istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince; söz konusu davanın ortaklığın giderilmesi davası olduğu, bu tür davaların sulh hukuk mahkemesi görevine girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi ise söz konusu davanın Alacak (Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası olduğu, bu tür davaların asliye hukuk mahkemesi görevine girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda; davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 17/01/2014 tarihinde ... ......

                Davalı tarafından keşide edilmiş 16.07.2018 tarihli ihtarnamenin banka şubesinde de bulunduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş olup; anlaşılıyor ki, davalı, adi ortaklığın feshine ilişkin karşılıklı ihtarlardan ve hatta keşidecisi olduğu 16.07.2018 tarihli ihtarnameyi banka şubesine ibraz ettikten sonra 16.08.2018 tarihinde banka şubesine müracaatla adi ortaklık hesabından kendisine ödeme yapılmasını istemiş ve yapılan ödemeyi kabul etmiştir. Oysa, yukarıda ayrıntısı belirtildiği üzere davalının münferiden işlem yapma yetkisi yoktur. Davacı bankanın akidi, adi ortaklığın ortakları değil bizzat kendisidir ve bankanın bankacılık sözleşmesinden kaynaklı sorumluluğu adi ortaklığa karşıdır. Bankanın adi ortaklığın feshi konulu 16.07.2018 tarihli ihtarnameyi nazara alarak, adi ortaklığın dağıldığı düşüncesiyle mevduatı, ortaklık payına göre ortaklara ödemesi dahi mümkün değildir....

                  KARAR Davacı, davalı ile yapılan 17.8.1988 tarihli sözleşme ile meydan gazetesinin ve matbaasının mülkiyet ve imtiyaz haklarının ½ hissesini devir aldığını, davalının 2001 yılı sonlarına doğru huzursuzluk çıkardığını bu nedenle ortaklığın devamının imkansız hale geldiğini ileri sürerek, adi ortaklığın tasfiyesi ile belirlenecek ortaklık payından 1/2‘nin ticari mevduat faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu sözleşmenin marka satışı niteliğinde olduğunu, davacı ile adi ortaklığın hiçbir zaman kurulmadığını savunarak, davanın reddini savunmuştur....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26.04.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz edenlerden davacı ve vekili Av.....ile davalı vekili Av. ... geldi....

                      UYAP Entegrasyonu