Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nün ortaklıktan olan alacakları ile koyduğu sermaye ve adi ortaklığın zarar ettiğinden bundan zararın düşmesi şeklinde hesabın mali müşavir bilirkişi tarafından yapıldığını, adi ortaklığa ait mali tablolar incelendiğinde, adi ortaklığın özkaynaklarının (-) 191.722,09TL olduğunu, neticede kaydi değerlere göre borca batık olduğunu, davalı tarafça incelemeye ibraz edilen yasal kayıtlar incelendiğnide, davalı nezdindeki adi ortaklık cari hesaplarında, davalının adi ortaklğa toplamda 1.279.401,19TL alacaklı hale geldiğini, söz konusu alacak bedellerinin, 984.500TLsini dava konusu çek ile (protokol kapsamında), 202.212,35TLsinin davacı ......

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/32 E., 2021/103 K. sayılı kararı ile davanın adi ortaklığın tasfiyesi istemi ile açılan alacak davası olduğu, tasfiye payı alma hakkı kavramı TTK 507/1, 543/1. maddeleri kapsamında düzenlendiği, bu nedenle davanın zorunlu arabulucu kapsamında olduğunu, davanın arabuluculuk yoluna başvurulmadan açıldığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, adi ortaklığın TTK'da değil TBK'da düzenlendiğini, davanın ticari dava olmadığını ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....

    ortaklık ilişkisi bulunduğunu ileri sürerek taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Bu durumda taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinde de, sözleşmenin süresiz olduğunun belirtilmiş olması karşısında artık tarafların taleplerinin, adi ortaklığın haklı nedene dayalı olarak fesih talebi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, taraflar arasındaki adi ortaklığın devamının mümkün bulunmadığı göz önüne alındığında, adi ortaklığın haklı nedene dayalı olarak fesh edildiği kabul edilerek, uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK'nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642 ncı maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

        Davacı dava dilekçesinde sözleşmeye göre işletmeye yaptığı masrafları talep ettiğinden, bu talep adi ortaklığın feshi ve tasfiyesini de istediği anlamını taşımaktadır. 21.08.2002 tarihinde noterde düzenlenen ortaklık sözleşmesinde; sözleşme tarihinden itibaren beş yıl süre ile yapılmış ve yapılacak tüm masrafların ½ oranında yarı yarıya ortak olacakları, inşaat bitiminde veya bu tarihten sonraki herhangi bir zamanda aralarında ihtilaf vuku bulacak olursa olduğu tarihten itibaren tesbit ettirilecek bilirkişi raporuna göre hissesine düşen miktarı ödemeyi karşılıklı olarak kabul etmişlerdir. Sözleşme içeriğinden ve tarafların beyanlarından aralarında yapılacak işletmenin işletimine de ortak oldukları anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için öncelikle adi ortaklığın mahkemece tasfiyesinin yaptırılması gerekir. Sadece bina, demirbaş ve bahçe için yapılan harcamalarının yarı yarıya paylaştırılması ortaklığın tamamen tasfiye edildiği anlamına gelmez....

          Mahkemece; adi ortaklığın tasfiyesine yönelik icra takibi yapılmış ise de, ortaklığın tasfiyesine yönelik dava açmadan icra takibiyle ortaklığın tasfiyesinin istenemeyeceği, ortaklar arasında geçerli herhangi bir tasfiye protokolünün de bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile davacının takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine; Yargıtay 13....

            DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) DAVA TARİHİ : 31/05/2023 KARAR TARİHİ : 12/09/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/09/2023 DAVA: Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 26/03/2012 tarihinde imzalanan, ortak girişim beyannamesi başlıklı belgede, işin adının "..." olarak nitelendirilip, her iki şirketin ortaklık oranının %50 olarak belirlendiğini, adi ortaklığın konusunu teşkil eden işin 26/03/2014 tarihinde imzalanan sona erdirme protokolü ile sona erdirilerek, TBK madde 639/1fıkra hükmünde düzenlenen sona erme şartlarını gerçekleştiğini, Adi ortaklığın tasfiyesi amacıyla müvekkili şirket tarafından davalı şirkete elektronik posta, ihtarname, mail yoluyla yapılan başvuruların sonuçsuz kalması üzerine, müvekkili tarafından adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi amacıyla ......

              CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davada Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, ayrıca davacı ile müvekkili ... arasında adi ortaklık kurulduğunu, adil ortaklık ilişki gereğince davacının adi ortaklığa koyduğu sermaye miktarının 1.000.000,00-TL olup bunun haricinde adi ortaklığın kalan tüm harcamalarının ve masrafların müvekkili tarafından yapıldığını, davacının yapı kullanma izni aldığını iddiasının doğru olmadığını, adi ortaklık kapsamında bulunan bağımsız bölümlerin önemli bir bölümünün davacının da bilgisi dahilinde 3.şahıslara satıldığını, ancak henüz tüm taşınmazların satılmadığını ve yapı kullanma izin belgesi alınmadığını, gerek SGK gerekse vergi dairesi ile ilişikler kesilmediği için adi ortaklığın nihai hesabının henüz ortaya çıkmadığını, adi ortaklığın tasfiye işlemleri yapılmadan davacıya herhangi bir ödeme yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket yönünden husumet yöneltilemeyeceğini , davacı iddialarının...

                Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, adi ortaklıklığın feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Bakırköy 5....

                  Davacının dava dilekçesinde, hisse devir bedeli olan 65.000 YTL'nin tahsilini istemesi, adi ortaklığın tasfiyesini talep şeklinde değerlendirilmelidir. Üçüncü ortak olan .'ın da davada taraf olması sağlandıktan sonra, davanın adi ortaklığın tasfiyesi davası olarak kabulü ile sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 21.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu