HUKUK DAİRESİ İLK DERECE MAHKEMESİ : Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, 5.650,65 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı/birleşen davada davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve temyiz edenin sıfatına göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA...
otele ait işyerini komple eşyası ve demirbaşları ile birlikte kiraladıklarını, davalının kira sözleşmesine müteselsil kefil olduğunu, 04/09/2014 tarihinde LaPiKe unvanlı işyerini açtıklarını, Türk Patent Enstitüsünde tescil ettirdiklerini, geçen zaman içinde adi ortaklığa ait işletmenin gelirinin düştüğünü, kira, vergi ve çalışanlara ait SGK prim borçlarını ödeyemez hale geldiklerini, 31/11/2019 tarihinde adi ortaklığı bitirme kararı aldıklarını, davacının tüm çağrılarına rağmen davalının adi ortaklığın tasfiyesi için gelmediğini, adi ortaklık sonra erdikten sonra da davacının hiç aktifi olmayan adi ortaklığa ait kira, işçi ücretleri, işletme tedarikçilerine ait toplam 82.820,00 TL tutarı kendi cebinden ödediğini, davacı adına kayıtlı adi ortaklığa ait 128.223,72 TL vergi borcu, 315.406,44 TL prim borcu ve 140.800,64 TL gecikme zammı borcu bulunduğunu, 31/08/2020 tarihinde davacı tarafından davalıya noter aracılığıyla adi ortaklığın tasfiyesi ve mevcut borçların ödenmesi için bir araya...
Sözleşmede, ölüm halinde ortaklığın devam edeceğine ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, miraşçılarıyla da devam etmediği, davalının tek başına idare ettiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili yargılamada 04/10/2011 tarihli celsede “ ... adi ortaklık tasfiyesi ile ilgili alacaklarının mevcut olduğu” beyanıyla açıkça tasfiye istendiğini ifade etmiştir. Bu durum karşısında, ortağın ölümü ile adi ortaklık sona ermiş olup, davacı tarafça ortaklığın tasfiyesi ve bu durum sonucunda doğan alacaklarının istenebileceği, davacının tasfiye talebinde bulunduğu, davanın adi ortaklığın tasfiyesine, kar payı talebine ilişkin olduğunun kabulu gerekir. Mahkemece, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir....
Bu kararın istinaf edilmesi üzerine dairemiz 04/10/2021 tarih ve 2021/2131 E- 2021/2497 K sayılı ilamıyla "Somut olayda, davanın konusu adi ortaklığın fesin ve tesfiyesine yönelik olup,tedbir konulması istenen taşınmazların adi ortaklığın malvarlığına dahil olduğu iddia edilmektedir.Mahkeme kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere; taraflar arasında adi ortaklığa ilişkin yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacılar vekilinin adi ortaklığın varlığının ispatı amacıyla bir kısım deliller sunduğu, adi ortaklığın varlığının ispatı yargılamayı gerektirmekle birlikte dava dilekçesinde öne sürülen iddialar ve dayanak deliller dikkate alındığında adi ortaklığın varlığına ilişkin yaklaşık ispat şartının sağlandığı,diğer yandan davanın niteliği gereği adi ortaklığın tasfiyesi durumunda ,tasfiye süresince adi ortaklık malvarlığının korunması hak ve menfaat dengesine uygun düşmektedir....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında bir ortaklık bulunmadığını, davalı kayıtlarında adi ortaklık ile ilgili herhangi bir ibare bulunmadığını, davacının iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, hem şirketin hem ortağın hasım gösterilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, adi ortaklığın tasfiyesi ve ortaklık pay talebinin incelenmesinde, adi oraklığın tespitinin ön koşul olduğu, dinlenen tanık beyanları dışında ortaklığa ilişkin yazılı belge sunulmadığı, davalı kayıtlarında da adi ortaklığa dair bir kayda rastlanmadığı, davacının adi ortaklığın varlığına ilişkin iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
davalının sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürerek; adi ortaklığın feshini, davalıya 129.520,00 TL’nin ödenmesi karşılığında teminat amacıyla devredilen taşınmazın 1/2'sinin müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. 2....
Mahkemece;davacının TMK'nun 6.maddesi kapsamında öncelikle adi ortaklık sözleşmesi gereğince kararlaştırılan sermayeden hissesine düşen 10.000 TL'yi ortaklık sermayesi olarak davalıya ödediği iddiasını ispatlaması gerektiği, bu konuda davacının yazılı belge sunmadığı, davalının ise teklif edilen yemini usulüne uygun eda ettiği ve davacının bu nedenlerle davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak istemlidir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....
Davalı, davacının ödemesi gereken bedelleri gecikmeli ödemesi nedeniyle munzam zararının oluştuğunu, ortaklığın tasfiyesi istenmeden tapu iptalinin istenemeyeceğini, üzerine inşaat yapılan arsada kendilerinin paydaş olduğunu, 9 2010/6704 2011/2141 parselin oluşturulması için 529.000 TL harcadıklarını savunarak davanın reddini dilemiş, birleşen davada ise, tüm aktif ve pasifin tesbiti ile ortaklığın tasfiyesini, ortaklığın tasfiyesi sebebiyle doğmuş ve doğacak munzam zarar dahil tüm alacaklarının faizi ile tahsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın adi ortaklığın ortakları arasındaki ilişkiden kaynaklanmasına ve mahkemenin de ilişkiyi adi ortaklığın tasfiyesi olarak nitelendirmesine göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek 3. Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. 11.04.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı kanunla değişik 2797 sayılı Kanunun 60.maddesi uyarınca görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek 1. Başkanlığa sunulmasına, 30.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....