Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna gelinerek; davalının kötü niyet ile şirket banka hesabını boşaltması, şirket hesabındaki nakitleri ve şirkete gayri resmi muhasebe ile elden alınan nakitleri uhdesine geçirme ihtimali olduğundan ve hissedarların %50 oranında tescili de talep edildiğinden, eda davası mahiyetinde olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak tedbir kararının verilmesini talep etmiştir. Dosyaya delil olarak, adi ortaklık sözleşmesi sunulmuştur. Bu sözleşmede adi ortaklığın isminin “Önder Özel Öğretim Kurumları Tic.ltd Şirketi” adi ortaklığı olduğu, davacı ve davalı ...’un %50’şer oranında hissedar olduğu ve hissedar başına 125.000 TL sermaye konularak toplam sermayenin 300.000 TL olduğu, yine ana sermaye dışında yarı yarıya olmak üzere toplam 450.000 TL konulacağı, sözleşmenin süresiz olduğu ile yönetim şekli ve tasfiye usulünün belirlenmiş olduğu görülmüştür....

    Mahkemece hükme esas alınan 06/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere davacı ile dava dışı şirket arasındaki iş ortaklığının tasfiye edilip edilmediği belli değildir. İş ortaklığı belli bir işi yapmak için bir araya gelen en az iki gerçek veya tüzel kişinin oluşturduğu adi ortaklık olup, tüzel kişiliğe haiz değildir. Banka tarafından açılan hesap iş ortaklığı adına açılmış olması mümkün olmasının yanında iş ortaklığının ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığından iş ortaklığı oluşturan ortakların adına müşterek hesap şeklinde açılmış olması da mümkündür. Davacı, iş ortaklığı banka hesabından usulsüz olarak tasarruf edilen miktarlara yönelik talepte bulunduğuna göre öncelikle davacı ile dava dışı ortak arasındaki adi ortaklığın tasfiye edilip edilmediğinin araştırılması gerekir. Zira adi ortaklık tasfiye edilmemiş ise davacının davalı bankaya karşı açtığı bu dava erken açılan dava olacaktır. (Yargıtay 11....

    Taraflar arasındaki ortaklık konusu inşaatın bitirildiği uyuşmazlık konusu olmadığına göre, TBK 639. maddesinde öngörülen amaca ulaşıldığı için davacının talebi ortaklığın feshi ve tasfiyesini kapsadığının kabulü gerekir ... Bütün bu açıklamalar ışığında, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile taraflar arasında geçerli bir adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü zorunlu olup, uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözümlenmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Söz konusu bozma ilamı uyarınca, mahkemece; tasfiye memurunca alınan rapor ve sonrasında alınan benzer mahiyetli heyet raporu da dikkate alındığında davalı ...'ın ...'...

      KARAR Davacı, 27.6.2002 tarihinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi ile dava konusu lokantanın %25 ine ortak olduğunu,kalan hissenin ve yönetici ortağın davalı olduğunu,kendisine kar payı ödenmediği gibi yaptırdığı tesbit sonucu kötü idare edilerek zarar ettiğinin tesbit edildiğinin anlaşıldığını bildirerek, öncelikle yönetici ortak olarak kendisinin atanmasını,üç yıllık kar payına mahsuben şimdilik 10.000 YTL nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, taraflar arasında imzalanan 4.4.2004 tarihli fesih sözleşmesi ile adi ortaklığın feshine karar verildiğini, ayrıca fesih şeklinin de gösterildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece adi ortaklığın feshi ile fesih ve tasfiyesi için tasfiye memurunun atanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Tarafların noterde 27.6.2002 tarihli sözleşme ile ......

        Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. O halde, mahkemece; bütün bu açıklamalar ışığında, uyuşmazlığın; yukarıda açıklanan maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözüme kavuşturulması suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken,bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

          Böyle olunca, 10.000,00 TL nin tahsiline ilişkin talep, adi ortaklığın tasfiye talebini de içermektedir. Taraflar arasında BK’nun 520 ve devamı maddelerde yer alan şekilde bir adi ortaklık kurulduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır. Hal böyle olunca aradaki ihtilafında BK 520 vd. maddeleri uyarınca çözülmesi gerekir. Yine tarafların iddia ve savunmalarından ve dosya kapsamından eldeki dava ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin de istenildiğinin kabulü zorunludur. Hal böyle olunca adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin de BK. 538. maddesi uyarınca yapılması gerekir. Anılan yasa hükmünde belirtildiği üzere; tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması, yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

            Böyle olunca, 10.000,00 TL nin tahsiline ilişkin talep, adi ortaklığın tasfiye talebini de içermektedir. Taraflar arasında BK’nun 520 ve devamı maddelerde yer alan şekilde bir adi ortaklık kurulduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır. Hal böyle olunca aradaki ihtilafında BK 520 vd. maddeleri uyarınca çözülmesi gerekir. Yine tarafların iddia ve savunmalarından ve dosya kapsamından eldeki dava ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin de istenildiğinin kabulü zorunludur. Hal böyle olunca adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin de BK. 538. maddesi uyarınca yapılması gerekir. Anılan yasa hükmünde belirtildiği üzere; tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması, yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

              Taraflar arasındaki adi ortaklığın niteliğine göre ,ortaklık konusu otobüs satılmakla adi ortaklık sona ermiştir.Mahkemece, adi ortaklığın fiilen yürütüldüğü dönemlerde adi ortaklığa ait otobüsün gelir ve giderinin ayrıca tutulmaması nedeniyle kazanç veya zararın belirlenemediğinin bilirkişi raporlarında da yer aldığı bu nedenle ortaklığın kazanç veya zararının sıfır olarak belirlendiği, ortaklığın tasfiye edilecek herhangi bir mal varlığının bulunmadığı, ortaklığa ait şehirler arası otobüsün satıldığı, bu otobüsün satış bedelinin taksiminin tasfiyenin konusunu oluşturduğu tesbit ve gerekçesiyle kararda yazılı şekilde tasfiyenin yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamktadır.Adi ortaklığın yukarıda açıklanan konusu ve sona erme şekline göre ,alınan tasfiye raporunun hüküm kurmaya yeterli olduğu sonuç ve kanaatine verılmakla,verilen kaarda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından, davalılar vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....

              BK'nin 535/1-3. maddesine göre, "Şeriklerden birinin tasfiyedeki hissesi hakkında cebri icra vukuu ile yahut bir şerikin müflis olması veya hacredilmesi ile" adi ortaklık sona erer. Her iki davacı tarafından davalıların oluşturduğu adi ortaklıktan olan alacakları nedeniyle davalı adi ortaklar aleyhine icra takibi yapılmış, davalılardan adi ortaklıktaki kâr ve tasfiye payı üzerine haciz konulması için davalıların oluşturduğu adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davası açması amacıyla davacılara ilgili icra hukuk mahkemeleri tarafından yetki verilmiş, davalıların oluşturduğu adi ortaklığın mülga 818 s. BK'nin 535/1-3. maddesi gereğince sona erme şartlarının oluştuğu ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Yargıtay . HD.nin 12/03/2019 gün ve ... E. ... K. sayılı emsal içtihadına göre de, "Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639. maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer....

                Ortak sıfatıyla adi ortaklıkta bulunan ortaklar ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmaması halinin doğal sonucu olarak ortaklık adına gerçekleştirilen işlemler sonucunda doğan kar ve zarara birlikte sahiptir. Bu halde ortaklığın ticari faaliyette bulunduğu durumlar değerlendirme alanı bulmaktadır. Yine Türk Borçlar Kanunu'nun 622 ve 623 (Mülga 818 sayılı BK'nun 522 ve 523.) maddeleri gereğince; adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki, yıl sonunda bilançonun düzenlenmesi ile ortaya çıkan kar payını haczettirebilirler. Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu