Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tasfiye usulüne ilişkin ve inşaat katibine ilişkin adi ortaklık sözleşmesinde bir hüküm yoktur. Davalı taraf pasif husumet ehliyeti itirazında bulunmuş ise de; davacının adi ortaklık masraflarına katılması, sermaye borcunu ödemesi, adi ortaklığa konu taşınmazın arsa maliklerine ödemeleri yapması, tarafların ticari defterleri ve adi ortaklığın ticari defterleri dikkate alındığında ihtilafsız olan taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi kapsamında davaya konu parseldeki inşaatın bu adi ortaklık kapsamında yapıldığı sonucuna varılmış ve bu itiraz yerinde görülmemiştir. Davalı taraf, pasif husumet itirazı kabul edilmese dahi iş ortaklığına ilişkin davacının herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, dolayısıyla sözleşmenin fiilen geçerliliğini kaybettiğini iddia etmiş ise de; bir üst paragrafta belirtilen aynı gerekçelerle bu itirazlar yerinde görülmemiştir....

    Uyuşmazlığın çözümü, davacılar tarafından dayanılan adi ortaklık sözleşmesinin hukuki tanımı, kurulma aşaması ve ispatında toplanmaktadır. Dosya kapsamından ve trafik tescil kayıtlarından en son olarak 34 XX 301 plakalı aracın satın alındığı ve bu aracın da davalı adına kayıtlı olduğu,bu araç satılarak davaya konu taşınmazın yine davalı adına alındığı anlaşılmıştır. Adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK md 620/1). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzel kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (katılım paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur....

    Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Zira, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1.maddesine göre; Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)...

      Şti. nin kâr payı ve tasfiye hisselerinin haczi nedeni ile davalılar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi, tasfiye neticesinde hesaplanacak borçlu ortağa ait kâr payı ve tasfiye hissesinin icra dosyasına gönderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki temel ilişki ve uyuşmazlığın adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığı, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yeni oluşumun her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığının değerlendirilmediği ve buna göre davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların mutlak ticari dava sayılamayacağı, açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görev nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir....

        Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir." hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı, Konya 13. Noterliği'nin 26/12/2019 tarih ve 53242 yevmiye numaralı ihtarname ile adi ortaklık sözleşmesini fesh ederek kar payının ve alacaklarının davalıdan alınarak davacıya verilmesini ve adi ortaklığın haklı sebebe dayanarak mahkemece tasfiye edilmesini istemiştir. Bir başka ifade ile davacı talebini adi ortaklık sözleşmesine dayandırmıştır. Dava tarihi itibarıyla davacının her hangi bir tacir kaydı olmadığı, davalının ise işletme hesabına göre defter tuttuğu ve tacir olmadıkları anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekir....

        Dava; adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 1-Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talepli dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; taraflar arasında sözlü bir adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu davalının aşamalarda tespit edilen beyanları ile de sabit olup, ortaklık ilişkisinin sona erdiği de ihtilaflı değildir. Bu noktada ise,taraflar arasındaki ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yapılması gerekir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....

          Bu kapsamda dosya değerlendirildiğinde; davacının tacir olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın TBK'nın 620 vd maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisine ilişkin olduğu ve talebin adi ortaklığın tasfiyesi istemi olduğu, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevinin ise genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı HMK 114/1-c maddesinde görev hususu dava şartları arasında sayılmış olup, "mahkemenin görevli olması" şartının iş bu dosya açısından mevcut olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine" şeklinde karar verilmiştir. Mahkememiz dosyasında görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmek üzere gönderilmiş, İstanbul ...Asliye Hukuk Mahkemesi' nin ... esas 2019/625 karar sayılı dosyasına kaydı yapılmıştır. İstanbul......

            Bu kapsamda dosya değerlendirildiğinde; davacının tacir olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın TBK'nın 620 vd maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisine ilişkin olduğu ve talebin adi ortaklığın tasfiyesi istemi olduğu, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevinin ise genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı HMK 114/1-c maddesinde görev hususu dava şartları arasında sayılmış olup, "mahkemenin görevli olması" şartının iş bu dosya açısından mevcut olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine" şeklinde karar verilmiştir. Mahkememiz dosyasında görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmek üzere gönderilmiş, İstanbul ...Asliye Hukuk Mahkemesi' nin ... esas 2019/625 karar sayılı dosyasına kaydı yapılmıştır. İstanbul......

              Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba, katılım payı(sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir (Prof. Dr...., Adi Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri, 3. Bası, İstanbul 2012, s.18-74). Bu nedenle, her olayda bu unsurların var olup olmadığının araştırılması gerekir. Ancak, adi ortaklığın, bazı komşu hukuksal müesseselerden, özellikle eser sözleşmesinden ayırt edilmesini sağlayan temel kriterler; müşterek amaç ve müşterek amaç uğruna birlikte çaba unsurudur....

                K A R A R Davacı, davalı ile birlikte ”Kahvehane ...” unvanlı işyerine 14.12.2000 tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile %50 hisse ile ortak olduğunu, ortaklık bedeli olarak toplam 13.500 YTL ödediğini, ortaklığın 2005 yılına kadar devam ettiğini, 2005 yılında ortaklığın devam etmeyeceğine kanaat getirerek kahvehaneyi satışa çıkarma kararı aldıklarını, vergi ve ruhsat kaydı davalının üzerinde olması nedeniyle davalının Aralık 2005 tarihinde 43.000 YTL bedelle kahvehaneyi bir başkasına devrettiğini, ancak hissesine düşen 21.500 YTL ortaklık hisse bedelini kendisine ödemediğini, bu nedenle ortaklık hisse bedeli olan 21.500 YTL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu