Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatif yönetim kurulunun 29.08.2006 tarih ve 68 sayılı kararı ile ortaklıktan çıkartıldığını, ihraç kararının müvekkiline tebliğ edilmediğini, yönetim kurulunun üç kişiden oluştuğunu, iki kişi tarafından alınan kararın yok hükmünde olduğunu, ayrıca çıkarma sebebi varsa bu eksikliğin verilecek makul bir süre içerisinde giderilmesi için uyarı yapılması gerektiğini, çıkarma kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, çıkarma kararının iptaline, davacının davalı kooperatif ortağı olduğunun tespitine ve karar defterine tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, ihraç kararının geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

    ticari defterleriyle uyumlu olduğu, davacı şirketin ticari defterlerine göre, davalıların oluşturduğu adi ortaklıktan ----alacaklı olduğu,her ne kadar davalı --------diğer davalı ile arasında imzalanan adi iş ortaklığına ilişkin sözleşme kapsamında her iki ortağın münferiden olmaksızın adi ortaklığı temsile birlikte yetkili oldukları ,dolayısıyla borçlandırıcı işlem sebebiyle sorumlu olmadıklarını beyan etmişse de,bu hususunun ancak iç ilişkide hüküm doğurabileceği,adi orkalığı oluşturan ortakların üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu oldukları ,her bir şirketin borçlardan ayrı sorumluluklarının olduğu, dolayısıyla davacının dava konusu edilen ----- alacağını talep hakkının olduğu anlaşıldığından,davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      DAVACI T1 VEKİLİ TARAFINDAN, "...Davanın kabulü kararı yönünde bir itirazının olmadığını, ancak dava değerinin %20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının kötü niyetli ve haksız davalı bankadan tahsiline karar verilmesi gerekirken bu yöndeki tazminat istemlerinin hukuka uygun olmayan ve açıklama içermeyen gerekçe ile reddedilmesinden dolayı istinaf yoluna başvurmalarının gerektiğini, davalı bankanın icra takibi yapmakta kötü niyetli ve haksız olduğunu, davacı T1, 19.12.2012 tarihli adi ortaklık sözleşmesindeki veterinerlik malzemeleri ve medikal malzeme ticareti isimli işletmede % 1 adi ortak iken işbu davadaki bonoların tanzimlerinden/borçlanmalardan çok öncesinde bu adi ortaklıkla ilgili vergi mükellefiyetini 09.07.2014 tarihinde sonlandırdığını, müvekkili Mustafa'nın bu adi ortaklıktan ayrılmasından hemen sonra kendisinin ortak olmadığı davaya konu bonolardaki alacaklı ve ciro eden Ödemiş Efe Veteriner Polikiliniği isimli başka bir adi ortaklık kurulduğunu (04.09.2014 tarihli...

      Davacının, davalı ve dava dışı ortak ile birlikte davalıya ait yeri kahvehane olarak işletmek üzere adi ortaklık kurduğu, dava dışı ortağın tarafların rızası ile ortaklıktan çıktığı, ortaklık payına karşılık olarak davacı ve davalının çıkan ortağa 2.200,00 YTL ödemesinin kararlaştırıldığı, davacının bu parayı ödediği, davacı ile davalı arasında 28.7.2005 tarihli adi ortaklık sözleşmesi gereği tarafların kahvehaneyi yarı yarıya paylı olarak işlettikleri, ancak kahvehanedeki eşyaların kapandıktan sonra çıkan ortak tarafından götürülmüş olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacı eşyaların davalının çıkan ortağa olan borcu karşılığı davalı tarafça verildiğini ileri sürmekte, davalı bu iddiayı kabul etmeyip eşyaların davacının bilgisi dahilinde çıkan ortak tarafından alındığını bildirmektedir. Taraflar arasında yapılan adi ortaklık sözleşmesine göre kahvehanedeki demirbaş ve menkul malların yarısı davacıya aittir. Davacı çıkan ortağa olan borcunu ödemiştir....

        hesaplamalar yapıldığı, davacı ... haricinde diğer borcu olan üye/ortaklar hakkına dosya içerisinde mevcut belgelerden anlaşılacağı üzere ortaklıktan çıkarma işlemi yapılmadığı" kanaatleri bildirilmiştir....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde, müvekkilinin murisinin, davalıların halihazırdaki ortaklığına üçüncü ortak olarak dahil olduğunu, bu ortaklıktan dolayı müvekkiline kar payı ve sermayesinin ödenmediğinin belirtildiğini, dava dilekçesini bu aşamada tekrar ettiklerini, söz konusu adi ortaklığın temsile yetkilisi olan T4 adi ortaklığın gelirlerini şahsi hesabında toplayıp kendine harcadığını, davalı T4 adi ortaklıktan elde ettiği gelirleri ortaklara dağıtmadığını ve bu gelirleri kullanarak, şahsı adına birçok malvarlığı edindiğini, T4 davaya konu ortaklık dışında başkaca bir geliri olmayıp, bugüne dek edindiği tüm menkul ve gayrimenkulleri bu ortaklıktan elde ettiği gelirlerden sağladığını, bu nedenle davalıların mal kaçırma kastı içerisinde bulunduğu, adi ortaklıktan elde ettikleri ve elde edilmeye devam edilen gelirlerle davalı yanca şahsı adına malvarlığı edindiği ve edinmeye devam ettiği...

          KARAR Davacı, davalıya ait işyerinde davalı ile adi ortaklık kurarak 10 yıldan beri beraber çalıştıklarını, son zamanlarda işlettikleri mermer atölyesinin iyi kazanç getirdiğini gören davalının kendisini ortaklıktan çıkardığım bu nedenle kar payı ile ortaklık payının, ıslah dilekçesi ile de talebini toplam 101.450,00 TL olarak belirleyerek, davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 13.300,00 TL ortaklık payı bedelinin 1.10.2005 tarihinden hesap edilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin feragat nedeniyle reddine, kar payının tazmini hakkındaki dava hakkının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dava, adi ortaklığın sona ermesi nedeniyle ortaklık payı ve kar payının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi ortaklıktan kaynaklandığı mahkemenin ve tarafların kabulündedir....

            Ortağın her zaman yeniden araç sahibi olma veya ortaklığı devir etme ihtimali bulunduğundan anılan şartın olmaması halinde buna dayalı olarak ortaklıktan çıkarma kararı verilmeden önce bu konuda ortağa uygun bir süre içerisinde araç sahibi olması yönünde bir ihtar yapılması, yapılan ihtara rağmen bu şartı yerine getirmediği takdirde ihracına karar verilmesi hayatın olağan akışına, iyiniyet kurallarına ve T5in amacına uygun olduğu gibi Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yönde olduğundan bu husus gözetilmeksizin davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır....

            Davacı vekili, davalı kooperatifin ortağı olan müvekkilinin ... tarihli yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarıldığını öğrendiğini, yurtdışında olan müvekkiline çıkarma kararının tebliğ edilmediği gibi, çıkarma öncesi ihtarda da bulunulmadığını ileri sürerek, yönetim kurulunun anılan çıkarma kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, mali yükümlülüklerini iki ihtara rağmen yerine getirilmeyen davalının çıkarılmasına ilişkin kararın..... tarihinde tebliğ edildiğini ve davanın 3 aylık hakdüşürücü süreden sonra açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

              DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu