Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde, davacı adına müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin dayanağı olan ve ortaklardan ayrı katma değer vergisi mükellefi olan adi ortaklık adına yapılan tarhiyatlara ilişin vergi/ceza ihbarnamelerinin müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken adi ortaklık adına düzenlenmesinin 3065 sayılı Kanun'un 44. maddesine uygun düşmediği ve usule uygun şekilde kesinleştirilmeyen alacak için davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmişse de, söz konusu tarhiyatların nedenini oluşturan fiillerin adi ortaklık olarak gerçekleştirildiği ve yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde fiili gerçekleştiren adi ortaklığın vergi ve cezalar açısından muhatap kabul edilmesinde yasal bir engel bulunmadığı anlaşıldığından adi ortaklık adına ihbarname düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....

    Maddesi gereğince davalının davacının adi ortaklık adına yaptığı harcamalardan kendi payına düşen miktarı ödemediğini, TBK' nin 639....

      Adi ortaklık bir kişi ortaklığı olup, ortaklar arasındaki güven ilişkisine dayanmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 620. maddesi "Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleşmeyi üstlendikleri sözleşmedir." denilmiştir. Maddenin lafzından anlaşıldığı üzere, adi ortaklık, emeklerini veya araçlarını herhangi bir müşterek amaç doğrultusunda birleştirerek, bu amaca ulaşma konusunda birlikte çaba göstermeyi sözleşmeyle birbirlerine karşı yüklenen kişilerce oluşturulan, tüzel kişiliği bulunmayan bir kişi topluluğudur. Doktrinde adi şirket –ortaklık-, sözleşmeyle kurulan ve bir müşterek amacın elde edilmesine hizmet eden kişi birliği olarak tanımlanmaktadır (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku. İstanbul 2003. s. 26)....

      Adi ortaklık bir kişi ortaklığı olup, ortaklar arasındaki güven ilişkisine dayanmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 620. maddesi "Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleşmeyi üstlendikleri sözleşmedir." denilmiştir. Maddenin lafzından anlaşıldığı üzere, adi ortaklık, emeklerini veya araçlarını herhangi bir müşterek amaç doğrultusunda birleştirerek, bu amaca ulaşma konusunda birlikte çaba göstermeyi sözleşmeyle birbirlerine karşı yüklenen kişilerce oluşturulan, tüzel kişiliği bulunmayan bir kişi topluluğudur. Doktrinde adi şirket –ortaklık-, sözleşmeyle kurulan ve bir müşterek amacın elde edilmesine hizmet eden kişi birliği olarak tanımlanmaktadır (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku. İstanbul 2003. s. 26)....

      Davalılar , adi ortaklığın makarna üretmek üzere kurulduğunu, davacıya ortaklık teklifi ve taahhüdü yapılmadığını, davacının çalışan olup iş akdinin feshine karar verildiğini belirterek; davanın reddini istemişlerdir . Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 2.000.00.- TL alacağın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir . Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir....

        Buna göre adi ortaklık konusunun davaya konu parsel üzerinde kat karşılığı sözleşme yapma hususunda olduğu, adi ortaklık tarafından bağımsız bölümlerin dava dışı üçüncü kişilere satış vaadi sözleşmesi ile satılmış olduğu, taşınmazlar üzerine konulacak tedbir kararının adi ortaklığı zarara sokma ihtimali bulunduğu, asıl davada dava konusunun ortaklık payı nedeniyle tasfiyedeki alacak olması nedeniyle tasfiye tamamlandığında ortağın alacağının kalması durumunda bu alacak hakkında karar verileceği gözetildiğinde ihtiyati tedbire ilişkin kararın uslu ve yasaya uygun olduğu görülmektedir....

          DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adi ortaklığın davalı bankada hesabı bulunduğunu, müvekkillerinden .... Şti.'nin davalı bankadan kullandığı kredi borcu nedeniyle adi ortaklık hesabına yatan paraya davalı tarafından bloke konulduğunu, adi ortaklık hesabının ve .... Şti.nın hesabının ayrı hesaplar olduğunu, davalının .... Şti. nedeniyle adi ortaklıktan parasını alabilmesi için .... Şti.'nin tasfiye payı üzerinde ya da adi ortaklardan her ikisinin davalı bankaya böyle bir yetki vermeleri halinde işlem yapması gerektiğini, adi ortakların talimatı alınmaksızın doğrudan işlem yapılmak suretiyle adi ortaklığın parası üzerine bloke konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili ... A.Ş.'nin de davalı bankada hesabı bulunduğunu, şirket hesabında bulunan paraya yine adi ortaklardan birisi olduğu gerekçe gösterilmek kaydı ile kısmen bloke konulduğunu, adi ortaklığın tasfiye payı üzerinde işlem yapabilecek olan davalının ayrı bir tüzel kişiliğe sahip ......

            Diğer taraftan, 522 ve 523. maddeler hükmü uyarınca da aksine sözleşme yoksa ortaklar, adi ortaklığa ait olan bütün kazançları aralarında taksim ile mükellef olup, ortakların adi ortaklıktaki hisseleri eşittir. Bu genel açıklamalardan sonra mahkemece yapılması gereken ...; dosyada yer alan delillerden ve tarafların ibraz edeceği diğer delillerden yararlanarak lüzumunda adi ortaklığa ait defterleri bilirkişiye inceletmek, talep konusu döneme ait davalı ve karşı davacının varsa isteyebileceği ortaklık payını hesaplatmak, karşı dava hakkında bunun sonucuna uygun bir hüküm kurmak olmalıdır. Mahkemece, adi ortaklık ilişkisinin varlığı çekişmeli değilken, karşı davanın ispat edilemediğinden söz edilerek reddi doğru değildir. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı ve karşı davalının bütün temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2)....

              İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise, "... uyuşmazlığın taraflar arasında yapıldığı iddia edilen adi ortaklık ilişkisi kapsamında belirlenen karın ödenmemesi iddiasına ilişkin olduğu, adi ortaklığa ilişkin hükümlerin borçlar kanununda düzenlendiği ve tasfiyesine ilişkin uyuşmazlıkların mutlak ticari dava olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın malvarlığı haklarına ilişkin olması sebebiyle genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği..." gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir." hükmüne yer verilmiştir....

                Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir. Aynı şekilde, bir ortağın diğeri aleyhine açtığı davada da, tüm ortaklar davaya dahil edilmelidir.Somut olayda; tarafların ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere telefon aksesuarı satışı konusunda; davacı, davalı ve dava dışı ... arasında bir adi ortaklık bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davanın; davaya konu adi ortaklığın diğer ortağı ... 'a da yöneltilmesi gerekmektedir. O halde; mahkemece dava dışı ortak ......

                  UYAP Entegrasyonu