Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (katılım paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur. Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba (affectio societatis), katılım payı (sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir. Adi ortaklık sözleşmelerinin kuruluşu bakımından, ortakların esaslı noktalarda uyuşması gerekir (TBK md 2/1). Eş söyleyişle, ortakların şahsı, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba, katılım payının türü ve kapsamı, ortaklık açısından esaslı unsurlar olup, bunlarda uyuşulması ortaklık sözleşmesinin kurulması için yeterlidir. Ortaklar, ikinci derecedeki noktalarda uyuşmamış olsalar bile, ortaklık kurulmuş sayılır....
Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (katılım paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur. Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba (affectio societatis), katılım payı (sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir. Adi ortaklık sözleşmelerinin kuruluşu bakımından, ortakların esaslı noktalarda uyuşması gerekir (TBK md 2/1). Eş söyleyişle, ortakların şahsı, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba, katılım payının türü ve kapsamı, ortaklık açısından esaslı unsurlar olup, bunlarda uyuşulması ortaklık sözleşmesinin kurulması için yeterlidir. Ortaklar, ikinci derecedeki noktalarda uyuşmamış olsalar bile, ortaklık kurulmuş sayılır....
ın tedbir red kararını istinaf ederek; kıymetli evrakların, adi ortaklık faaliyetinden elde edildiğini, adi ortaklığında feshi talep edildiğinden, adi ortaklığın aktif ve pasiflerinin, mallarının ve kıymetli evrakların bu davanın konusu olduğunu, tedbire konu kıymetli evrakların adi ortalığın faaliyeti sonucunda kazanıldığını davalı tarafından ikrar edildiğini, adi ortaklığın tasfiyesi için iş bu davanın açılması nedeniyle ortaklığın devam etmeyeceği, başkaca alacak ya da borç doğumuna yol açacak anlaşmalar yapamayacağını, kıymetli evrakların ele geçirilerek asılsız cirolarla takibe konulması nedeniyle tedbir taleplerinin yerinde olduğunu, Müvekkili şirket aleyhine yapılan ......
Her ne kadar, mahkemece; bilirkişi raporu esas alınarak gerekçe oluşturulmuş ise de; dava konusu adi ortaklığın 22/12/2014-30/06/2015 tarihleri arasında mevcut bulunduğunun anlaşılmasına göre, mahkemece yapılacak iş; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerini dikkate almak ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerini taraflar arasındaki adi ortaklığa uygulamak olmalıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644. maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür. Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler....
Keza, aynı yasanın kazanç ve zarara katılma başlıklı 623. maddesine göre de; "Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir. Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder. Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir." hükmünü ihtiva etmektedir. Bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde, dosya kapsamından; taraflar arasında canlı hayvan alın satımı konusunda adi ortaklık ilişkisi kurulduğu, davacı tarafından adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile ödemiş olduğu sermaye ve kar payının davalılardan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece, davalıların kendi aralarındaki adi ortaklığı 21.10.2006 tarihinde sona erdirdikleri, davalı ...’nin ortaklık hissesini diğer davalıya devrederken ortaklık dönemine ilişkin haklarını saklı tutmadığı ve bu nedenle ...’dan kâr payı talebinde bulunamayacağı, ...’nin kâr payı talebinde bulunamayacak olması nedeniyle ...’den alacaklı olan davacılarında talepte bulunamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar eldeki davada, davalılar tarafından oluşturulan adi ortaklığa verdikleri malzemeler karşılığında davalı ... tarafından keşide edilen çeklerin bedelinin ödenmemesi nedeniyle, adi ortaklığın tasfiyesi ile, tasfiye sonunda davalı ...’ye ödenecek tasfiye bedelinden alacaklarının tahsilini istemişlerdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "Tarafların dilekçelerinden de anlaşıldığı üzere talep adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin olup tarafların adi ortaklık şeklinde dershane işletmek amacı ile emeklerini ve paralarını birleştirdikleri anlaşılmaktadır..... Davacının dava dilekçesinden kendisine kar payı verilmediğini ve bu nedenle ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerince iadesini talep etmişse de hukuki nitelendirme hakime ait olup davacının talebinin ortaklığın tasfiyesi ile tasfiyeden ötürü oması durumunda alacak talebine ilişkindir. Tasfiyenin yapılabilmesi içinse ortaklık kayıtları üzerinde inceleme yapılması aktif pasif malvarlığının, borçlarının alacaklarının belirlendikten sonra geriye herhangi bir alacak kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir....
Dava; adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde yapılan ve bu ortaklık ilişkisine konu olan lokantada kullanılan demirbaş eşyaları ile ortaklığa konu lokantaya yapılan zorunlu ve faydalı masrafların davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında “......” adıyla faaliyette olan lokantanın işletilmesine ilişkin olarak adi ortaklık ilişkisi kurulduğu ve bu ortaklığa ilişkin olarak da 01.03.1988 tarihli noterde düzenlenmiş ortaklık sözleşmesinin akdedildiği tarafların kabulündedir. Eldeki davada davacı; ortağı olan davalı ... tarafından ortaklığa konu lokantanın demirbaşlarının 3.kişiye devredildiğini belirterek demirbaşların değerini, ayrıca ortaklığa konu lokantaya yapılan zorunlu ve faydalı tadilat masraflarının tarafına verilmesini talep etmiştir. Davacının bu yönündeki talebinin taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemi olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır....
Gerek davacı gerekse de davalının beyanları ve ihtarnameler nazara alındığında tarafların karşılıklı olarak fesih iradelerinin bulunduğu ve adi ortaklığın karşılıklı olarak fesih edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınması ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar.Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
KANITLAR Dosyadaki bilgi ve belgeler KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, davacı ile davalı ... arasında Bursa ili, Yıldırım ilçesi, Millet Mah. 3070 ada 5 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde Ütopya Evlerinin yapılmasına yönelik kuruluna adi ortaklık ilişkisinin tasfiyesi , adi ortaklık nedeniyle davacının payına düşen bedelin tahsiline yöneliktir....