Maddesi gereği dağıtılması gereken kâr payını dağıtmadığını, ortaklığın feshi için gerekli yasal muameleleri BK'nın ilgili hükümleri gereği yapacaklarını, bu aşamada taleplerinin ortaklık süresince 24.02.2010 tarihinden 31.01.2012 tarihine kadar dağıtılmayan kar payı alacağına ilişkin olduğunu belirterek, kâr payına karşılık şimdilik 50.000,00 TL'nin davalıdan tahsili ile mevcut ise fazlaya ilişkin alacaklarının da tespitini talep ve dava etmiştir. Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ...'nun dava konusu adi ortaklıkta hissesi bulunmadığını, temsilci ortak olan müvekkili ...'ın da tüm görevlerini gereği gibi yerine getirdiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı ... duruşmadaki beyanında davanın reddini talep ettiğini belirtmiştir. Mahkemece; davacının kâr payı alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan kâr payı alacağı istemine ilişkindir....
İstinaf Sebepleri Davalı vekili; taraflarca imzalanan sözleşmenin adi ortaklığın unsurlarını taşımadığını, ortak amaç ve sermaye unsurunun yer almadığını, gerekçeli kararda da sermaye payı ve masraflara ilişkin delil bulunmadığının açıklandığını, davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, bu nedenle adi ortaklık kapsamında değerlendirme yapılamayacağını, dava konusu araçları davalının aldığını, bakım ve işletme masraflarını karşıladığını, davacı tarafından bildirilen bir kısım faaliyet ve çabanın vekaletsiz işgörme kapsamında değerlendirilebileceğini, bu durumun davacıya makine ve gelirleri üzerinde ortaklık hakkı kazandırmayacağını, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, ortaklığa getirilen katılım payı üzerinden tasfiyenin yapılması gerektiğini, katılım payı getirilmediği için belirlemenin doğru olmadığını, hangi işin yapıldığı, ne kadar kazanç elde edildiğine dikkat edilmediğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve...
Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında takip yapılması halinde, adi ortaklığın istihkakına haciz konulamaz. Somut olayda, borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsuz haciz yoluyla yürütülen takipte, 17.04.2014 tarihinde Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü'ne birinci haciz ihbarnamesi gönderildiği ve borçlunun hak ve alacağı ile borçlu şirket ve ...Taahhüt İnş. Ltd. Şti.'nin oluşturduğu adi ortaklığın alacağı üzerine, borçlu şirketin ortaklık payı oranında haciz konulmasının istendiği, borçlu ile ... Taahhüt İnş. Ltd. Şti.'nin, üçüncü kişi Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü'nün yol yapım işi yüklenicilerinden oldukları ve haciz konusu alacağın, adi ortaklık alacağı olduğu anlaşılmaktadır....
Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan kâr payı alacağı istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 620. maddesinde; "Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleşmeyi üstlendikleri sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Maddenin lafzından anlaşıldığı üzere, adi ortaklık en basit tanımı ile iki ya da daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Doktrinde adi şirket – ortaklık, sözleşmeyle kurulan ve bir müşterek amacın elde edilmesine hizmet eden kişi birliği olarak tanımlanmaktadır. ------- Bu tanımlardan-------şeklinde belirtilebilir. Kişi Unsuru: Adi ortaklık bir kişi birliği olmakla, temel unsuru kişidir. Kanunun lafzından da anlaşıldığı üzere adi ortaklık ilişkisinin kurulabilmesi için, iki ya da daha fazla gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelmesi gerekmektedir....
Mahkemece; davanın, adi ortaklıktan doğan kâr payı alacağı davası olduğu; sözleşmeden doğan davada zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, dava tarihi itibariyle bu sürenin geçmediği belirtilerek zamanaşımı itirazı reddedilmiş ve davanın kabulü ile 10.000 TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalılardan Y.. Ç..'in sorumluluğu asıl alacağın 6.286.80 TL lik kısmı ile sınırlı olmak kaydıyla, davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı Y.. Ç.. vekili ve davalı C.. Y.. temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan kâr payı alacağı istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve katılma alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 1.Aile Mahkemesi'nden verilen 25.09.2012 gün ve 211/927 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların 1988 yılında evlendiklerini, dava konusu adi ortaklık şeklindeki ... Dayanıklı Tüketim Malları Ticaret adlı işletmenin açılış sermayesinin vekil edeni tarafından ödendiğini, müvekkilinin hekim olması nedeniyle ticari faaliyet yürütemeyeceğinden 1/2 payın davalı eş adına tescil edildiğini açıklayarak mal rejiminin tasfiyesi ilkesi uyarınca fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 40.000 TL alacağın tasfiye tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı alacağına ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Davacı, davalı ile 03.02.1999 tarihli noterde yaptıkları ortaklık sözleşmesi ile %50'şer oranda kâr ve zarar ortağı olduklarını, davalının 2002-2006 yılları arasında kâr payı ödemesi yaptığı halde 2007 ve 2008 yılları için herhangi bir ödemede bulunmadığı gibi işletme faaliyetleri ve geliri konusunda da bilgi vermediğini ileri sürerek hissesine düşen kâr payının tahsilini istemiştir....
Kaymakamlığına ait inşaat işlerinin yapımı hususunda davalı ile 30.05.2012 tarihli adi ortaklık sözleşmesini imzaladığını, müvekkilinin 40.000 TL katılım payı ve emeği ile ortaklığa katıldığını, sözleşmede işlerin başlangıç, bitim ve kesin kabul anlaşmalarının beraber yürütüleceği ile işlerin kabulü ve hakedişlerinin alınmasını müteakip genel hesaplamalar yapıldıktan sonra hasıl olacak karın 1/2'sinin ve koymuş bulunduğu katılım payının müvekkiline ödeneceği hususlarının kararlaştırıldığını, sözleşme gereğince tarafların üstlendikleri işlerin tamamlandığını ve hakedişlerin davalı tarafından tahsil edildiğini, ancak koymuş olduğu katılım payı ile kar payının müvekkiline ödenmediğini ileri sürerek; adi ortaklığın feshi ile müvekkilinin katılım payı olarak koyduğu 40.000 TL'nin 28.06.2012 tarihinden, (şimdilik) 1.000 TL kâr payı alacağının ise dava tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiş, 26.01.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile kar payı alacağı istemini 28.228 TL'ye yükseltmiştir...
ortaklık ilişkisi kurduğu davalıdan bu miktarı isteyebileceği, zira kesinleşmiş Mahkeme ilamında fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kar payı istenebileceğinin belirtildiği, adi ortaklığın tasfiyesi yönünde karar verilmediği, husumete ilişkin istinaf itirazı haklı görülmediği, kesinleşen ilamda taraflar arasındaki ilişki adi ortaklık ilişkisi olarak nitelendirilmiş olup davalının % 25 hissesini davacı adına tesciline dair kararın kesinleşmesiyle adi ortaklığın tasfiye edilebileceği, adi ortaklıktan kaynaklanan alacağın bu tarihten itibaren muaccel olacağı asıl davada takip, birleşen davada ise dava tarihi itibarıyla 6098 sayılı Kanun'un 147 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 5 yıllık dava zamanaşımının dolmadığı, takip dayanağı alacağın likit ve muayyen olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
A.Ş.de 1994 yılı ile 1999 yılları arasında ortak olduğu, 1999 yılında hisselerini devrederek ayrıldığı, bu şirkete karşı geçmişe dönük ortaklık payı kar payı talebi ile İstanbul Anadolu 14.ATM'de açtığı davanın reddedilerek kesinleştiği, davacının diğer şirketlerle adi ortaklığı olduğuna dair bir belge de olmadığı,davacının davalılarla adi ortaklığın varlığını ve devam ettiğini, ortaklık payı alacağı bulunduğunu ispatlayamadığı gerekçesi ile; "Davanın reddine" karar vermiştir. Karar temyizi kabil olarak verilip dosya temyiz incelemesi için Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmiş ise de, aynı Dairenin 2022/7245 E.2022/8723 K.sayılı 10/11/2022 tarihli kararı ile karar tarihi itibarıyla kanun yolu denetiminin istinaf olduğu gerekçesi ile dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere iade edilmesi nedeniyle istinaf incelemesi için dosyanın Dairemize gönderilmesiyle istinaf incelemesine geçilmiştir....