Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi gereğince davalının davacının adi ortaklık adına yaptığı harcamalardan kendi payına düşen miktarı ödemediğini, TBK' nin 639....

    İcra Müdürlüğü'nün 2020/2998 esas sayılı dosyasındaki dayanak ilamının, davacı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık ile dava dışı Bülent Ecevit Üniversitesi arasındaki inşaat yapım işine ilişkin olduğu, davanın adi ortaklığa izafeten ortaklığı oluşturan davacı şirketler tarafından açıldığı, yine takibin de adi ortaklığı oluşturan davacı şirketler tarafından yapıldığı görülmektedir. Davalının borçlusu ise adi ortaklık olmayıp davacı şirketlerden T2 Tic. Ltd. Şirketi'dir. Türk Borçlar Kanunu'nun 622 ve 623. (Mülga 818 sayılı BK'nın 522 ve 523.) maddeleri gereğince; adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki, yıl sonunda bilançonun düzenlenmesi ile ortaya çıkan kâr payını haczettirebilirler. Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır....

    Bu sebeple davacı vekiline, adi ortaklığı oluşturan tüm ortaklara tebligat yapılması için süre verilmeli ve taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmelidir. Tüzel kişiliği olmadığı halde, adi ortaklık adına davetiye çıkartılması, dosyada taraf teşkili sağlanamadan işin esasına girilerek adi ortaklık aleyhine hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 29.05.2019 gününde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, tazminat, adi ortaklık hissesine dayalı ortaklık alacağı, kira alacağı, elatmanın önlenmesi, icra inkar tazminatı iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin ... bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (6). Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY (6). HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 04.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Sözkonusu adi ortaklık sözleşmesinin 5. maddesinde ortaklığın yönetiminin, 4. maddesinde ortaklar genel kurulu kararlarınının nasıl alınacağı hususunun düzenlendiği görülmüştür. Dosyaya adi yazılı şekilde düzenlenmiş ve 04.05.2010 tarihinde imzalandığı anlaşılan "Taşınmaz Satış Vaadi Ve Yönetim Sözleşmesi” ibraz edilmiştir. Bu sözleşmenin 2. maddesinde ... Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş.” unvanlı adi ortaklık, konusuz kalması sebebiyle fesh edilmektedir” ifadesi yer almaktadır. Dava konusu adi ortaklık sözleşmesinin 4. maddesinde, ortaklık kararlarının en az 4 olumlu oy ile alınacağı kararlaştırılmıştır. Dolayısıyla, dava konusu ortaklığın herhangi 4 ortağının alacağı bir fesih kararıyla (şekle bağlı değildir) adi ortaklık sona erecektir. 04.05.2010 tarihli sözleşme dört ortak tarafından imzalandığından fesih kararı adi ortaklık sözleşmesinin 2....

          nın işletmenin müvekkili portföyünü geliştirerek bahse konu işletmeyi popüler ve kendi klasmanındaki mekanlardan daha üst düzeyde bir mekan haline getirdiğini, bilindiği üzere gerçek kişilerden oluşan adi ortaklığın, iki veya daha fazla gerçek kişinin malvarlıklarını ve emeklerini ortaklaşa bir gayeye ulaşabilmek için bu emek ve malvarlıklarını birleştirmeyi üstlendikleri bir ortaklık yapısı olduğunu, adi ortaklık sözleşmesi için yasa koyucu tarafından herhangi bir şekil şartı öngörülmediğinden adi ortaklığının sözlü olarak da kurulabililir olduğunu, nitekim somut olayda müvekkili ile davalılar arasında uzun yıllardan beri gelen dostluk ve güven ilişkisi bulunduğunu, adi ortaklık kapsamında müvekkilinin adi ortaklığa katılım payı koyma borcunu emeğini ortaya koyma şeklinde ifa ettiğini, müvekkili ...'...

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 18.06.2021 tarih ve 2020/394 Esas, 2021/344 Karar sayılı kararında özetle; "...Tüm dosya içeriği ve delillerin, taraflara ve dava dışı "...-...-..." adi ortaklığa ait ticari defter kayıt ve belgeler, özellikle bilirkişi raporunun değerlendirilmesi sonucunda: "...-...-..." adi ortaklık sözleşmesinin 23/06/2014 tarihinden başlamak üzere 5 yıl süreli olduğu, İzmir 21.Noterliğinin 30/05/2019 tarih ve 17258 yevmiye sayılı düzeltme beyannamesi ile adi ortaklığın süresinin 30/06/2020 tarihine kadar uzatıldığı, davacının dava dışı adi ortaklığa düzenlediği dava konusu 2 (iki) adet faturanın, davacı taraf ve dava dışı adi ortaklık ticari defterlerinde kayıtlı oldukları, adi ortaklığın kendisine düzenlenen bu faturalara karşı bir itirazda bulunmadığı, icra takibine başlanma tarihi 21.08.2020 tarihi itibariyle adi ortaklık kayıtlarında davacının 173.578,00 TL alacağının bulunduğu, ancak icra takibine başlanmasından sonra ......

              Dava, taraflar arasında araç alım satımı için kurulduğu ileri sürülen adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tasfiye alacağı istemine ilişkindir. Kural olarak, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia eden düşer. Bu iddiayı ileri süren taraf, adi ortaklık ilişkisi bir sözleşme olduğundan, iddiasını HMK. md.200 gereğince senet (kesin delil) ile ispat etmelidir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır....

                Asıl ve birleşen davalar yönünden, davacıların talebi; taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile ortaklıktan doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda, tüm taraflarında kabulünde olduğu üzere taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu açıktır. Davacılar ile davalının adi ortaklık oluşturdukları sabit olduğuna göre taraflar arasındaki ihtilafında bu hususu düzenleyen yasa maddeleri uyarınca çözümlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

                  Bu durumda, davacıya adi ortaklık ilişkisinin devam ettiği döneme ait ticari defter, kayıt belgeleri ibraz ettirilerek ve bilirkişi heyetine mali müşavir de dahil edilip davacının adi ortaklık ilişkisi nedeniyle program satarak elde ettiği gelir miktarı da en az dava dilekçesinde kabul ettiği miktar ve birim fiyat üzerinden hesaplanıp adi ortaklığın toplam aktifi belirlendikten sonra bu gelirin elde edilmesi için yapılan veya yapılması gereken masraf ve giderler düşüldükten sonra taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan paylaşım oranı uyarınca davacının istemekte haklı olduğu tasfiye payı alacağı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp maddi tazminat istemine yönelik olarak davanın sonuçlandırılması gerekirken eksik inceleme ile kâr payı alacağı ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Öte yandan yerel mahkemenin ilk kararında, 10.000,00 TL manevi tazminata da hükmedilmiş olup davalının temyizi üzerine hüküm araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu