Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Somut olayda; davacı her ne kadar adi ortaklık kaşesi basılarak imzalanan bonolardan dolayı, imzalayan ortağa kambiyo senedi düzenlenmesi hususunda yetki verilmediğinden bahisle kendisinin borçlu tutulamayacağını ileri sürmüş ise de, davacı ile dava dışı Artvin İSG Hizmetleri Limited Şirketi arasında Artvin Noterliği'nin 29.12.2019 tarih ve 10627 yevmiye numaralı adi ortaklık sözleşmesinin düzenlendiği, bu sözleşmeye göre adi ortaklığı temsile Artvin İSG Hizmetleri Limited Şirketi yetkilisi Gökhan Topçuoğlu'nun münferiden yetkili kılındığı, takibe konu senetlerin adi ortaklığının temsilcisi Gökhan Topçuoğlu tarafından imzalandığının her iki tarafça da kabul edildiği, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından, adi ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm yer almadığı sürece, idareci ortağın yapacağı işlemlerin diğer ortakları da bağlayıcı nitelikte olduğu, adi ortaklıkta idareci ortağın statüsünün...

ve daha sonra da alınan yetki sözleşmesi tarafı olarak SNC-REA Adi Ortaklığı geçmesine rağmen hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadığı halde sadece alacaklı vekilinin talebi gereği sanki adi ortaklık ortaklarından Zuval...Şirketinin unvan değiştirmiş gibi kabul edilerek borçlu dahi gösterilmeyen SNC-REA şirketi adına dava ikame edildiğini, mevcut belge düzenlemesi aşamasında alacaklı vekilince talep edilmiş olsa dahi İzmir Ticaret Odası kayıtlarından durum temin edilebilecekken bu yapılmadan yetki belgesi verilmesinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, borçlu olarak gösterilen adi ortaklıktan başka bir adi ortaklık adına yetki belgesi düzenlendiğini, mevcut dava açılmasına dayanak olan 14/01/2013 tarihli belge için verilen karara karşı şikayet yoluna gitme zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkillerinin adi ortaklık oluşturmasına ve adi ortaklık aleyhine takip yapılamayacak olmasına rağmen bu şekilde başlatılan takipten kaynaklı olarak adi ortaklığın mallarına haciz konulmasının mümkün...

Davacı adi ortaklar ile davalı arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesinde, kiracının başka bir sözleşmeden kaynaklı borcu var ise kiraya verenin malı alıkoyma hakkı olduğuna dair hüküm var ise de, kiracının adi ortaklık olduğu, adi oraklığın tüzel kişiliği olmasa da sözleşmeye taraf olarak yer aldığı, bu durumda adi ortaklığın başka bir sözleşmeden kaynaklı borcu olup olmadığının araştırılması gerektiği, adi ortaklardan birinin başka bir sözleşmeyle ilgili borcu olmasının adi ortaklık olan kiracının borcu olarak kabul edilmeyeceği, adi ortaklardan birinin kiraya verene bir borcu var ise, ancak adi ortaklığın tasfiye payından tahsilinin mümkün olduğu, adi ortaklar elbirliğiyle hak sahibi oldukları için borçlu ortağın payının belli olmadığı, bu nedenle adi ortaklık borcu kabul edilmeyen bir borç nedeniyle diğer adi ortağı ve ortaklığın sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmiştir....

    Davacı adi ortaklar ile davalı arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesinde, kiracının başka bir sözleşmeden kaynaklı borcu var ise kiraya verenin malı alıkoyma hakkı olduğuna dair hüküm var ise de, kiracının adi ortaklık olduğu, adi oraklığın tüzel kişiliği olmasa da sözleşmeye taraf olarak yer aldığı, bu durumda adi ortaklığın başka bir sözleşmeden kaynaklı borcu olup olmadığının araştırılması gerektiği, adi ortaklardan birinin başka bir sözleşmeyle ilgili borcu olmasının adi ortaklık olan kiracının borcu olarak kabul edilmeyeceği, adi ortaklardan birinin kiraya verene bir borcu var ise, ancak adi ortaklığın tasfiye payından tahsilinin mümkün olduğu, adi ortaklar elbirliğiyle hak sahibi oldukları için borçlu ortağın payının belli olmadığı, bu nedenle adi ortaklık borcu kabul edilmeyen bir borç nedeniyle diğer adi ortağı ve ortaklığın sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmiştir....

      Şikayete konu takipte, borçlu olarak adi ortaklığı oluşturan şirketler yanında ayrıca adi ortaklığın (... İş Ortaklığının) gösterildiği anlaşıldığından, yukarıda da açıklandığı üzere adi ortaklığın tüzel kişiliği ve dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmadığından adi ortaklık hakkında yapılan takibin hukuken geçerliliği bulunmamaktadır. O halde mahkemece anılan husus re’sen gözetilerek iş ortaklığı hakkında başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Her ne kadar davalı olarak tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklığa dava açılmış olsa da öncelikle davanın adi ortaklığa karşı açılması sebebiyle mahkeme tarafından taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini, yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre adi ortaklığa karşı açılmış olan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş olduğunu, bu durumda taraflarına, adi ortaklığı oluşturan tüm davalılara ayrı ayrı tebligat yapılması için süre verilmesi ve taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmesi gerektiğini, bu nedenle yerel mahkemece verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı T5 tarafından dosyaya sunulan vekaletnamede de, şirket adına değil tüzel kişiliği olmayan adi ortaklık adına vekalet verildiğini, adi ortaklığın dava ehliyeti olmadığından adi ortaklığı oluşturan ortaklıklardan her biri adına vekaletname varsa ibraz edilmesinin sağlanması, yoksa adi ortaklardan her birine ayrı ayrı...

        Uyuşmazlık, Emekli Sandığı İştirakçisi olan davacı hakkında 5434 sayılı Yasanın adi malüllük hükümlerinin uygulanmasına ilişkin olup, 5434 sayılı ... Kanunu'nun 49. maddesi son fıkrasında; haklarında adi malüllük hükümleri uygulananların, Emekli Sandığı Yönetim Kurulunca verilen adi malüllük kararının kendilerine tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, malüllüklerinin vazife malüllüğü olduğunu yazı ile Sandığa bildirerek işlemin düzeltilmesini isteyebileceği hüküm altına alınmıştır. Tebliğ tarihi belli olmayan 11.11.1988 tarih ve 43059 sayılı işlemle kendisine adi malül olarak emeklilik tahsisi yapılan davacının, işlem tarihi esas alınsa dahi 5434 sayılı Yasanın 49....

          İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Ltd. ... ./.. s.2 15.H.D. 2009/2491 2009/4320 Şti’ni temsile yetkililerince verilen vekâletname uyarınca adi ortaklığı temsilen icra takibine kısmi itirazda bulunulmuştur. Dava dilekçesinde de, sadece “...” davalı olarak gösterilmiş ve yine adi ortakların tümünü davada vekilleri temsil etmiştir. Gerçekten de, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı gibi, davada taraf ehliyetleri de yoktur. Kural olarak adi ortaklık, iştirak kurallarına tâbidir, ancak Borçlar Kanununun 534. maddesi hükmü gereğince, para borçlarından ötürü, adi ortaklar, alacaklılara karşı müteselsilen sorumludurlar. Adi ortaklığa karşı başlatılmış olan icra takibi veya dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir....

            e verilmesine, adi ortaklığın zarar ettiği tespit edilmekle birlikte ilk hükümde zarar talebinin reddine karar verilip bu yönüyle temyiz edilmediğinden davacı şirketin zarara ilişkin talebinin reddine, adi ortaklığın kâr payına teminat olarak davalıya verilen 300.000,00 TL bedelli senedin davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine, davacı şirket adına davacı ... ile davalının yaptığı 08.12.2019 ve 13.01.2010 tarihli protokollerin geçersiz olduğunun tespitine, davacı şirket ile davalının adi ortaklığın tasfiyesi nedeniyle birbirlerinden alacak ve borçlarının kalmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmün davalı tarafından adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlıklar yönünden temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (3)....

              Eğitim Ltd Şti ve Lapis Eğitim Ltd Şti adi ortaklığı aleyhine dava açılmış, Mahkemece adi ortaklık aleyhine yargılama sürdürülerek yine adi ortaklık aleyhine hüküm kurulmuş ise de, adi ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Adi ortaklığı oluşturan şirketlerden her birine ayrı ayrı tebligat yapılarak her bir şirket yönünden ayrı ayrı taraf teşkili sağlanmadan işin esasına yönelik karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca dosyaya adi ortaklık vekili olarak cevap dilekçesi sunan ve yine adi ortaklık adına davayı takip eden vekilin vekaletnamesinin adi ortaklığı oluşturan şirketlerden sadece birine ait olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup, mahkemece bu eksiklik giderilmeden hüküm kurulması da yerinde görülmemiştir. Adi ortalığı oluşturan şirketlerin ayrı ayrı davadan haberdar edilmeleri sağlanmalı, taraf teşkili usulüne uygun olarak yapıldıktan sonra işin esasına yönelik karar verilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu