davalıda olduğu, 12.12.2018 tarihli rapora göre davacının 877.223,00 TL alacağı olduğunun tespit edildiği, bu miktara ilişkin tamamlama harcının yatırıldığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile taraflar arasındaki adi ortaklığın feshine, davacının adi ortaklıktan doğan 877.223,00 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Uyuşmazlık; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında "..." isimli lokantanın işletilmesi amacıyla adi ortaklık kurulduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, davalı tarafından işletmeye alınmadığını belirterek adi ortaklığın feshi ile sermaye ve kar payını istemiş; davalı ise davacının adi ortaklıktan isteği ile ayrıldığını, davacının alacağı olmadığını savunmuş, açtığı karşı davasında ise ortaklığın borçları nedeni ile davacı- karşı davalıdan 22.451,14 TL'nin tahsilini talep etmiştir....
Davalı vekili cevabında; adi ortaklığın 2006 yılında başlayıp 2008 yılında sona erdiğini, davacının iddialarının yersiz olduğunu, ortaklığın hayvan beslemek ve satmak gayesiyle kurulduğunu, davacının adi ortaklıktan alacağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu konusunda ihtilaf olmadığı, davacının fiilen sona eren ortaklığın hukuken de sona erdirilmesi ve tasfiye amacıyla bu davanın açıldığını; aldırılan bilirkişi raporları ile ortaklık adına düzenlenen herhangi bir belge bulunmadığı, yapılan tüm işlemlerin şahıslar üzerinden yürütüldüğü, böylece ortaklık malı bulunmadığı anlaşıldığından; tasfiye konusunda karar verilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçe gösterilerek, “davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında kurulmuş adi ortaklığın sona erdirilmesine, adi ortaklığın malları bulunmadığı anlaşıldığından tasfiye konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
ile vergi ve sigorta borçlarından sorumlu olacağını belirterek, adi ortaklığın feshine ve tasfiye memuru tayin edilerek adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkememizce adi şirketin alacakları ve borçları ile ilgili bilirkişi raporu alınış, davacı yönetici ortağın sunduğu delillere göre adi ortaklığın zarar ettiği ve ayrıca asıl gayenin gerçekleştiği ve sözleşmede belirlenen 10 yıllık sürenin de dolduğu tespit edilerek adi ortaklığın sona erdiğinin kabulü gerektiği kanaatiyle TBK'nun 644/2 maddesi uyarınca tasfiye yapılması gerektiğinden tasfiye kurulu oluşturulmuş, tasfiye işlemleri tamamlanmak üzere 3'er aylık dönemlerde rapor alınmış, yapılacak tasfiye ve yargılama giderlerinin de tasfiye bilançosunda nazara alınmasına karar verilerek tasfiye memurları tarafından ortaklara yapılacak paylaşım yönünden son bilançonun düzenlenmesine karar verilmiş ve tasfiye kuruluna ücret takdir edilmiştir....
gereken gelir gider ve genel olarak ortaklığın durumu ile ilgili bir bilgiyi davacı ortağa vermediği olgusunun davacı delilleri kapsamında ispat edildiği, güven kaybına uğrayan davacının adi ortaklığın fesih talebinin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, taraflar arasında kurulan adi ortaklık sözleşmesinin feshi ve tasfiyesine, adi ortaklığın tasfiyesi bakımından tasfiye memuru olarak mali müşavir atanmasına, tasfiye memuru ücreti olarak 400,00 TL ücret takdirine, iş bu ücretin davacı tarafından karşılanmasına, karar kesinleşinceye kadar ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının tespiti, yönetimi ve mal varlığının korunması bakımından kayyım olarak mali müşavir ...'...
Mahkemece; taraflar arasında adi ortaklığın varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacının adi ortaklığın tasfiyesi ile ortaklığın tasfiyesi neticesinde hissesine düşen miktarı davalıdan talep ettiği belirlenmiş, davalının teklifi üzerine davacı ortaklığı sonlandırmadıkları hususunda yemin eda etmiş, adi ortaklığa ait ticari defterlerin bulunmadığı, bu kapsamda bilirkişi heyet raporunda belirtildiği üzere tasfiye hesabının yapılabilmesini teminen, iş makinesinin piyasa değerinin, aylık kira tutarının belirlenmesi için ilgili odalara müzekkereler yazılmış, finansal kiralama şirketine müzekkere yazılarak bakiye borç miktarı tespit edilmiş ancak, toplanan deliller sonrası bilirkişiden tasfiye hesabına yönelik rapor alınmadan, ispat yükünün davacıda olduğu, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1) Taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin...
Mahkemece de taraflar arasında adi ortaklık olduğu kabul edilmiş, kararın bu gerekçesi davalı tarafından temyiz edilmemekle adi ortaklığın varlığı hususu kesinleşmiştir. Adi ortaklık dava tarihine kadar fesih ve tasfiye edilmediğine göre, BK 128. maddesi gereğince davacı alacağı muaccel olmamış ve zamanaşımı süresi başlamadığından davacının tasfiyeden doğan alacağının zamanaşımına uğradığı kabul edilemez. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiyesi talebini de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır....
Sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK'nın 520. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen "Adi Ortaklık" ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca sözleşmede kararlaştırılan 65.000,00 TL'nin ödenmediği de savunulmamıştır. Adi ortaklıkta 65.000,00 TL istendiğine göre, bu istem sermaye payının ödetilmesi niteliğinde olduğundan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsar (Y. 13 HD. 21.3.1994 T. 1239-2828 syl.k.). Sözleşmenin süreli olduğu anlaşılmakla birlikte süreden önce feshi istenilmiştir. Bu nedenle de adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talep edilmiştir. Davacı yönetici ortak olan davalının sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürerek fesih ve tasfiye isteminde bulunmuş olup, ortaklığın hukuken ve kesin bir şekilde son bulması için, tasfiye hesabının da yapılması gerekir (Y. 13 HD.15.2.1993 T. 61-1202 sayılı kararı)....