WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapu Sicil Tüzüğünün 87. maddesi uyarınca kadastro çalışmaları sırasında meydana gelen yazım hataları ile ad, soyadı ve baba adındaki yanlışlık veya eksikliklerin düzeltilmesi o maddede belirtilen inceleme suretiyle tapu sicil müdürlüğünce yapılabilir. Kısaca, istemin değerlendirileceği yer ilgili tapu sicil müdürlüğüdür. Davacı, diğer bir mahkeme yahut idare makam veya yargı merciinin görevine giren bir davayı mahkeme önüne getirdiğinden ve görev sorununun her aşamada dikkate alınması gerekeceğinden mahkemece HUMK’nun 7. maddesi hükmü nazara alınarak davanın yargı yolu nedeniyle reddi yerine çekişmenin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/10/2019 NUMARASI : 2018/571 ESAS - 2019/420 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin adının Haydar Serhan Özen iken nüfusa isminin T2 olarak kaydedildiğini, müvekkilinin çocuğunun yakın zamanda okula başlayacağını, bilenen isim ve soyisminin nüfustaki ismi ile karşılıklara neden olacağını, bu nedenlerle Tunceli ilinde oturan müvekkili Metin Özen'in velayetinde olan T2'ın isminin "Haydar Serhan" soy isminin ise "VARDAR" olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı nüfus temsilcisi duruşmada; davacının Türkiye'de nüfus kayıtlarında kaydının bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir....

    Kişi bununla anılır, tanınır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Kanunu'nun ön gördüğü " haklı sebep" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri ileri sürülen sebebin ve yeni alınmak istenen ad ve soyadının toplum değerlerine ve kanunun buyurucu hükümlerine ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun tespiti gerekir. Yargıtay uygulamalarında, kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı soyadı ile anılmayı ve onu kayden de taşımayı istemesinin haklı sebep teşkil edeceği kabul edilmiştir....

    Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusunda bir yasal düzenleme bulunmadığından ve esasen bu konuda bir kıstas belirlenmesi de söz konusu olmadığından haklı sebebin var olup olmadığı her bir davada özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel, kişiye özgü nedenler; istemde bulunan kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri ve mahkemeye yansıyan ruhsal durumu dikkate alınarak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad (Öz veya soy) kişiliğin ayrılmaz bir ögesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Adın bu işlev niteliği, onun sahibi olan kişi tarafından benimsenmesi ile anlam ifade eder. İsmini benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştiremeyen kişinin ismini değiştirmek en doğal hakkıdır. Kişi genellikle belli bir soyadı ile doğar ve doğar doğmaz da ailesi tarafından konulan bir ad ile anılır....

    Adana 5.Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi gereğince ad ve soyada ilişkin düzeltme davalarının Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevinde olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzenlenmiş ve düzeltme davalarında yetki ve görev yönünden ise düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Sözkonusu fıkranın b bendinde ise ad ve soyada ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Diğer taraftan, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 382. maddesinde, "çekişmesiz yargı işleri" düzenlenmiş, aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendinde, "kişiler hukukundaki çekişmesiz yargı işleri" başlığı altında 2. alt bend olarak "ad ve soyadın değiştirilmesi"ne ilişkin taleplerin "çekişmesiz yargı işi" olduğu belirtilmiştir....

      Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi gereğince ad ve soyada ilişkin düzeltme davalarının Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevinde olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzenlenmiş ve düzeltme davalarında yetki ve görev yönünden ise düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Sözkonusu fıkranın b bendinde ise ad ve soyada ilişkin düzenleme bulunmaktadır....

        Mahallinde yapılan keşif sonucu; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1-Davacı ... vekilinin davadan feragati hakkında hüküm kurulmaması, 2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davacılardan ..., ..., ..., ... hisseleri üzerinde bulunan takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmaması, 3-Gerekçeli karar başlığında davacı ...'ın ad ve soyadı yerine, adı geçen adına vekalet veren ...'ın ad ve soyadının gösterilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı idareden peşin alınan karar düzeltme ve temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır. Ayrıca, bu davanın sonucunda verilen kararlar kesin hüküm sayılmamakta, kararın yersiz veya hatalı görülmesi halinde, ileri sürülen delillere ve duruma göre yeniden ad değişikliği talebinde bulunulabilmesi mümkün olmaktadır. Bu değerlendirmelere göre, ad ve soyadı değişikliği davaları da 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 382/II-a,2 fıkrasında “Ad ve soyadın değiştirilmesi”, çekişmesiz yargı işlerinden sayılmıştır. Aynı yasanın 383. maddesinde de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olacağı hükmüne yer verilmiştir....

            ın Türkiye'de nüfus kütüğüne kaydedilmesine dayanak oluşturan "Kanun Yoluyla Türk Vatandaşlığını Kazanma Bildirim Formu"nda soyadının ... ... olduğu ve bu soyadı ile kütüğe kaydedildiği, buna göre ilgilinin nüfus kütüğüne geçirilişi sırasında dayanak belgesi ile kütükteki kayıt arasında herhangi bir yanlışlığın (maddi hatanın) bulunmadığı anlaşılmaktadır. 1587 Sayılı Nüfus Yasasının 11. maddesi ile Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetlerine Ait Kuruluş Görev ve Çalışma Yönergesinin 151. maddelerinde belirtildiği üzere, kişinin nüfus kütüğüne kaydı sırasında nüfus memurlarının yaptığı maddi hataların dayanağı belgelere uygun olarak düzenlenmemesi durumunda bunların nüfus müdürlüğünce düzeltilmesi; bunun dışında kalan ad ve soyadındaki düzeltme ve değişikliklerin ise Nüfus Yasasının 46. maddesi uyarınca ancak mahkeme kararı ile yapılması gerekir....

              Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır....

              UYAP Entegrasyonu